mission six-2

17.4K 1.1K 1.7K
                                    

"Hyunjin? Felix?"

Kapıdan gelen ses ile, hemen kapıya gitmiştim. Önce Seungmin sanıp, beni kurtaracağını düşünmüştüm. Ama ne Seungmin, ne de Jeongindi.

"Senin ne işin var, burada Changbin?"

"Şu dosy-"

"Geldim, Felix!"

Kapının arkasına baktığımda Seungmin vardı. Hassiktir.. şimdi katliam çıkacak.. Hyunjin'e dönüp 'şimdi sıçtın' bakışları atıyordum.

"Changbin?"

Seungmin Changbine seslendiğinde, Changbin arkasına dönüp, Seungmine bakmıştı. Seungmin'in zaten hemen kaşları çatılmıştı.

"Yoksa, siz ikiniz.. benim arkadaşımı?"

"Öyle bir şey yok Seungmin! Ben dün buraya geldiğimde başım dönmeye başladı ve burada kaldım. Changbin'de dosyaları vermeye gelmiş."

Nefessiz bir şekilde söylediğimde, Hyunjin sırıtarak bana bakmıştı. Changbin tek kaşını kaldırıp Seungmin'e baktığında, Seungmin kafasını salladı. Sanki ikna olmuş gibiydi.

"Herneyse. Biz gidiyoruz o zaman.."

Seungmin kolumdan tutup, Hyunjin ve Changbin'e yalandan gülümseyerek beni çekiştirmeye başlamıştı. Changbin bizi şaşkınlık ile izlemeye başladığında, Hyunjin ise kolumdan tutup bizi durdurmuştu.

"Sen gidebilirsin. Felix hiçbir yere gitmiyor."

Seungmin'in de kaşları çatılmıştı. Changbin ise masum, masum, bize bakıyordu. Ben olay daha fazla büyümesin diye konuşmuştum.

"Seungmin, Hyunjin'de kalacağım."

"Ne?"

Seungmin elimi yavaş yavaş bırakarak, gözlerini sonuna kadar açmıştı. Ben dönüp Hyunjin'e baktığımda, ellerini cebine koymuş, sırıtıyordu.

"Doğru duydun, Seungmin."

"O zaman, Changbin ve bende kalıyoruz."

Seungmin de sırıtarak Hyunjine baktığında ikiside, sanki birbirlerini şimdi deşecekmiş gibi bakışmaya başladılar. Changbin'in ise hiçbir şeyden haberi yoktu.

"Tamam."

Hyunjin yalandan gülümsemesini sunup, kapıdan biraz çekilmişti. Ben olayın şokuna kapılmış bir şekilde onları izlerken, Seungmin Changbin'in kolundan tutarak onu içeri sokmuştu. Kimse sormadı, Changbin kalmak istiyor muydu? Belki de Seungmin bilerek onu da sokmuştu. Çünkü Changbinde sonuçta Hyunjin gibi güçlü ve ağır başlı birisidir. Eğer Hyunjin bana dokunmaya çalışırsa Heralde Changbini salırdı üstüne. Çünkü zaten kavgalılar.

"Ben aslınd-"

"Kes."

Seungmin, Changbin'e fısıldayarak bir şeyler söyleyince Changbin sesini kesmişti. Tanrım.. ben nasıl bir işe düştüm böyle? Hyunjin yüzünden. Hepsi Hyunjin yüzündendi. Dudaklarımı ısırırken, Seungmin ve Changbin eve girmişti zaten. Kafamı yerden kaldırıp etrafa baktığımda Hyunjin yoktu. Derin nefes alarak Seungmin'e döndüm.

"Seungmin, sorun yok. Eğer dokunmaya çalışırsa ben halledeceğim. Siz şimdi gidin. Hyunjin, çok sinirlidir. Ceza verecek. Ne dersin?"

"Ben olduğum, sürece ceza falan veremez o."

"Benim burda ne işim var, arkadaşlar?"

Changbin yüzünü buruşturarak söylediğinde ona bakmıştık.

"Changbin, seni hiç sevmiyorum. Ama kalsan ölmezsin."

"Seungmin, hadi git. Lütfen, ben istiyorum."

Dudağımı büzerek ona baktığımda Seungmin gözlerini kaçırmaya başlamıştı. En zayıf noktasıydı dudağımı büzüp ona bakmam. Bu yüzden bunu kullanıyordum. Ama Seungmin vazgeçecek gibi değildi. Kafasını hayır anlamında sallayarak gözlerini benden ayırmış, mutfaktan gelen Hyunjine yönlendirdi.

"Felix, benimle bir yukarı gelir misin?"

"Bizde, gelelim."

"Siz her şeye, maydanoz gibi karışmayın."

Hyunjin konuştuğunda Changbin arkasını dönüp kapıya ilerledi. Seungmin ise bir saniye duraksayıp aniden, Changbinin kolunu tutup kendine çekmişti.

"Changbin ile Felix sevgili."

"Ne demezsin. O zaman niye dün gece-"

"Hyunjin!"

Changbin'i işe sokması kötüydü. Çocuk zaten sapık. Bu işleri kullanarak daha fazla yakınlaşırdı. Seungmin ise bunun bir çare olduğunu sanıyordu. Elimi yüzüme vurup Seungmin'e yakınlaştım. Kulağına fısıldadığımda Seungmin yüzünü buruşturmuştu.

"Seungmin, Changbin yeterince sapık."

"Hyunjin, seni siksin mi yani?!"

Bağırarak söylediğinde, Hyunjin elini çenesine götürüp gülmemek için ağzını tutmaya başladı. Ben Hyunjin'e dönüp yalandan gülümseyerek, Seungmin'in kolundan tutarak kapıya doğru çekiştirmiştim.

"Seungmin. Changbin'inide al ve git."

Seungmin hala bir şeyler söyleyerek burada durmaya karar vermişti. Bende onu burdan çıkarmak için uğraşıyordum. Nasıl bir işe düştüm ben böyle? Keşke hiç bu şirkete gelmeseydim. Şimdi böyle olmazdı.

"Seni, siksin mi istiyorsun?"

"O, oldu zaten.. Seungm-"

Dediğimin farkına alıp, ağzımı elimle kapatmıştım. Ama Seungmin anlamış gibiydi. Büyük bir sessizlikten sonra Seungmin Changbin'e dönüp bakmıştı. Daha sonra bana geri dönmüştü.

"Tamam gideceğim. Ama eğer sana ulaşamazsam. Geri gelirim haberin olsun."

Kafamı salladığımda, Seungmin Hyunjin ve Changbinin yanına gitmişti. Changbin'i neden katmıştıki işin içine? Neden yani? Tamam, o da güçlü birisiydi. Ama o Hyunjin'den daha fazla sapıktı.

"Gidiyorum. Ama yine geleceğim."

Seungmin, sen görürsün hareketleri yapıp, Changbine eğilip bir şeyler söylemişti. Daha sonra Changbin kafasını sallamıştı. Hyunjine baktığımda, sırıtarak yanındaki tahtaya yaslanmıştı. Ona baktığımı fark ettiğinde o da bana bakmıştı. O ara göz göze gelmiştik. Arkama dönüp baktığımda Seungmin ve Changbin gitmişti bile. Evde boku yiyecektim ama umrumda değildi. Hyunjinden alacağım ceza daha kötüydü. Seungmin bağırıp çağırırdı. En fazla bir terlik ve ya yastık atıp giderdi. Ama Hyunjin Seungmin gibi değildi. Cezam ölüm bile olabilirdi.

"Geç, içeri. Konuşacağız."

--

Bu bölüm saçma evet ama Seungmin ve Changbinin sevgili olması için yapmalıydım 😿

Mission / Hyunlix ✔Where stories live. Discover now