ı love you and I need you

1.8K 129 97
                                    

Ertesi gün 17.00

Sirius adımlarını ihtiyaç odasına doğru ilerletirken öfkeden gözü hiçbir şey görmüyordu. Çünkü haritada Remus ve bir çocuk dip dibelerdi. Sonunda odaya vardığında duvarla bakışmaya başladı ama bu odanın nasıl açıldığını hâlâ çözememişti.

Birkaç dakika sonra oda kendiliğinden açıldı.
Adını bilmediği çocuk odadan çıkıyordu.

"Hey!" Çocuğu öfke ile durdurdu.

"Ne var?" Dedi ravenclaw çocuk, moralinin bozuk olduğu belliydi.

"Benim sevgilimin yanında ne arıyordun"

Çocuk kolunu Sirius'tan kurtardı "Seninle uğraşamam"

"Sevgilimden uzak durmazssan ben uğraşırım"

Ravenclaw hızlı adımlarla ilerlerken Sirius içeri girdi ve koltukta oturmuş kitap okuyan Remus'a baktı. Yanına oturup bir süre sessiz kaldı. Fakat çok uzun sürmedi

"Sevgiliyiz değil mi Remrem?"

Remus kitaptan gözlerini çektip Sirius'un elini tuttu "sormadın sayıyorum Siri" diyerek kitabına geri döndü.

"O çocuk kimdi?"

"Tanımıyorum"

"Neden çok yakındınız"

"Ağlıyordu sarıldım Siri, hem sen beni mi kıskanıyorsun?"

"Ne alaka yaa"
Remus'un sorarcasına bakışları ile pes etti "belki biraz"

"Ben de seni kıskanıyorum"

Sirius memnun bir gülümsemeyle kitabı Kumral çocuğun  elinden aldı. Remus'un sorarcasına olan bakışlarını umursamadan Gryffindor kıravatından kendine çekip dudaklarını birleştirdi.

Remus beklemeden karşılık verirken uzun saçlı olan hızlı bir haraketle kumral'ın kucağına geçmişti. Remus ellerini siyah saçlı çocuğun beline yerleştirip öpücüğü derinleştirmesine izin vererek aynı anda kontrolü de ona bıraktı.

Sirius üstünlüğün verdiği hazla kumral çocuğun alt dudağını hâkimiyeti altına aldı. Kumral çocuk ellerini Sirius'un t-shirt'ünden içeri sokup parmakları ile sırtında ufak daireler çizmeye başladı. Siyah saçlı olan ise kumral'ın gömleğinin düğmelerini çözmeye başlamıştı.

"Bunu yapmak istediğine emin misin Black?"

"Eminim Lupin"

***
"Merhaba, Regulus orada mı acaba?"

Onu duyan Slytherin kız duymamış gibi yaparak yürümeye devam etti. Yine sorusu duymazdan gelinmişti ve bu James'i sinir ediyordu. En sonunda biten sabrı ile zindanlardan yukarı çıkmaya başladı. Tam o sırada aşağıya inen Regulus, James'in onu fark etmemesi ile gülümsedi.

"Buralarda ne işin var Potter?"
James duyduğu sesle anında gülümserken, Regulus adımlarını ters yöne çevirip James ile aynı yöne yürümeye başladı.

"Seni arıyordum Black"

"Hmm nedenmiş?"

James fazlaca gergindi "Bak biliyorum daha ilişkimize bir ad koymak istemiyor olabilirsin ama ben koymak istiyorum"

"Hmm nasıl bir ad mesela?"

"Sevgilim olsana ya benim"

Regulus kahkaha atarken James de istemsizce gülmeye başlamıştı. "Odunsun ne biçim teklif bu" derken gülmeye devam ediyordu. James yutkunup karşındaki çocuğa baktı. Çok güzeldi, her şeyi çok güzeldi. O kadar güzel gülüyordu ki James bu gülümsemeyle uyanmak için ruhunu satabilirdi. Regulus bir cevap vermek üzere iken yanlarında duran kişiyle sessizleştiler.

"Selam James konuşabilir miyiz?" Dedi Severus. Regulus ona sert bakışlarını atarken James ise sorarcasına Regulus'a bakıyordu.

"Ben bahçede bekliyorum" diyerek hızlı adımlarla yanlarından ayrıldı Regulus.

"Ne konuşacağız seninle?"

"Özür dilerim, sadece özür dilerim. İnan seni çok sevdim ve kullanmadım"

"Konuşmak istemiyorum Snape"

"Yine düşman ol bana sümsükus de ama görmezden gelme yalvarırım"

"Konuşmak istemiyorum dedim" derken Severus'un dediklerin kulak asmadan bahçeye ilerleri James.

***
Remus yanında yatan mükemmel surata baktı. Neden 'mükemmel" diye anladığını bilmiyordu, çünkü herkesin kusuru vardı ama Remus o kadar aşıktı ki Sirius'un kusurları bile harika geliyordu ona.

Kumral olan elini nazikçe siyah saçlara değdirdi. Sirius, şairlerin şiirlerine dize olacak hatta ve hatta ressamların tuvalini renklendirecek kadar güzeldi. Siyah saçları kızarmış yüzüne düşüyordu ve boyundaki morluklar yaşadıkları anların kanıtı olarak yerinde duruyordu. Uzun kirpikleri göz altlarına gölge düşürürken dudakları hafif aralıktı. Yıllarca Sirius ile birlikte uyumuş olmasına rağmen hiç bu kadar mükemmel olduğunu fark etmemişti. Ya da fark etme korkusu ile hiç bu kadar detaylı bakmamıştı esmer olana.

Esmer  çocuk gözlerini araladığında gördüğü manzara ile gülümsedi

"Her güne bu manzarayla uyanmak istiyorum çok mu" dedi gülümseyerek. Remus gülümsemesine karşılık verip dudaklarına bir öpücük bıraktı.

"Canın hâlâ acıyor mu?"

"Hayır daha iyiyim bana sarılıp uyursan daha da iyi olacağım"

Remus gülümseyerek dediğini yaptı ve esmer çocuğu kolları arasına aldı.

"Iyi uykular patiayak"

"Iyi uyukular aylak"

Sirius yine kendini uyukuya teslim ederken Remus bir süre daha Sirius'u izlemeye devam etti. Daha sonra yorgunluğa yenik düşüp gözlerini kapadı.

Sabah olduğunu nerden geldiğini bilmedikleri güneş ışığı ile anlamışlardı. Remus doğrulup yerdeki kıyafetleri üstüne geçirirdikten sonra Sirius'u uyandırdı.

"Günaydın Siri"

"Günaydın" dedi esneyerek. Ardından olayı idrak edip remus'un elinde ki kıyafetleri alıp giydi ve homurdanarak yataktan kalktı.

"Gitmek zorunda mıyız aylak?"

"Evet pati, James merak ederse her yeri ayağa kaldırır"

Sirius bunu biliyordu ama şansını denemişti. "Bugün saat 14.50'de bahçede ol"

Sirius koşar adımlarla yanından giderken Remus anlamazca bakakalmıştı.

***
MERHABAAAĞ VE GÜLE GÜLEEEE
ÖPTÜM 💚

we are just friends/wolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin