Özel Bölüm ♥

36.1K 2K 589
                                    

Bölüme özel şarkılar: Kenan Doğulu - Tencere Kapak, Caroline Smith - Animal, Taylor Swift - Style (Tom Joseph Low Cover).

“O kadarla doyabilecek misin gerçekten?” diyen iş arkadaşıma sıkkın gözlerle baktım. Kimseyle konuşmayı, herhangi bir sohbete dâhil olmayı istemiyordum. Büyük bir buhran içindeydim. “Artık düşünmen gereken bir bebeğin var, canım.”

“Biliyorum,” diye ofladım. 

Canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Sadece evimde ayaklarımı uzatıp taze sıkılmış portakal suyumu içmek ve tatlı, minik kızımla vakit geçirmek istiyordum. Bu listeye Aslan’ı bilerek dâhil etmemiştim. Çok iyi anlaştığımız söylenemezdi. Özellikle benim bu buhranlı hallerime katlanamadığı zamanlar olabiliyordu. Ve kabul ediyorum. Kesinlikle çekilmez bir kadın olmuştum. 

Hamileliğimin dördüncü ayına girmiştim. Hiç olmadığım kadar hormonlu bir kadın olup çıkmıştım. Her duyguyu en uçlarda yaşamaya başlamış, işin doğrusu hormonlarımın kurbanı olmuştum. Hâlbuki Peri’de bunların hiçbiri olmamıştı. 

Göğüs geçirerek içimi sıkan konulardan uzaklaşmayı denedim. İnsan Kaynakları’nda çalışan Dilek iş yerimde konuştuğum, doğrusu samimi olduğum tek kişiydi. O da bu hallerimin farkında olmasına rağmen ses çıkarmamayı yeğliyordu.

Canımın sıkıldığını fark etmiş olacak ki, “Eee, aşermiyor musun bir şeyler? Başlamıştır o dönemlerin…” diyerek konuyu değiştirmişti.

“Kocamı aşeriyor olabilirim.”

Yediği salata birden boğazına dizilmiş olacak ki kıpkırmızı kesilip öksürmeye başladı. Bir anda panikleyip suyu dudaklarına doğru iterek, “Hadi iç, iç!” diyerek telaşlandım. Kadın benim yüzümden ölecekti!

Kendine gelebildiğinde attığı kahkahayla şaşkına döndüm. Ne olmuştu ki şimdi?

“O kadar rahat söyledin ki, İde… Bir anda şaştım kaldım,” dedikten sonra masada bana doğru yaklaşarak kısık sesle mırıldandı. “Kocanı aşermen çok normal, canım. Ben iki çocuğumda da Ertan’ın yakasına yapışık haldeydim. Düşün, adam bunalmıştı artık.”

Dediği şeyi anladığımda nihayet büyük bir “Haaa…” diyebilmiştim. Asıl anlatmak istediği o değildi.

“Benim demek istediğim başka, Dilek. Biz… Sürekli bir tartışma halindeyiz. Aslan çok çalışıyor. Eve geç geliyor, işini büyüttüğü için çalışma saatleri ve toplantıları da uzadı. E bir de şehir dışı gezileri çıktı. Of!”

Yerimde rahatsızca kıpırdanarak ağzımdaki baklayı çıkarıp çıkarmamak konusunu kendimce tartışıyordum. Bunu ne olursa olsun Dilek’e söylemeye karar verdim. Çünkü anneme anlatabileceğim bir durum olduğunu sanmıyordum. Utanırdım bir kere…

“Bir de… Uzun zamandır da birlikte olmadık. Çok kafam karışık…” diyerek meyve suyumdan büyük bir yudum aldım. Sıkılmış canımı ferahlatacağını düşündüm.

“Belli bir sebepten ötürü mü? Kavga mı ettiniz?”

“Hayır!” diyerek kaşlarımı çattım. Biz kavga etmezdik. Genelde küçük ama can sıkıcı tartışmalar geçerdi aramızda. “Sadece… Çok yoğun ve eve yorgun geliyor. Peri’ye vakit ayırıyor ve hop yatağa! Rutine bağlamış olabiliriz.”

“Acaba hamilesin diye hassas davranıyor olabilir mi?” diyen Dilek’e ‘Sahiden mi? Dalga mı geçiyorsun?’ dercesine baktım. Öyle bir şey, hele ki dördüncü ayımda mümkün değildi. Olsa Peri’de de aynı şekilde olurdu. 

Şahmelek (Kitap)Where stories live. Discover now