|Chapter Eight: Tell me about your life|

2.5K 335 72
                                    

|Seungmin|

"Yani şimdi diyorsun ki bir kardeşin vardı ama ilk kızışmanda yardım istemek için seni bıraktı ve bir daha geri dönmedi."

Lider alfa ile beraber onun bahsettiği yere gelmiş, ikimiz de karşımızdaki gün doğumunu izlerken çimlere oturmuş konuşuyorduk. O bana kardeşlerinden ve ailesinden bahsetmiş, ek olarak sürüdeki belirli şeyleri anlatmıştı. Ardından gülümseyerek bana bakmış ve benim de aynı şeylerden bahsetmemi istemişti.

Ben ise gülümseyerek karşılık vermiş, ellerimle oynamaya başlayarak ona anlatmıştım her şeyi. Ailemizin o sürü tarafından sürgün edilmesinden, kardeşim ile geçirdiğim zamanlardan ve onun gitmesinden, onsuz geçirdiğim yedi yıldan... Tüm hayatımdan bahsetmiştim daha dün tanımaya başladığım oğlana.

Ama, sanki onu dünden beri tanıyormuş gibi hissetmiyordum. Sanki daha önce karşılaşmışız gibi hissediyordum ve ona güveniyordum. Ona güvendiğim gibi, onu seviyordum.

"Evet, ben ilk kızışmamı yaşarken çok endişelendi." demiştim gülümserken. Başımı kaldırmış ve karşımdaki manzarayı izlemeye başlamıştım bu sefer. Güneş doğarken oluşan renkler çok hoşuma gitmişti. "Biliyorsun, bir alfa ve bir omega kardeş ise birbirlerinin kızışmasından etkilenmez. Ben onun kızışmasından etkilenmemiş, elimden geldiğince ona yardım etmiştim. Az buz biliyordum nelerin iyi geldiğini. Ben kızışmaya girdiğimde evde malzemeler bitmişti ve aldığımız malzemeler bölgenin içindeydi. Bana onlardan alıp geleceğini, bulamazsa da bölgedeki sürülerden yardım isteyeceğini söyledi."

"Ama o, o günden sonra gelmedi. Kızışmam bittiğinde bile bekledim onu. Kapıyı açarak aniden 'Seungmin, ben geldim!' diye bağırmasını, bana sataşmasını, ona sarılmama izin vermesi için çabalamayı özlemiştim çünkü. Kurdum o gittikten sonra bir yıla kadar onun kurdu ile iletişime geçebilmişti. Ama bir yıl sonra, onunla hiçbir şekilde iletişim kuramadım."

Anlattıklarım ile beraber dolmuş olan gözlerimi birkaç kez kırpmış, akan yaşları ellerimle sildikten sonra gülümsemiştim. Aklıma çocukluk anılarımızın dolması ile beraber yüzümde oluşan gülümseme giderek büyümeye başlamıştı.

'Ağlama, Seungmin.' demişti kurdum. Onun da sesi titriyordu ki sabahtan beri tuhaf bir şekilde mutluydu ve ağlıyordu. 'Kardeşlerimiz yaşıyor, bunu hissedebiliyorum.'

"Anladım... Kardeşinin ismi ne demiştin? Bir daha söyler misin?"

Soru sorması ile beraber bakışlarımı manzaradan alarak ona doğru çevirmiş, gülümseyen yüzü ile karşılaşmıştım. Başımı kabul ettiğime dair sallarken duyabileceği bir şekilde mırıldanmış, ardından tekrar güneşin doğuşunu izlemeye dönmüştüm.

"Lee Minho."

Tekrar onun mırıltılarını duymuştum. Bu sefer aynı buraya gelirken olduğu gibi bir sessizlik çökmüştü aramıza. Ben doğan güneşi izlemeye devam ederken bakışlarını üzerimde hissetmiştim.

Ama yine de ona bakmamakta inat ediyordum.

"Kardeşini tanıyorum." demişti aniden. Konuşması ile beraber başımı ona çevirmiş ve şaşkın bir şekilde ona bakmaya başlamıştım. "Kaç yıö önce gitti demiştin?"

"Yedi yıl önce."

"Yedi yıl önce ben başa geçmeden bölgeye giren bir alfa vardı." demişti gülümseyerek bana bakarken. Ben de gülümseyerek onu dinliyordum. "Babam onu bölgenin olduğu yerde görmüştü. Bitkin düşüp sınırın olduğu yerde baygın yatıyordu. Onu sürü evine getirdi ve bir süre bizimle kaldı. Ondan sonra gitmişti ama nereye gittiğini bilmiyorum."

Başımı anladığıma dair sallamış, ardından tekrar önüme bakmıştım. En azından buraya uğradığını öğrenince biraz daha rahatlamıştım.

En azından hissediyordum. O da beni hissediyordu.

----
İlk önce kardeşleri birleştireceğim :') Fazla ayrı kaldılar, yeter bence dmfbdmgnmdg
Ondan sonrasını sizin hayal gücünüz :3

Ama şeyi merak ediyorum, ileride ne olacağını düşündüyseniz buraya yazar mısınız? Belki tutan olur dkhfmdnfmf

Chanmin ile kalın :3


My Luna •ChanminWhere stories live. Discover now