Bölüm 40

1.6K 109 10
                                    

Onun ağzından namaz sevgisini duymak benim hislerimi derinden etkiledi. Bu yaşadıklarını duydukça ona karşı bakış açım değişmeye başladı. Rabb' imin büyük bir sınavından geçtiğini doğru yolu bulduğunu düşündüm. Babamın yardımıyla beraber bu yolda yürümesini hayranlıkla dinledim. Bu söylediklerine inanamıyordum. Hiç hissetmediğim başka türlü bir duygu yaşadım.

Kısa bir sessizlikten sonra ayağa kalktı. Çakıl taşlarıyla oynadı. Denize uzun uzun baktı. Hava bugün çok güzeldi. Kuşların kanat çırpınışlarını seyretti gökyüzüne bakarak. Sessizleşti. Sonra yanıma oturduğu sırada yanımıza simit satan bir çocuk yanaştı;

- Bekir abi alır mısınız? Dedi.

Bekir çocuktan iki simit aldı. Birini bana uzattı. Konuşmadan yemeye başladık bu güzel manzaranın  içinde duygularımızla kaybolarak. Söylediği hiçbir cümlesine cevap veremeden sadece onu dinledim. Dinlemeye devam etmeye de hazırdım.

- Tuana, bunlar sana son cümlelerim artık. Dedi gözlerime bakmadan ve anlatmaya başladı usulca;

"Birkaç gündür Kemal amcayı görmemiştim. Onunla sohbet etmeyi çok özlemiştim. Onu aradığımda biraz rahatsız olduğunu ama istersem evine gelmemi söyledi bana. Onu gerçekten merak etmiştim. Hemen yanına gitmeye karar verdim. Adresi söylediği yer senin evinin olduğu mahalleydi. Sen hiçbir zaman nerede oturduğunu bana söylemedin, istesem öğrenirdim tabi ama senin söylemediğin yeri senden habersiz öğrenmek istememiştim. O mahalleye gelince seni görme umudum oldu ama gerçekleşmedi. Kemal amcanın yanına gittiğimde hastaydı. Onun haline çok üzülmüştüm. Ne yapabilirim diye düşündüğüm bir anda Kemal amca ilaçlarını içmeyi unuttuğunu söyledi. Salondaki konsolun çekmecesinden ilaçlarını vermemi rica etti. Çekmeceyi açtığımda gördüğüm bir fotoğraf beni feci şekilde derinden sarstı. O fotoğrafta sen vardın. Bir düğün fotoğrafıydı. 'Bunlar kim?' diye sorduğumda. Kemal amca 'Zeynep Tuana benim kızım diğeri de damadım Murat' dedi. Ellerim titredi duyduğumda o sözleri. Sen doğru yolunda ilerlemiştin. Evet, bunun olmasını istemiştim ama gözlerimle göreceğimi düşünmemiştim. Bu benim için çok acımasız bir duyguydu. İçimde bir volkan patladı zannettim. 'Bir kızım daha olsaydı, seninle evlenmesini isterdim oğlum' dedi bana. Bunu duyduğumda orada daha fazla duramadım. 'Bir işim vardı unuttum Kemal amca, müsaadenle..' diyerek koşar adımlarla evden çıktım. Kemal amcanın senin baban olduğunu bilmiyordum Tuana. Aklımın ucundan bile geçmezdi. Duyduklarım karşısında saatlerce yürüdüm. Haykırmak istiyordum. Acı çekiyordum. Sana yaşattığım acıdan daha büyüğünü yaşıyordum. Çok mutsuzdum. Kalbimin içinde fırtınalar kopuyordu."

Tekrar ayağa kalktı sessizce yürüdü uzun bir süre. Ben ise içimde garip duygular yaşıyordum söylediklerinin verdiği duygu durumum yüzünden. Konuşamıyordum. Hiçbir şey söyleyemiyordum. Babam ısrarla bir gençten bahsediyordu telefonda bana ama ismi ne diye sormuyordum? Merak etmiyordum. Arkadaşım derdi sürekli. Babamın 'arkadaşım' dediği kişinin Bekir olması benim hayallerimde bile yerini alamayacak kadar muazzam bir ilişkiydi. Ben bu din arkadaşlığının verdiği sevginin uzaktan ve farkında olmadan şahidiydim.

Oturmadan konuşmaya başladı küçük adımlar atarak.

"Kemal amca' nın hastalığının ilerlediğini biliyordum. Ondan son zamanlarda haber alamamıştım. Evine geldiğimde kapıyı sen açtın. Bende en az senin kadar şaşkındım Tuana. Biliyorum beni gördüğüne şaşırdığını ama bende senin gibiydim. Yüzüne bakamadım. Bakmadım. Çünkü senin evli olduğunu düşünüyordum. Sen bize ikramını yapıp odana çekildiğinde, Kemal amca bana 'Kızım Tuana, üç yıl önce eşini trafik kazasında kaybetti' dedi. 'Çok acı yaşadı kızım ama Rabb' im ona Halil' i nasip etti.' dedi. 'Halil kim?' diye sorduğumda. 'Halil benim torunum.' dedi. Bunları duyar duymaz aniden kaktım yerimden ve daha sonra gelirim diye yanından ayrıldım. Ben o gece çok düşündüm Tuana. Bunların hepsi tesadüf olamazdı, ki zaten tesadüf diye bir şey yoktu dinimizde biliyorsun. Bizim bu yaşadığımız kaderdi. Kader bana büyük bir oyun oynadı. O gece namazımda dedim ki, Tuana' ya tüm gerçeği anlatacağım bütün berraklığı ile. Bu yüzden peşinden geldim. Cenazede bende çok acılıydım, bana dini en baştan sonuna kadar dosdoğru gösteren babamı, amcamı, abimi , arkadaşımı, dostumu ne dersen de kaybetmiştim. Artık tek düşündüğüm bir şey vardı. Bu sefer seni bir kere daha kaybetmek istemiyordum Tuana. Tüm ısrarlarım bu yüzdendi. Ben artık sözün bittiği yerdeyim. Sana tüm yaşadıklarımı tamamen doğru bir şekilde anlattım yemin ediyorum."

Gözlerinden yaşlar süzülerek, oturduğum bankın önünde, dizlerimin önüne çömeldi ve...

- Belki Halil' e baba olamam ama sana söz veriyorum ona iyi bir müslüman gibi yaşamaya çalışan hayırlı bir abi olmak için elimden gelen her şeyi yaparım. Allah' ın emri, Peygamberin kavliyle seni kendime istiyorum Tuana. Bu eli ömür boyu tutar mısın?

BEKİR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now