Genç kız gözlerini önce benim arkama çevirdi daha sonra düz ve saygılı bir sesle kalbimi tekleten şeyi söyledi. "Pardon Füsun hanım kim?" sesindeki şaşkınlık ve sorgulaması beni alaşağı ederken yeni olduğunu düşündüm. " Siz yenisiz herhalde yoksa buranın patronunu tanımayacak olamazsınız dimi?" şaka yapıyormuş gibi söylediğim sözler kadını bir hayali şaşırtınca yüzümdeki yapay gülüş soldu. " Bir yanlışlık oldu sanırım ben burada bir ay kadar çalışıyorum ve bildiğim kadarıyla bu pansiyonun sahibi de bir erkek, Akif Atakan." Sözleriyle sanki beni tokatlayan kadına inanmayan bakışlar attım, deli miydi bu kadın niye buranın sahibinin erkek olduğundan bahsediyordu ki? Kaşlarımı çatarak tam ona bir şey söyleyecektim ki aynı adam karşımda tüm ihtişamıyla dikilerek bana soru dolu gözlerle baktı. " Bir sorun mu vardı?" ben ağzımı tekrardan açıp kadının neden böyle konuştuğunu söyleyecektim ki kadın benden önce davrandı. " Şey Akif bey bu kadın Füsun denen birisinden bahsediyordu , bende öyle birinin olmadığını patronun tamda siz olduğundan bahsediyordum." çekingen sesi patronuyla konuşuyor gibiydi, lan zaten patronuymuş yaa! Şaşkınca adama bakarken inanamıyordum, biri şuan benimle dalga geçiyordu kesinlikle. Yüzümde bu anın saçmalığıyla bir gülüş oluştu ve gülmeye başladım başımı hayır anlamında sallarken. Kesinlikle benimle alay ediyorlardı yada dur ben şuan bir şaka ekibin eline mi düşmüştüm yoksa? Gülen dudaklarımla kafamı etrafta gezdirerek kameranın nerede olduğunu bulmaya çalıştım. Tam kadının masasında da bir şey bulamayıp kafamı kaldıracakken gördüğüm takvim gülen dudaklarımı dondurmuştu. Bedenimden çıktığını hissettiğim ruhumla birlikte yutkunmaya çalışarak adama çevirdim bakışlarımı. "A-a-acaba biz kaç yılındayız?" titreyen sesim ve bembeyaz olduğunu düşündüğüm yüzümle ad