Aynadaki yansıma bana ait değildi. Soğuktu, ürkütücü ve sessizdi. Kan donduran bir sükut sinmişti her yana. Karanlık bir kakke gibi şarkın üzerini örterken varlıklarını ölümsüzleştiren ay üzerime uluyordu. Aldığım kuru nefes kesik kesik dudaklarımdan dökülerek karanlık koridorda yankılandı. Boğazımdan kademeli olarak ilerleyen hıçkırıkları def etmek için yine ellerimle ağzımı sımsıkı kapattım. Zaman kavramı sonsuz bir inzivaya çekilmiş gibiydi... Ölüm hiçbir ayrım gözetmiyordu ve onun tek çıkış yoluysa ölüm karşısında durabilmekti. Ölmemi istiyor, kabulleniş istiyor, kan istiyor, göz yaşı istiyor ve istediğini alana kadar durmayacaktı.