18

513 52 101
                                    

" Makyajları tamam mı? Tamam. Mükemmel. " 

" Elbise için iğne getirin! " 

" Şu mikrofonları değiştirelim. " 

" Lütfen yerinizi alın. On dakika içerisinde kayıt başlayacak. " 

Soğuk.

Tek bildiği buydu. Oturduğu yer soğuktu, üzerindeki kazak yardımcı olmuyordu. Her yere dizilmiş klimalar sonuna kadar açıktı ve elinde olsa bir kere daha söverdi. Gerçi, soğuk olması gerekiyordu. Makyajı akmamalıydı ve saçı bozulmamalıydı. Yine de bu kadar üşümek onu rahatsız ediyordu. Birinin battaniye getirdiğini gördü, biraz daha aptal olsa onun kendisi için olduğunu sanabilirdi ama hayır, değildi.

O, Jisoo'nun bacaklarını örtmek içindi.

Yoongi iç çekerek kafasını çevirdi.

Yoonsoo. Ulusun Çifti. Ya da her neyse. Bu çift olarak yapacakları ilk röportajdı ve bütün soruları cevaplarıyla beraber ezberlemişti. Bütün gözler üzerindeydi ve kimse onun hakkında iyi düşünmüyordu. Min Yoongi sevgilisini bıraktı ve ardından hemen başkasını buldu. Züppe. 

Yoongi de bu suçlamaların en büyük hayranı sayılmazdı ama CEO'nun ona ayarladığı rol buydu. Son zamanlarda bunun Min-cha'yı seçip grubu dağıtmaktan daha iyi olup olmadığını düşünüp duruyordu çünkü eninde sonunda olacak olan buydu: Yoongi üzerine yapışan bu etiketle gruptan atılmaya zorlanacaktı ve bunu yine o CEO yapacaktı. Grup yine dağılacaktı. Yoongi nasıl ipleri elinde tutacağını bilmiyordu.

O an umurunda olan bu ya da kendi kariyeri değildi.

Umurunda olan tek şey Min-cha'ydı. 

Bugün katılması gereken bir program vardı. Neredeyse zorunluydu çünkü bu fırsat bir daha ayağına gelemezdi. Yoongi onun kariyerine devam etmesini istiyordu, hatta çok daha başarılı olmasını, bu yüzden PNation'a -adı bu olacaktı- ortak olduğu için çok mutlu ve şaşkındı, özellikle buna cesaret edebildiği için. Ama Min-cha o gün trajik bir şekilde Jisoo ile olan ilişkisini öğrendiğinden bu yana artık onunla konuşmuyordu.

Biz ikimizden bir bok olmaz, demişti.

Nasıl da kırmıştı Yoongi'yi. 

Ama haklıydı. Daha ne olabilirlerdi ki? Hiçbir şey. Şu saatten sonra hiçbir şey olmazdı. Yoongi iç çekti, telefonunu çıkarıp yeniden ona mesaj atmayı denedi. Son mesajların hepsi onaydı ve hiçbiri görülmemişti.

min-cha

lütfen mesajlarıma bakar mısın artık, program başlamak üzere ve seni bekliyorlar. lütfen bana hazırlanıyor olduğunu söyle.

seni zorlamak istemiyorum ama bu kariyerin için mükemmel bir fırsat.

pişman olmayacaksın. lütfen.

sana yardımcı olmak istiyorum.

Yoongi iç çekti, telefonunu kapattı. Cevap vermeyecekti. İmkanı yoktu. Min-cha artık defteri kapatmıştı, belli ki. Belki çoktan engellemişti bile onu. Muhtemelen artık menajeri bile olamayacaktı. Yoongi kendine söz vermişti, her zaman onunla bir bağlantısı olacaktı ve onu koruyacaktı ama artık bu bile imkansız görünüyordu. Gerçi, bunu hak etmişti, öyle değil mi? Bunu hak etmişti. Başına gelen her şeyi hak etmişti. 

Geçen yurda kafası güzel bir şekilde geldiğinde -çünkü üyeler alkol almasına izin vermiyordu ve Yijeong'a resmen yalvarması gerekmişti- ve her şeyi yanlış anlayıp üyelere bağırdığında, küfür ettiğinde -yarım yamalak hatırlıyordu ama yine de yüzünü kızartmaya yetecekti- Seokjin'in ona attığı tokadı hak ettiği gibi. 

ortak 2 || BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin