f o u r

820 105 23
                                    

"Buradaki pastane sizin okulun kantinin yanında hiçbir şey

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Buradaki pastane sizin okulun kantinin yanında hiçbir şey."
Dedi Jisung. Chaeyoung kafasını sallamak dışında cevap vermeden, önündeki tadı tuzu olmayan içecekten bir yudum daha aldı.

Buradan gitmek istiyordu. Tuvalete kalkıp sonrasında hesabı Jisung'a kitleyerek oradan tüyecekti.

"Lavaboya gidip hemen geliyorum."
Genç kız her zaman ki gibi nazikçe konuşmuş adete koşarak masadan uzaklaşmıştı.

Arkasında kalan üçlü birbirlerine bakıp gelmeden önce konuştukları planı devreye sokmuşlardı.

Jisung, Chaeyoung'un onlara seslenmeden önce fotoğraflarını çektiğini biliyordu.
Kızın masadan kalkmasını fırsat bilip ceketin cebindeki telefonu kaptı. Şifre yoktu. Kim Prenses Roseanne'in telefonuna el sürmeye cesareti olabilirdi ki? Genç kızın şifreye ihtiyacı yoktu.

Galerideki fotoğrafı silerken koşarak ona yaklaşan Chaeyoung'u fark edip ayağa kalktı.
"Tek akıllı sensin değil mi Chaeyoung-shii?"

"Sen hangi hakla telefonuma dokunursun?!"
Genç kızın kalbi deli gibi atıyordu. Tuvalete alelacele gittiği için telefonunu yanına almayı unutmuştu. Aklına mantıklı bir çözüm gelmiyordu.

"Bayan Park beni çok sever, bilirsin."
Diye başladığı lafın sonunun hayır getirmeyeceğinin farkındaydı Chaeyoung. Jisung'un sinsi beyni genç kızınkinden çok farklı çalışıyordu.

"En son piyano çalmandan nefret ediyordu. Akademi de ki hocalarla anlaşıp piyano kursuna gittiğini duyduğunda ne kadar yıkılacaktır."
Her gün eski parkın önünden geçip piyano kursunun bulunduğu binaya gidiyordu. Taehyung'u da o şekilde fark etmişti zaten. Kaçak gittiği kursun yolunda...
Chaeyoung, Jisung'un bunu nereden öğrendiğini bilmiyordu. Şimdi ne yapacaktı? Jisung onu açıkça tehdit etmişti.

Genç kız sessiz kaldığında Jisung telefonu masaya doğru fırlattı. Düşmeye ramak kala durdu.

"Sen işime karışma, ben de seninkine karışmayayım Chaeyoung-shii."
Diyerek diğerlerine kafa işaretiyle dışarıyı gösterdi.

Chaeyoung burada pes edemezdi. Jisung gibi birinin onu tehdit etmesine sessiz kalamazdı.
"Ben birisine zarar vermiyorum. Senin aksine. Kendinle aynı kefeye koyma."

"Ben söylemem gerekenleri söyledim. Bu arada, akşam görüşmek üzere. Sessiz bir yemek olmasını dilerim."
Ardından genç kızı arkada bırakarak ayrılmış onu bekleyen arkadaşlarının yanına gitmişti.

Chaeyoung çekiştirdiği saç diplerinin acısını çalan telefonu sayesinde fark edip avuç içlerini serbest bıraktı.

sweet hearted || vrosé ✔️Where stories live. Discover now