5.BÖLÜM

6.6K 350 13
                                    

"Dinlenme fırsatı tanısaydın kendine keşke" diyerek, Beren masaya oturmuştu.

"Vakit kaybedecek kadar zaman lüksüm yoktur." Diyerek ona doğru biraz daha yaklaştı.

"Eeee rehber hanım neler yapıyoruz bugün" Umut, Berenin yüzüne o kadar fazla yakınlaştı ki, kız kendini anın büyüsünden istemese de çıkarmak zorunda kaldı. Babası ya da bir tanıdık görebilirdi. Gözünü dışarıdan gelen arkadaşına döndürdü.

"Aaaaaaa Oğuz sen nerden çıktın" diyerek ayağa kalktı. Arkadaşına içtenlikle sarılan kız, Umut'u göstererek onu tanıştırdı.Bu tanışma iki taraf açısından da can sıkıcı olmuştu. Asılan yüzler bunu göstergesiydi. Beren, Oğuzun hoşnutsuz bakışlarını da Umut'un umursamaz tavırlarını da görmezden geldi.

"Beren Türkiye'ye dönüyorsun haber bile vermiyorsun. Arkadaşlardan duydum geldiğini, gelip bir özlem gidereyim dedim." diyerek göz kırptı.

"Göz mü kırptı o, nerden çıktı bu adam uyuz Oğuz ya... Umut saçmalıyorsun ya, daha bugün tanıdığın kız için kendine gel" diyerek iç geçirdi. Oğuz'un varlığından iyice huzursuzlandı.

"Yapma Oğuz, biliyorsun daha yeni geldim. Türkiye'de kısa bir süre kalacağım bu süreçte de babamın sürekli yanında olmak istiyorum. Biliyorsun babamı zor ikna ettim." Beren Oğuz'un yakın tavırlarından kaçmaya çalışıyordu. Yurt dışına gitmeden önce Oğuz ona olan duygularını açıklamıştı. Beren böyle bir şeyin asla olmayacağını söylese de Oğuz onu yinede bekleyeceğini söylemişti. Yurtdışında olduğu sürece Beren'i asla yalnız bırakmamış bir arkadaş olarak hep yanında olmuştu. Ama Beren ona asla başka bir gözle bakmamış ve ümit vermemişti.Çünkü Beren, annesi ve babasının aşkı gibi bir aşk istiyordu. Annesi öldükten sonra babası alyansını çıkarmamış, her anını o var gibi yaşıyordu. Annesi hiç gitmemiş gibi, yanı başında durup ona hala tatlı tatlı gülümsüyor gibi babası hala oturdukları masaya özlemle bakardı. Beren böyle bir aşk istiyordu. Sevilen olmasa da bir gün buluşma, kavuşma arzusuyla aşktan umudunu yitirmeden yaşayabileceği bir birliktelik istiyordu. Oğuz'a duyduğu şey ise arkadaşlıktan öte değildi. Bu yüzden asla bir arkadaşın ötesinde bir yakınlık göstermedi. Oğuz ise asla vazgeçmedi. Bir gün Berenin yüreğini kazanacağına olan inancını hiç kaybetmeden onun dönmesini bekledi. Kısa bir zamanı vardı, onu Türkiye'de kalmaya ikna etmek için ya da onunla birlikte yurtdışına gitmek için, onu razı edebilmesi için kısa bir zamanı vardı. Oğuz İzmir' de babasıyla ortak olarak şirketlerini yönetiyordu. Varlıklı ve asil bir aileden geliyordu. Yazları arkadaşlarıyla vakit geçirmek için daha doğrusu Beren'i görmek için Foça'ya gelirdi. Şimdi de onun geldiğini öğrendiği gibi Beren'in babasının restaurantın da almıştı nefesi...Ama gördüğü manzara hiç hoşuna gitmedi. Çünkü Beren'in bakışları yanındaki adama döndüğünde farklı parlıyordu ve bu parlama Oğuz'un hiç hoşuna gitmedi.

"Beren, akşam arkadaşlarla toplanacağız aslında buraya seni almaya geldim."diyerek masa da oturan adama dik dik baktı.

"Oğuz, Umut'a söz verdim, ona bugün rehberlik edeceğim. Bir daha ki sefere gelirim."

"Ama Beren..." derken sesinde bir kızgınlık ve kırgınlık tonu kendini hissettiriyordu.

"Oğuz lütfen bir programım var şimdi, daha sonra görüşürüz, tamam mı?" diyerek kolunu dostça dokundu. Umut bu dokunuşunu gördüğünde artık kendini zor tutuyordu o an elinde tuttuğu çatalı öyle bir sıktı ki gariban çatal iki büklüm oldu.

Oğuz istemeye istemeye canı sıkkın bir şekilde "Tamam" dedi ve oradan uzaklaştı. Beren arkadaşını yolcu edip gönderdikten sonra şaşkın şaşkın Umut'un elindeki çatala baktı.

"Umutttttttt"

"Ne var?" Beren Umut'un verdiği cevaba, sesindeki sert tondan o kadar çekindi ve korktu ki, hemen kendini toparlayarak "Elindeki çatal yemek yemek için kullanılıyor, sen onu başka bir alet sandın galiba" dedi.

Umut elindeki çatalı umursamaz bir şekilde masaya fırlatarak ayağa kalktı.

"Ucuz malzemeden yapılmış benim suçum değil" dedi.

Beren konuyu fazla uzatmak istemedi "Beni bekle babama haber verip geliyorum" diyerek oradan kaçar adım uzaklaştı. Umut ise sakinleşmeye çalışmak için etrafına göz gezdiriyordu. Kafasında anlam veremediği bin tane soru, cevap bekleyen mantığını da bir kenara bırakırken, kendine gülen bir yüzle adım adım gelen, gelirken de kendine huzuru getiren kıza bakıyordu. Bu kadar kısa bir sürede kendisine bu kadar çok duyguyu bir arada yaşatan bu kızın melekleri kıskandıracak duru güzelliğini tüm hücrelerinde hisseden Umut ona gülümseyerek karşılık verdi.

"AŞK İÇİN, AŞIK OLABİLMEK İÇİN NE KADAR ZAMANA İHTİYAÇ VAR?

AYLARA MI?

YILLARA MI?

YOKSA SADECE BİR BAKIŞA MI?

BİR BAKIŞLA İNSAN BİR ÖMÜR HİSSEDEMEDİĞİNİ, BİR AN HİSSEDEBİLİR Mİ?

SADECE BİR AN, BİR BAKIŞ AŞIK OLMAYA YETER Mİ?"

Umudum AŞK# YENİDEN YAYINDA#Onde histórias criam vida. Descubra agora