6:6

1.7K 117 425
                                    

YN: renmin etiketinde birinciyiz!! 24122020

Ve misafirlikteyim şu an bölüm atıyorum, siz de Hanjun oneshot'ıma bakıverin ya

🔞🔞??

—————

Gerilmişti. Renjun kesinlikle çok gerilmişti, öyle ki evden çıkarken kapıya kafa atmıştı yanlışlıkla. O derece gergindi işte.

Kalbi resmen ağzında atarken atılan konumdaki güzel otele yürümeye başladı. Aslında taksiye veya otobüse binse daha hızlı varırdı- ki Renjun bunu hiç istemiyordu.

Yüzünü, adını, hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediği bir adamın seks oyuncağı olmuştu... Bu kesinlikle tuhaf hissettiriyordu ama bir yandan da zevk veriyordu.

Renjun, bir sürü duygu arasında sıkışıp kalmıştı.

Ferah, geniş ve gerçekten güzel olan bu otele vardığında oda numarasını bulabilmek için kapılara bakınmaya başladı. Bir yandan içi içini yiyordu. Belki de birileri oyuna getirmişti onu... Yarı yolda dönmek istese de 127 numaralı kapıya vardığında vazgeçti bundan.

Gerginliğini biraz olsun atabilmek için minik elleriyle açık fuşya rengindeki, sümbül kokulu saçlarını karıştırdı. Yanaklarına hafif hafif vurarak cesaret vermeye çalıştı kendine.
Zaten gayet güzel giyinmişti. Kısa, mavi kot şortu bembeyaz bacaklarını sunuyordu gözler önüne ve göbek deliğinin hemen üstünde biten toz pembe tişörtü, kollarını kaldırdığında ince belini çıkarıyordu ortaya.

Gerçi çuval giyse de baştan çıkarıcı görünürdü, hadi ama, bahsettiğimiz kişi Huang Renjun.

Babacığını az da olsun görebileceği için heyecandan kasılırken kapı açılınca irkildi.

"Hadi ama, tam beş dakikadır kapıda dikiliyorsun."

Renjun, bu tanıdık sesle şakaya getirilmediğini anlamıştı en azından. Yavaşça başını sallayıp içeri girdiğinde odanın ne kadar ferah ve güzel olduğunu görmüş, loş ışık ve buram buram yasemin kokusuyla rahatlayıvermişti.

İçi rahatladığında kendisini dikkatle süzen genç adama çevirdi gözlerini. Loş ışık yüzünden kim olduğunu çıkaramamıştı ama tehlike ve arzuyla dolu buz mavisi gözleri gayet net bir şekilde görebiliyordu.

"Babacığım."

Renjun yumuşak bir sesle mırıldandığında uzun olan gülümsedi. Küçüğüne sokuldu yavaşça, kaslı kollarını incecik bele sarıp vücutlarını yaklaştırdı.

"Bebeğim benim, kokun çok şekerli."

Bebeğinden daha uzun olduğu için hiç sıkıntı çekmeden yüzünü, yumuşacık ve açık fuşya rengindeki saç tutamlarına gömdü. Renjun buna kıkırdadı ve kollarını doladı uzun bedenin boynuna.

Birkaç dakika ardından Jeno, elleri altındaki incecik beli yavaşça okşamaya başlamıştı. Bir elini, küçüğün yumuşak kalçalarına indirdiği anda kazandığı kısık sesli inlemeyle dayanamayıp sırıttı.

"Çabuk etkileniyorsun, değil mi bebeğim?"

Renjun yüzünü, babacığının yasemin kokulu boynuna gömmüş derin derin soluklanırken başını salladı usulca. Hakikaten de çabuk etkilenmişti Renjun. Jeno öyle bir kavramıştı ki kalçalarını, yalnızca kavramakla kalmamış, kasıklarına da bastırmıştı minik bedenin kasıklarını.

"Babacığım, vücudum yanıyor... Seni hissetmek istiyorum, lütfen."

"Lütfen, ne?"

"Kediciğini güzelce eğitip hizaya getirmek istemez misin, babacık?" diye mırıldandı Renjun, Jeno'nun kahve tutamlarına hafifçe asılırken.

sümbül kokulu // noren ✔️Where stories live. Discover now