3. "Muhmmed Buğra İbni Selim"

13.4K 1.8K 1K
                                    

"Eee nasılsın bakalım Soğuk Nevale Efnan biz yokken neler yaptın? " dedi Nilüfer fısıldayarak. "Koridordan geçen her kız bize garip bir şekilde bakıyordu? "

Güldüm. "Genelde tek takılıyordum, ya da kimseyle konuşmazdım. Yanımda birilerinin olduğunu görünce şaşırmış olmalılar. " dedim.

"Vay be Efnan. Şimdi hafızsın he? " dedi omzuma bir kaç defa hafifçe vurarak. Sonra etrafına baktı. "Ben hâlâ buraya alışamadım. Gecelikle yatmak nedir ya. Rahat yatamamki ben." dedi üzerindeki geceliği çekiştirerek.

"Merak etmeyin alışacaksınız." dedim. "İlk gecenizde ağlarsanız yanıma gelebilirsiniz." diyerek de göz kırpmayı ihmal etmedim.

"Saçmalama. Ne ağlaması sanki çocuğuz Allahını sen ya." dedi Ahsen.

Daha bu lafı bitmemiştiki arka taraftaki ranzalardan birinden ağlama sesi gelmeye başladı.

"Ne oluyor ya? " dedi Nilüfer kaşlarını çatarak.

"Nebahat Abla." dedim gülümseyerek. "Her akşam ağlıyor. Sanırım kardeşini vefat ettiği için. "

"Kaç yaşında ki abla diyorsun? " dedi Ahsen

"38." dedim derin bir nefes alarak. "Ağlamanın yaşı yok biliyorsunuz."

Ve evet. Buğra'dan haber alamamıştım. Lisenin son gününden beri...

Halbuki böyle mi anlaşmıştık? Kendi verdiği sözleri tutmamıştı. Arkasında hiç bir iz bırakmadan gitmişti. Açıklama dahi yapmamıştı.

"Buğra'yı soruyorduk. Tam denk geldin." dedi Nilüfer.

Berra gözlerini bana çevirdi ben ise başka bir tarafa.

"Ben bi abdesthaneye gitsem iyi olacak. " diyerek yataktan çıkmaya çalıştım. Bu konunun açılmasını istemiyordum.

"Eda Hoca kursu kontrol ediyor. Kara defterde elinde. Şimdi vakti değil. " diyerek beni geri otutturdu.

"Kara defter? " dedi Ahsen burun kıvırarak. "O ne? İsmi yazılan ölüyor mu? "

"Onun gibi bir şey. Ceza defteri. Emin ol yakalanmak istemezsin. " diyerek güldüm.

Sanırım konu dağılmıştı.

"Buğra'yı soruyordunuz sanırım? " dedi Berra.

"Heh evet nerede o? " dedi Ahsen.

Allahım buna hazır değilim. Ne olur. Yalvarıyorum sana.

"EVET YATIŞ VAKTİ HÂLÂ AYAKTA OLAN VAR MI? "

"Hiiiğ Eda Hoca. Koşun yataklarınıza çabuk. " dedim kızları iteleyerek.

Nilü korkudan ne yapacağını bilememiş, Ahsen ise elbisesine takılıp düşmekten son anda kurtulmuştu. Ne iyi ki Hoca onları görmeden yataklarına geçmeye başarmışlardı.

Berra ile ben zaten dipdibe yatıyorduk o yüzden bir sıkıntı olmamıştı.

Bi kaç saniye sonra Berra yastığımı çekiştirmeye başladı. "Şşş baksana bi."

"Uyuyacağım Berra. Yarın mutfakçıyım. Erken kalkacağım. " dedim ve yatağa iyice gömüldüm.

"Buğra'nın nerede olduğunu merak etmiyor musun? Hiç sormadın? "

"Ne münasebet canım. Ben neden Buğra'yı merak edeyim ki? " dedim gülerek.

Kalbim bu kadar hızlı atmayı kesecek mi acaba?

"Hadi ama Efnan. Seyfettin'in sen olduğunu başından beri biliyorum."

"Ne? " dedim iyice şaşırmış gibi yaparak. "Kuru iftira. Hem o kim? "

Berra gülmeye devam etti. "İstemiyor musun şimdi bilmek? " dedi.

"I-ııı" diyerek kulaklarımı tıkadım. "Bilmek istemiyorum, hiç istemiyorum. Ne hali varsa görsün. "

"Peki söylemem o zaman."

Kısa bir süre ses gelmeyimce kafamı kaldırıp uyudu diye baktım. Karşılaştığım manzara ellerini çenesine koyup sırıtan bir Berra portresiydi.

Ellerimle yüzümü kapatıp utanıyormuş gibi yaptım. -ki gerçekten utanmıştım. "İlk ne zaman anladın Seyfettin olduğumu? "

"Size ilk geldiğim o gün var ya. Sana kapıyı açmıştım hani? Berra olduğumu öğrenince yüzündeki o hayal kırıklığı... Anlatabiliyor muyum? " dedi havalı bir şekilde.

"Sallama ya. İmkansız."

"Şaka, şaka. Buğra'nın telefonundan silinmeden önce yazışmalarınızı okumaya devam ettim ve fark ettim ki bir yerde Efnan yazıyor."

"Ha ha ne güzel. Neyse ben yatıyorum." diyerek kafamı yastığa geri koydum.

"Ona ulaşmayı denedin ve ulaşamdığın için kızgın değil mi? " dedi.

"Yoo hiç bir zaman öyle bir şey hissetmedim. Yani duygu manasında hiçbir şey hissetmedim. O sadece sıradan bir ...arkadaştı. Neyse yatıyorum daha fazla konuşmak istemiyorum."

Evet sanırım bu sefer gerçekten uyuyacaktım. Gözlerimi kapatıp düşünmemeye çalıştım. O sırada birinin nefesini kulağımda hissediyordum.

"Mısır'da. " dedi. "Dedem onu Mısır'da ki özel bir medreseye gönderdi. Telefonu da yasakladı ama şanslısın seneye dönüyor. "

İki sene boyunca sormaya utandığım o soru ve cevabı şimdi pat diye karışma çıkmıştı.

Demek aylarca ulaşamamın sebebi buydu.

"Onun adı artık Muhammed Buğra İbni Selim " dedi Berra gülerek.

Sanırım bütün gece uyuyamayacaktım.

Selamün Aleyküm brolar..

Buraya kadar olan bölümler geçmiş ve toparlama bölümüydü. Artık günümüze dönmüş ve olaylara başlamış bulunmaktayız...

Sıkılmış olmanız normal ilk bölümlerde olur öyle şeyler...Güzel bölümler yakındır gardaşlarım.

Yeni bölümlerden haberdar olmak için kitabı kütüphanenize eklemeyi unutmayın..

Selametle..

(Oy vermeyenleri testereyle kesiyoruz .)

Helal BroNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ