The Striptease Artist ▪ TaeKook

Topuklu Ayakkabı. •

Selam... Başlamadan oy verir misiniz? Sizi çok özledim..🖤🖤👯

Bu arada bu fic için çok uyan birkaç aşırı libidolu artlar buldum ama buraya koyamıyorum çünkü kitap telifi yerim diye, instagram hesabıma attım, @pjondeunss adlı hesabıma bekliyorum!! 🔥 🔥

-

Atmosfer de hissettiğim gerginlik gözlerime yansımış ve anlamaz bir şekilde kaşlarım havalanmıştı; az önce Jungkook, Namjoon'a küfür etmişti ve şuan Namjoon da bu zamana kadar hiç tanık olmadığım bir ifade vardı, korku veya gerginlik.. bilmiyorum ama Jungkook'un net bir şekilde sinirli olduğu her halinden belliydi, "Bu orospo çocuğu ne arıyor, senin evinde?" Sert bakışları bir anda bana döndüğü sırada biraz kırılmış gibi hissetmeme engel olamadım.

"Arkadaşım, Jeongguk." Gözlerim yandan Namjoon'a seğirdiği zaman bakışlarını kaçırmıştı, "Senin arkadaşını sikerim, Taehyung. Nasıl olur da bu piç kurusuyla arkadaş olup bir de yanında bu kılıkla duruyorsun! Seni de mi kaybetmemi istiyorsun?" İşittiğim sözler üzerine gözlerim irileşmeye başladı, "Ne kaybetmesi, ne saçmalıyorsun? Haddini aşma, Jungkook." Tek solukta konuşmuş ve istemsizce hissettiğim sinirin kaşlarıma da yansımasına izin vermiştim.

"Açıkla, orospo evladı." İri cüssesiyle bir anda Namjoon'a doğru döndü, "Konuş da Taehyung, senin nasıl iğrenç bir insan olduğunu anlasın." Daha fazla küfür etmesine dayanamadığım için bir anda lafa girmiştim, "Küfür etme artık!" Diye çemkirdiğim sırada başını yana doğru çevirerek fazla ciddi bir şekilde baktı, siyah kahkülleri usulca gözlerinin önünü kaplarken elmacık kemikleri resmen ben buradayım!! Diye bağırıyordu.

"Taehyung.. gitsem iyi olacak." Namjoon çekine çekine kapıya kadar geldiği zaman Kook ani bir hareketle yakasından kavramış ve yan tarafında bulunan duvara bedenini sertçe çarpmıştı; "Seni sikik." Sinirle tıslaması üzerine tişörtünün ucunu sıkıca öyle bir kavramış, öyle bir sinirine yenik düşmüştü ki parmak uçları bembeyaz kesilmiş, Namjoon'un dibine kadar girdiği sırada ise daha fazla dayanamayarak burnuna bütün hırsıyla kafa atmıştı, "Jungkook, dur!" Ani bir telaşla yanına gitmem ve belinden kavrayarak kendime doğru çekme çabam resmen başarısızlıkla sonuçlanmıştı çünkü yapılı bedenine zerre işlemedi..

"Dur, lütfen." Burnu kanayan Namjoon acıyla inlemiş ve gözlerini sıkıca kapatmıştı, Jungkook'u ne kadar geriye doğru çekmeye çalışsam bile resmen daha da hırsa geliyordu, bu sefer de yakasını tutan tek elini çektiği gibi yanağına hızla bir yumruk geçirdi,

"Onu öldüreceksin!" Korkudan gözlerim dolmaya başlıyordu, öfkesinin sebebini bile bilmediğim kavgası çok saçma gelmişti bu sırada da farklı bir taktik denemek adına koluna asılmıştım, kendime doğru çekiyor ve sakinleşmesi adına dua ediyorken, "Bunu zamanında yapmam lazımdı," Dedi.

Namjoon'un gözleri aldığı darbelerden dolayı kaydığı sırada Jungkook'un kolunu bırakmış ve ani bir korkuyla ellerimi hızlıca dudaklarıma iliştirmiş ve irileşen gözlerimin esiri olarak kapatmıştım.

"Şimdi siktir git, bir daha da asla Taehyung'un yanından bile geçmeyi düşünme." Jungkook yakasından sertçe tuttuğu bedeni serseri bir tavırla sürüklemiş ve kapıyı açtığı gibi dışarı doğru fırlatmıştı ardından da kapıyı kapattı resmen soluk soluğa kalmış, saç dipleri terlemiş ve hâlâ burnundan soluyordu, "Ne yaptığını sanıyorsun?" Birkaç damla gözyaşım, benim haberim bile olmadan istemsizce yanaklarımdan süzülmeye başlıyorken, "Namjoon'a bunu yaptığına inanamıyorum, arkadaşımdı, nasıl bunu yaptın ne hakla?" Dedim.

Üzerime doğru yaklaşmaya başladığı zaman da gözü dönen Jungkook imaji biraz ürkmemi sağladığı için ellerim hâlâ dudaklarımdan dinleniyorken, üzerime attığı her adım da aynı şekilde geriye doğru gidiyordum, "Bu saatten sonra sana yaklaşamaz bile, Taehyung.. hâlâ ne arkadaşlığından bahsediyorsun?" Sırtım en sonunda duvara çarptığı zaman Jungkook ise ayak uçlarıma kadar gelmişti, başımı hafif kaldırıp sert bakışlarının esiri olduğum zaman da daha fazla dayanamadan, "Anna.." Dedi, elleri ise dudaklarımı örten parmaklarımı çekmiş ve onun yerine, kendi parmakları usulca yanaklarımı çevrelemişti.