•K.Y | Güz Rüzgarı & BÖLÜM: 1 İNŞAAT SESİ 🍁

878 729 123
                                    

Başlangıç Tarihi:

Başlangıç Saati:

Buraya da Kehribar Yüreğin ilk bölümü için kalp bırakalım.

Satır arası yorumlar yapmayı ve görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın. Keyifli okumalar.

Bölüm Şarkısı: Tuğkan - Unutmak o kadar kolay mı sandın?

Anılar vardır herkesin kendini kaybettiği, unutmaya kıyamadığı. Arkası dönülüp gidilmesi zor olan, her hatırlandığında yüzünüzde buruk bir tebessüm oluşturtan. Hatırlandıkça canlılığını korurdu onlar. Hafızanıza yavaş yavaş sızmıştır. Aklınıza gelince de gitmek bilmezdi hiçbiri. Derin bir nefes verip kıvır kıvır olan kızıl saçlarımda elimi dolaştırdım. Denizin yakınlarında bulunan, fazla lüks olamayan bir evim vardı. Sabah erkenden kalktığım gibi kendimi yine denizin yanında bulmuştum. En iyi o anlardı içimde biriktirdiklerimi.

İçindekileri etrafındaki varlıklara anlatırdı da insana anlatır mıydı insan?

Hayatım boyunca kime güvensem ya beni yarı yolda bırakmış ya da hiç yanımda olmamıştı. Zengin olmasa da varlıklı olan bir aile de büyümüştüm. Ailesi tarafından istenmeyerek büyütülmüş bir kız çocuğuydum. Onlara göre evlat yerine konulmayan, kazara meydana gelerek Dünyaya gözlerimi açan bir bebektim ben. Oysaki çok küçüktüm gerçekleri öğrendiğim zaman. Her kızın annesi ve babası ile vakit geçirmek istediği, babasını ilk aşkı olarak nitelendirdikleri yaştaydım. Maddi hiçbir varlıklarına göz koymamıştım. İstediğim tek şey... Onların sevgilerini hissetmekti.

Her hayat film ve kitaplardaki gibi olsaydı keşke değil mi? Halbuki gerçek hayat böyle değildi. Acıyla mutluluğu birbirine karıştırmış bir bütündü. Kimi zaman yaşadığımız acılar da ağır gelirdi üstümüze ama aslında ağır sayılmazdı. Katlanabileceğimiz kadar acılarla, imtihanlarla sınanıyorduk. Hiçbir acı geçmez de değildi. Geçerdi fakat tek bir acı hariçti benim için. Tek onun acısı geçmemişti. Onsuz geçen her gün... Kalbimdeki acının tazeliği hep kendini korumuştu. Aldığım nefes, içtiğim su hiç dindirmeye yetmemişti.

Karanlık, sisli olan bir gece de ışıl ışıl parlayan zeytin yeşili gözlerini bana bakarken gördüğüm gün... Ufacık bir kıvılcım düşmüştü yüreğime. Uzaklaşmak istedikçe beni kendine daha çok bağlamış, yüreğimdeki kıvılcımı büyütmüştü. İçimde büyüyen kıvılcım da zamanla kora dönüşmüştü. Şimdi ise kalbim... O kor yüzünden yanıyor, kavruluyordu. Bağırıp haykırmak istediğim anlarda yapamıyordum. Dudaklarım birbirine kilitleniyordu ve ben susarak daha da içime gömülüyordum. Yaptıklarının ağırlığı altında eziliyordum. Ezildiğim içinde gururum aşkımdan ağır basıyordu.

Ben... Gülden Canay Erden. Çok iyi bir derece ile İstanbul'daki Boğaziçi Üniversitesi'ne gidip İşletme Bölümünü okumuştum. Kendimi geliştirmek için sertifika programlarına katılmış, üç dil öğrenmek için kursa yazılarak, onların sınavlarına girip belgelerini almıştım. Bunlar: İtalyanca, İspanyolca ve Korece dilleriydi. İngilizceyi Türkçe gibi ana dilim olarak bilirdim çünkü baba tarafım İngiliz asıllıydı.

Zamanında babamın ailesi çok varlıklıymış ama bazı olaylar ve miras kavgaları yüzünden çoğu sahip oldukları maddiyat yavaş yavaş varlığını yitirmiş. Tabii bunda annem ile evlenmesinin de etkisi varmış teyzemin anlattığına göre. Onlar ben liseyi bitirene kadar okumamı sağlamışlardı. Üniversiteyi teyzemin maddi desteği ile okuyup mezun olmuştum.

KEHRİBAR YÜREK | Güz Rüzgarı 🍁Onde histórias criam vida. Descubra agora