Engeller İzin Vermez Aşka [Yuri - One Shot]

Sıradan bir okul günüydü. Krystal herzamanki gibi en popüler öğrencilerin oturduğu köşede etrafındaki diğer kızlarla oturuyordu. Küçümseyen bakışları herkesin üzerinde geziyordu 'Hepinizden daha mükemmelim fahişeler' dermişcesine.

Kızkardeşi Jessica'nın yaklaştığını gördüğünde gözlerini devirdi.

- Ne istiyorsun ?

+ Sana da merhaba Krystal.

- Hm herneyse.

+ Bana bak, ablan olduğumu unutma. Popüleriten bana işlemez !

- Hadi ya ? Hepsi bana tapıyorlar. Ayrıca artık ablam değilsin.

+ Kardeşim olmadığını asıl benim söylemem gerekmiyor mu, özellikle de kaçtıktan sonra ?

- Kapa çeneni ve siktirip git.

Haklıydı. Okuldaki erkekler onu gördüklerinde bile boşalabilirlerdi. Kızlar.. onlar ise deliler gibi kıskanabiliyorlardı sadece. Çünkü o mükemmeldi.

Okulun en popüleri oydu. Fakat bir sevgilisi bile yoktu. Kendine aşıktı o. Yanlış anlaşılmasın o mastürbasyon yapmazdı. Gördüğü erkeklerden etkilenmiyordu. Ki.. bu da yanlış anlaşılmasın. Eşcinseller en sevdiği dalga konusuydu onun için.

Fakat insanlar öngörülerine yenik düşüp bazı şeylere kötümser yaklaşmalı mıydı ? Öngörüler mi yönetmeliydi insanları ? Yoksa öğrenmeliler miydi olayların aslını ? Öğrenmeden alay etseler ? Ya birgün dalga geçtikleri duruma düşseler ?

Hiç düşünmezler, umursamazlar farklı olanları. Bu.. dini meselelerden tut, kişisel prensipler vb şeylere dayanarak savunurlar kendilerini. Savunurlar da.. ya savunulması gereken kişi başkalarıysa ?..

Lanet ders zili yine çalmıştı. Herkes sınıflarına giriyordu. Krystal, Victoria ve Luna hariç. Onlar tuvalette makyajlarını tazelemekle meşguldüler. İşleri bitip de sınıfa girdiklerinde öğretmen çoktan girmişti derse. Krystal önde, Vic ve Luna da arkasında duruyordu. Hiçbiri tarzını bozmuyordu sorgulanıyor olmalarına rağmen.

- Neredeydiniz Krystal ?

+ Üzgünüz geciktik falan filan.

- Size neredeydiniz dedim ?

+ Bu güzellik gökten düşmüyor, tuvalette makyaj tazeliyorduk.

Gayet mutlu gülümsüyordu. Öğretmen de daha fazla dayanamadı ve derin bir nefes alarak yerine geçmesini söyledi.

- Çocuklar, bugün sınıfımıza yeni gelecek bir öğrenci var.

İçeri görüp görebileceğiniz en yakışıklı çocuk girdi. Kızların tamamı aralarında fısıldaşmaya başladı. 'Tanrım ne yakışıklı, tarzı bile mükemmel, yüzünün her noktası kusursuz'

Peki ya prenses Jung ne yapıyordu. O sınıfın fısıldışmalarını duymuyordu bile. Gözlerini yeni çocuğa dikmişti. Ağzından çıkacak sözleri bekliyor , adını öğrenmek istiyordu.

- Ben Amber Liu, iyi anlaşalım.

Saygıyla eğildiği anda herkesin ağzı açık kaldı. Amber mı demişti o ? Belki de yanlış duymuşlardır hm ? Victoria ayağa kalktı alaycı bir tavırla.

+ Dur biraz, Amber mı dedin sen ?

- Evet, Amber dedim. Adım bu.

Öğretmen oturması için Krystal'ın önündeki sırayı gösterdi. Ders sıkıcıydı. Krystal gözlerini Amber'dan ayırmıyordu.