18.BÖLÜM💐

6.7K 329 65
                                    

Merhabalar. Öncelikle bölüm geciktiği için sizden çok özür diyorum. İyi okumalar. Desteğinizi eksiğik etmeyin lütfen❤

------------------------------------------------------------

"Ne demek kaçırıldı. Ne saçmalıyorsun sen?" diye bağırdı birden. Kim kaçırılmıştı?

------------------------------------------------------------

Duyduğum şey karşısında hayret ve merakla Baybars'a bakmaya başladım.

"Tamam geliyorum hemen" dedi ve telefonu kapattı.

"Ne oluyor?" Dedim merakla.

"Duru sonra, tamam mı?" Dedi ve cevap bile vermeme izin vermeden hızlıca mutfaktan çıktı.

Hemen bende onun peşine takıldım. Merdivenlerden ikişer üçer atlıya atlaya iniyordu.

Hızımı biraz arttırıp hemen onunla birlikte sokağa çıktım. Cebinden arabasının anahtarını çıkartıp arabaya bindi.

Bende ön koltuğa hemen attım kendimi ve kapıyı kapattım.

"Sen nereye?" dedi sinirli sinirli.

"Ne olduğunu merak ediyorum" dedim.

"Allah'ım sabır ver" dedi ellerini havaya kaldırarak.

Başka bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı.

"Ne oluyor?" dedim.

"Açelya kayıpmış Duru" dedi. Arabayı çok hızlı kullanıyordu. Ne demekti ayrıca bu?

"Ne demek kayıp?" dedim.

"Bilmiyorum yokmuş işte" dedi Baybars.

"Serkan mı varmış yanında?" dedim bir anda.

"Gerçekten de Serkan Ne alaka?" Dedi Baybars.

"Bende sana onu soruyorum?" dedim bilmiyormuş gibi yaparak.

"Onların arasında bir şey mi var Duru?" dedi Baybars. Bilmem anlamında kafa salladım hemen.

Neredeydi acaba Açelya? Onun için endişelenmeye başlamıştım.

"Ne olacak şimdi?" dedim.

"Karakola gidiyoruz işte, Serkan oradaymış" dedi Baybars.

Hiç ses çıkartmadan yola baktım. Baybars çok gergin gözüküyordu. Gergin olmakta da haklıydı da.

------------------------------------------------------------

AÇELYA'DAN

Başımdaki yoğun ağrıyla gözlerimi araladım. Nerede olduğumu anlamak adına sağa sola bakındım. Şaşılacak şekilde ellerim ve ayaklarım bağlı değildi.

İlk olarak elim cebime gitti. Telefonumu aradığımda tahmin ettiğim gibi yoktu. Telefonu aramayı bırakıp çevreme bakındım.

Bulunduğum yer oldukça sessizdi. Tavandaki eski ve pis lamba olmasa hiç bir şey göremeyecek gibiydim. Bir pencere bile yoktu.

Böyle durumlarda bağırmanın bir faydası olmayacağını biliyordum. Kim bilir hangi kuş uçmaz kervan geçmez yerdeydik.

Dışarıdan ses duyasıya kadar sessizce oturdum. Bir süre sonra kapının önünden sesler gelmeye başladı. Bir anahtar sesi geldi ardından dışarıdan.

Hemen olduğum yerden hızlıca kalkıp kapının açılacağı yerin arkasında durdum.

Kapı yavaşça açılırken bir kafa gözükmeye başladı. Hemen elimi yumruk yapıp en sert biçimde adamın kafasına vurdum. Adam acıyla bağırırken, bir anda ayaklarımın önüne bir kadın bedeni düştü.

OYUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin