𝒇𝒆𝒆𝒍𝒊𝒏𝒈𝒔

12.1K 486 304
                                    

01. hisler

𝐤𝐞𝐥𝐢𝐦𝐞 | 𝟔𝟖𝟗

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

𝐤𝐞𝐥𝐢𝐦𝐞 | 𝟔𝟖𝟗

Soğuk sayılabilecek bir gündü

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Soğuk sayılabilecek bir gündü. Tepedeki güneşe rağmen esen rüzgar yüzünden derin bir iç çektin, kollarını birbirine dolayıp hırkana sarıldın. Remus, sana kısa bir bakış attıktan sonra tedirgin yüzünle karşılaştı.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu yine de. Gözlerindeki endişe-merak karışımını görebiliyordun fakat senin hissettiğin duygular bundan da karışıktı. Endişe, mutluluk, özlem, heyecan, belki biraz da gerginlik?

"Nasıl hissedeceğimi bile bilemiyorum." dedin endişeli bir ses tonuyla. "Ya da hissettiklerimi geçtim, nasıl tepki vereceğim? O nasıl verecek?"

Remus, seni rahatlatmak istermiş gibi gülümsedi. "Sirius senin nişanlın Y/N,"

"Sen nasıl hissetmiştin?" diye sordun.

"Ben mi?" dedikten sonra bir süre ne diyeceğini düşündü. "Sanırım ilk başta kızgındım. Ne de olsa suçlu olan Peter değil o sanıyordum."

Derin bir nefes verip mırıldandın. "Ama ben sanmıyordum."

Sirius azkaban'a atılınca onun James ile Lily'nin yerini söylediğine asla inanmamıştın. Çünkü onu tanıyordun. O Sirius Black'ti. Black ailesinin anormal derecede savunduğu safkanına ihanet edip evden kaçarak James Potter'a sığınmış, şimdi ise onun ölümünden sorumlu tutulan kişiydi. Onunla sevgiliyken James ile olan arkadaşlıklarına, hatta kardeşliklerine şahit olan kişilerden biriydin ve her ne olursa olsun Sirius'a güvenini asla kaybetmeyeceğini de biliyordun.

Bu yüzden mahkemede yargılanması için oldukça çalışmış fakat sonucunda seherbazlık işinden alınmakla tehtid edilince elin kolun bağlı, hiçbir şey yapamamıştın. Çünkü biliyordun, içten içe her şeyi kabullenmiştin artık. Sihir bakanı Potterlar'ın sır tutuculuğu için suçlayacak birini arıyordu ve Sirius'u zaten daha yargılamadan azkabana atmaları bunu kanıtlar nitelikteydi. Saba asla inanmazlardı.

"İşte bu yüzden Sirius, seni gördüğünde uzun zamandır hiç olmadığı kadar mutlu olacaktır." dedikten sonra Remus dostane bir tavırla elini omzuna koydu. "Hadi artık, kapıyı çalalım. Uzaktan bizi izleyen muggle'lar bu kadar vakittir neden burada dikildiğimizi sorgulayacaklardır."

Gergince gülümsedin, titreyen elini aldırmadan kapıya yaklaştırdın. Sonunda kapıya üç kere tıklatınca yaklaşık 5-6 saniye sonra pembe saçlı bir kadın kapıyı açtı.

"Remus" dedi güler yüzle, "ve..."

"O Y/N Y/S" dedi Remus senin yerine.

Kız bir şey düşündüğü için hafif gözlerini kısmış, alt dudağını büzmüştü. "Y/N?" dedi sonunda. "Bu ismi nereden hatırlıyorum?" Tam ağzını açıp sorusunu yanıtlayacaktın ki buna gerek kalmadan kızın kaşları havalandı. "Ahh, sen Y/N'sin!"

"Evet," dedin gülümseyerek. Kız sana çok samimi geldiği için ona gülümseme gereği duymuştun.

"Şey, Tonks" dedi Remus. "Artık içeri geçebilir miyiz?"

Hemen gözleri büyüdü. "Oh, şey, tabi." kapının kenarından çekilince önden Remus, sonra sen girdin.

Grimmauld Meydanı 12 numara... Her zaman neden köklü Black ailesinin muggle'ların arasında ve bir apartmanda yaşadığını merak etmiştin. Neden onların arasında yaşadığını hala öğrenememiştin ama burası ne kadar bir apartman dairesi olsa bile kocaman bir yerdi ve içerisindeki eşyalar resmen 'ben pahalıyım!' diye bağırıyordu.

Sonra gözlerin onu buldu. Sirius Black... Sevgilin, hayatının aşkı, nişanlın ve Azkaban'a girmeseydi evleneceğin adam. Elini destek almak istermiş gibi duvara dayamıştı ve sana bakıyordu, tam gözlerinin içine.

O- hala çok yakışıklıydı. Belirgin yüz hatları, şekilli çene yapısı, dumanı andıran gri gözleri ve her zamanki gibi omuzlarının üstünde biten uzun, kıvırcık saçlarıyla seni tekrar büyülemişti. Fakat bunlardan daha çok düşündüğün bir şey vardı.

Özlem.

Az önce hissettiğin tüm duyguların yerini özlem almıştı. Her şey bir kaç saniyede oldu. İlk önce gözlerin buğulandı, etraf da bulanıklaştığı için gözlerini kırpıştırıp Sirius'u daha net gördün ve daha ayaklarına komut vermeden kendini ona doğru yürürken buldun.

O da aynı şekilde sana yürüdükten sonra bir saniye daha beklemedin. Kolların onu bulurken onun da kolları seni sardı ve yüzünü anca yetiştiğin boynuna gömdün.

Sana bir yandan bir daha bırakmak istemiyormuş gibi sarılırken bir yandan da saçlarını öpüyor, kokunu içine çekiyordu. Sen de aynı şekilde ona sarılırken göz yaşların onun kıyafetini ıslatıyordu.

Uzun bir süre o şekilde kaldıktan sonra ikiniz de yavaşça geri çekildiniz. Etrafa bakınca ortalıkta kimsenin olmadığını gördün, sizi yalnız bırakmak istemiş olmalıydılar.

Sirius yanaklarını kavrayıp alnını alnına yasladı. "Seni çok özledim." diyip titrek bir nefes verdi. "Çok."

"Ben de" diye fısıldadın ve gülümserken göz yaşların tekrar mutluluktan aktı. Sirius ellerini yanaklarından çekmeden baş parmaklarıyla akan yaşları sildi ve yıllardır beklediğin anı gerçekleştirerek dudaklarını dudaklarına bastırdı.

Artık sana sonsuza kadar yetecek bir mutluluk hissediyordun.

Merhabalar, kafamın içinde ufak fikirler dönüp dolaşıyordu ve ben de bunları bir hayal et kitabına dökmeye karar verdim

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Merhabalar, kafamın içinde ufak fikirler dönüp dolaşıyordu ve ben de bunları bir hayal et kitabına dökmeye karar verdim. Umarım beğenirsiniz.

⇜Buraya prim alabilir miyim?

Bir de yıldıza basarsanız çok sevinirim :)

Öpüldünüz <3

Imagine With Sirius BlackWo Geschichten leben. Entdecke jetzt