🥀 Koruyucu Meleğim 🥀

89 6 0
                                    

Batu'nun ağzından ;

Odamda Yıldız'ın beni ikince kez reddetmesinin acısı düşmüştü yüreğime. Neden ? Aklımdaki tek soru buydu ? Beni sevdiğini biliyordum. Gözlerine baktığımda kalbinin içini, derinliklerini görüyordum ve kalbinde beni sevdiğini biliyordum. O zaman neden bunu kabul etmek istemiyor ? Kalbimi kırırcasına beni kendinden uzaklaştırmak istiyordu.

Kalbim yine ağır sözleriyle kırılmıştı. Gözlerimin içine bakarak bu sefer beni sevmediğini söyleme cesareti bile  göstermişti. Kendimi toparlamakta zorlanıyordum. Birini sevip o kişinin seni sevdiği halde reddetmesinin acısını yaşıyordu bütün hücrelerim.

Siyah koltuğuma külçe misali ağır bir şekilde oturdum. Dizlerim bağı çözülmüş gibi olduğum yere çökmüştüm.  Aklımda cevaplamaktan aciz kaldığım sorular bir girdap misali sürekli dönüp duruyordu.

Neden beni reddediyordu ? Diye sordum kendi kendime. Cevabını bilmiyordum. Ama yine de sormuştum kendime.  Neyden bu kadar korkuyordu ? Ona yaklaştığım zaman vücudunun tir tir titremesinin anlamı neydi ? Benden mi korkuyordu bu kadar ? İnsan sevdiğinden korkar mıydı ?

Düşüncelerim aklımı bir kırbaç misali  kamçılarken duvarlar üzerime geliyordu sanki. Her zaman geniş olduğunu düşündüğüm odam daralmış da ben sığamıyordum.

Düşüncelerim arasında kapının çaldığını duydum. Sağ elimi masanın üzerine koyup siyah koltuğuma yaslandım.

- Girin ! Dedim yüksek bir sesle. Kapı yavaşça açılıp odama Meyra girdi.

Önceden Meyra'nın odama girmesi beni heyecanlandırırken şimdi herhangi bir tepki bile vermiyordum. Benim için soyut bir nesneden farkı kalmamıştı.

Soyut bir nesne olmasına rağmen Meyra'nın üzerinde kırmızının en koyu tonuna sahip ince askılı, dar kesim bir elbise vardı. Sarı uzun saçlarını salınık bırakmış ensesinden dalgalanıyordu. Dudağına vazgeçemediği kırmızı rujunu sürerken gözlerine yaptığı koyu makyajla maviliklerini gün yüzeyine çıkarmıştı.

Siyah oje ile belirginleştirdiği parmaklarına siyah kapaklı bir dosya tutuşturmuştu. Yavaşça yanıma yaklaşıp dosyayı masaya koydu. Sağ eliyle önüne düşen bir tutam sarı saçını yavaşça kulağının kenarına sıkıştırdı.  Sağ eliyle kapağını açtı.

- Batuhan Bey, şu kısmı onaylamak için imzalanız gerekiyor.

Imzalayacağım yeri tarif ederken büyük dolgun göğüsleriyle masaya doğru eğilerek bana göz ziyafeti veriyordu.

- Tamam. Deyip elime koyu lacivert renkli kalemimi alıp gösterdiği yeri imzaladım.

Meyra dosyanın kapağını kapatıp bir adım geri çekildi. Dosyayı iki eline alıp göğüs hizasında birleştirdi. Masanın yanından ayrılıp yavaşça odamdan çıktı. Odamdan çıkarken dolgun kalçalarını bir o tarafa bir bu tarafa doğru oldukça cüretkâr bir şekilde sallayarak yürüdüğünü fark ettim. Bu karşı tarafın ilgisini üzerine çekmek için yapılan numaradan başka bir şey değildi.

Eski ben olsaydı. Biraz eğlence için odamdan çıkmadan önce Meyra'nın belinden tutar. Dudağına uzunca bir öpücük kondurur, odamdaki geniş kanepenin üzerine yatırır o muhteşem göğüsleriyle kendine ziyafet çekerdi.

Artık böyle şeylere ilgi duymuyordum. Aklımdaki tek şey ; Yıldız'dı. Sadece o vardı benim için. Yanlızca o. Onun dışındaki herkes haramdı bana.

Yerimden kalkıp camlı duvarın önüne geçip dışarı doğru baktım. Gökyüzü kapkara bulutlarla kaplıydı. Yağmur havası vardı. Dışarısı rüzgarlıydı. Esen güçlü rüzgarın cama vurup uğultu yapmasından anlaşılıyordu.

VANİLYA ÇİÇEĞİ Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz