FATN- Panic.
-
"Berçin Karaarslan doktorumdu. İki yıl boyunca kliniğine gittim. Travma sonrası stres bozukluğu yaşıyordum, aslında hep yaşadım. bu yük sırtımdan bir daha inmedi. Travmanın, daha doğrusu 'travmaların' nedeni koruyucu ailemdi, yani amcam. Yıllarca işkence görmüştüm. Bazı günler o kadar çok dayak yerdim ki,bilincim kapalı saatlerce yatardım, ardından karnıma yediğim tekmeyle uyanırdım. Onu öldürdüm. Tek seferde boynuna sapladığım bıçakla, dakikalar için de öldü. Saatlerce kan içinedeki adamı izledim. On dokuz yaşındaydım. Ben sandım ki, o bu dünyadan gidince, zihnimdeki hiç durmadan konuşan ses de onunla gidecek. Öyle olmadı. Ek olarak adını her duyduğumda panik atak geçiriyordum, kendimi kaybediyordum."
"Bir gün Berçin Karaarslan'ın yanındayken atak geçirdim. Suçumu itiraf ettim. Bunu bildirmesi gerektiğini söyledi. Ondan beş gün istedim, beş gün içinde teslim olacağımı söyledim. Masasının üstünde kızı ve kocasıyla bir fotoğrafı vardı. Onu ailesiyle tehdit ettim.Bazen onlar hakkında konuşurduk, doktordan çok arkadaşım gibi davranırdı ve böylelikle kendimi güvende hissederdim. İstediğim süreyi tanıdı. O gün onu evine kadar takip ettim. Eve giriş çıkış saatlerini öğrendim. Aşçı ve temizlik görevlilerine yüklü bir para verip üç gün sonra çalışmamalarını söyledim. Evde kimse yokken odasına ip astım ve bekledim. İçeri girip beni ve ip gördüğünde kaçmaya çalıştı, o an ne düşündüğünü biliyorum 'iyilikten maraz doğar.' Eğer öğrendiği dakika beni ihbar etseydi yaşıyor olurdu. İnsanlar iyiliği ve merhameti hak etmezler."
"Ona 'kaçarsan, kızını ve kocanı bulurum.' Dedim. Kaçmaya devam edebilirdi. Kapıdan çıkması, bir çığlık atması kafiydi fakat yapmadı. Dakikalarca ağlayarak yalvardı. Ona 'Kendini asarsan ailene dokunmayacağım.' Dedim. Ailesi için kendini feda etmişti. Açıkçası kabul edeceğini düşünmemiştim, önce bayıltıp sonra asacaktım ve böylelikle herkes intihar olduğuna inanacaktı. Son isteğinin kızına mektup bırakmak olduğunu söyledi. Kurnaz bir kadındı, intihar etmediğine dair ipucu bırakmıştı. Havasız üç dakika dayanabildi."
"Evden çıktığımda davetsiz bir misafirle karşılaştım. Sıla adında genç bir kadındı. O kadar aptal ve korkaktı ki, beni gördüğünden kimseye bahsetmedi son ana kadar.
"Berçin Karaarslan'ı öldürdüğüm için zerre pişmanlık duymuyorum sayın hakim. Yapılabilecek en doğru şeyi yaptım. Eğer onu öldürmeseydim daha önceden işlediğim cinayeti bildirecekti. Ben savcıyım. Beni ben yapan tek şey bu ve elimden alınmasına izin veremezdim. Evet, Berçin Karaarslan için üzüntü ya da pişmanlık duymuyorum ama Berçin annenin yaşamına son verdiğim için kendimden nefret etmediğim bir an bile olmadı. Kendimden tiksiniyorum. Affedilmeyi hak eden son insan bile değilim. İşin aslı, artık insan bile değilim."
"Berçin Karaarslan'ın kız kardeşi Serap Yılmaz'ın evine sahte deliller bırakıp polisi çağırdım. İşlemediği bir suç için bir yıl içeride yattı. O fotoğrafları ben çekmiştim sayın hakim. Kızı... Dila... Dila Karaarslan'ı kandırdım. Onca zaman benimle katili aradı. Bu planlarımın arasında yoktu. Dila yoktu. Berçin Karaarslan'ın öldüğü gün evlerine gittim, arkada bir şey bırakıp bırakmadığımı kontrol etmek içindi ama Dila'yı gördüm. Ağlamaktan kızaran yüzünü, titreyen ellerimi, bağırmaktan kısılan sesini... ne yaptığımı o an anladım sayın hakim. Kendimi ihbar etmek için polisi aradım, tam yirmi sekiz kez. Hiçbirine başaramadım. Ardından 'beş yıl' dedim, 'beş yıl sonra her şeyi itiraf edeceğim.' Çünkü Dila'yı bırakmayı hiç istemedim. Beni ele veren şey duygularım oldu, mükemmelliği elden bıraktım. Berçin Karaarslan'ın cinayeti kayıt altına aldığından adım kadar emindim. Yine de kliniğe gidip yok etmedim. Sadece Dila'nın yanında biraz daha kalmak istedim."
"Berçin Karaarslan'a verdiğim sözü tutamadım, ailesine zara vermeyeceğimi söylemiştim ama yapamadım. Dila'yı enkaza çevirdim. Yemin ederim sayın hakim, en derin üzüntüm bu. O bana sadece saf sevgi verdi. Ben annesini ondan çaldım, aylarca yalan söyledim. Doğru olan tek şey ona karşı hissettiklerimdi. Kusursuz bi şekilde, durup dinlenmeden sevdim. Canavar olduğumu düşünebilirsiniz, zaten öyleyim."
"İnsan, sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu."
Merkür.
