bölüm iki : çakışan saatler, gerginlik, izmarit kokusu

433 64 35
                                    

Arabamdan inmem ile yüzüme çarpan soğuğun dayağını yemiştim

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.


Arabamdan inmem ile yüzüme çarpan soğuğun dayağını yemiştim. Buna alışmam gerektiğini bilsem de rüzgarları pek sevmezdim. Buz patenine başlayalı iki hafta olmuştu. Jeno aslında çok ilginç düşünceleri olan bir insandı. Müzik zevki pek benimkine uymasa da ortak yerlerde buluşabildiğimiz birkaç şarkı vardı. Tekniği kesinlikle çok iyiydi ve kaslarını çocuk oyuncağıymış gibi kontrol edebiliyordu. Her türden benden becerikli sayılması elbette normaldi. Daha lisedeyken başlamıştı sonuçta. Öğrenmesi gerektiğini hızlıca kapıyordu.

Taeyeon Abla ise apayrı bir insandı. İlginç bir aurası vardı. Müzik zevki her türlü kola ulaşıyordu. Çok güzel atıştırmalıklar yapmasıyla birlikle eğer bir buz pateni koçu olmasaydı kesinlikle gastronomi okuyacağını belirtmişti. Bazen aurası fazlasıyla parlasa da güneş gözlüğüne gerek duymayacağınız kısa kamaşmalardı bunlar. Onunla olmak huzurlu hissettiriyordu.

Bu hafta ulusal takım için cidden zorlu bir haftaydı. Büyük bir şölen vardı. Elbette izleyici olmak dışında orada performans yapmak için yeterli değildim. Daha fazla zamana , öğrenmeye, gelişmeye fazlasıyla ihtiyacım vardı. Ama kurstan olmanın şansıyla bedavaya izleyebilirdim. Kesinlikle izleyecektim.

Bu şölen yüzünden neredeyse çoğu ders iptal edilmişti. Uzun zaman sonra bugün ders yapacakken kapının önünde duran kişi ile duraksadım.

Kim Jungwoo pistin önünde duruyordu.

Sigarasından gelen duman kendini belli ediyordu. İzmarit kokusu da etrafı sarmıştı. Üzerinde vücudunu saran, boğazlı, siyah bir kazak vardı. Altına ise siyah, yırtık , kot pantolon geçirmişti. Patenlerini şimdiden giymişti. Saçları dağınıktı.

Beni fark edene kadar her şey iyiydi. Beni fark etmesi ile gerginlik tüm vücudumu ele geçirmişti.

Bakışlarını anlamamak ile beraber onunla konuşmam da öyle pek kolay değildi. İstese en yenilerin koçu olabilecek kadar uzun süredir pistlerdeydi. İstediğim gibi onunla iletişime geçmek imkansızdı. Biraz uzağına geçip oturmam ile duvarın üzerindeki kırmızı saate odaklandım.

On beş dakika boyunca bu saati izlemek eğlenceli olacaktı.

Uzun bir sessizlik hakim olmuştu. Biraz önce üşüyen vücudum şimdi yanıyordu. Jeno'nun gözlerime örttüğü perdeden mi yoksa çocukluğumdan tüm buz pateni endüstrisine saygısızlık yapma duygusu bedenimi işgal ettiğimden miydi bilmiyordum ama aldığım nefesleri bile kontrol ediyordum. Ki sessizliği de o bozmuştu.

"Angel"

"Efendim?"

"ONE'ın Angel şarkısına benziyorsun"

Şaşkınlık içinde ona bakmam ile beraber dilim resmen tutulmuştu. Şarkıyı bilmiyordum. ONE'ın kim olduğundan bile haberim yoktu. Verdiği nefes sesi ile konuşmaya devam etti.

"Kusuruma bakma. Bazen çok boşboğazlık ediyorum-"

"Yok yok! Sadece şarkıyı bilmediğim için nasıl bir cevap vereceğimi kestiremedim. Aklınızdan bir şarkı ile yer edindiğim için minnettarım"

Gülümsemesini ilk defa orada görmüştüm.

"İki haftadır buradasın değil mi?"

Varlığımdan haberi olmasına bile şaşırmıştım.

"Evet."

"Kim Jungwoo"

"Kim Doyoung"

"Jungwoo burada ne arıyorsun?"

Taeyeon Abla gelmişti. Kafasında siyah, üzerinde beyaz inciler olan bir bere vardı. Gri, uzun bir mont giymişti. Ayağında topuklu, siyah botlar vardı. Ellerindeki siyah eldivenleri çıkarırken bir yandan Jungwoo ile konuşuyordu.

"Çalışma saatim bu saatti"

"Ulusal takımla benim günüm yarın canım. Sehun ilgilenecekti sizinle. Kızıl sahaya gitmen lazım. Ten de ordadır"

"Teşekkür ederim"

"Bir şey değil! Yemeye, içmeye veya dinlenmeye ihtiyacın olursa uğra buraya. Yardımcı olurum. Bu hafta çok hırpaladınız kendinizi"

"Emin ol kapında bahçe figürü olacağım"

Jungwoo gözdem kaybolurken Taeyeon Abla bana dönmüştü"

"Kim Jungwoo ile tanışmak nasıldı?"

"Düşündüğünden daha sakindi"

"Jeno çok büyütüyor gözünde. Normalde hepsi çok tatlı insanlar."

Ayağıma patenlerimi geçirirken gülümsedim ve piste ilerlemeye devam ettim.

Daha ONE'ı yeni buldum. Ama Angel kesinlikle Doyoung diye bağırıyor. Medyaya bıraktım. Dinleyebilirsiniz <3

SO BEAUTIFUL ➤ DOWOOKde žijí příběhy. Začni objevovat