4: "YALANCI"

393 45 86
                                    

27 Kasım 2020

Çardakta oturmuş, birbiriyle hararetli bir şekilde konuşan Soobin ve Yeonjun'a bakıyordum. Yol boyunca kendime ne kadar canımı yakmalarına izin vermicem desem de şu an sanki kalbime bir hançer saplanmış, nefes almama bile izin vermiyordu. Yanağımdan bir damla yaş süzülürken, sinirle gözyaşımı sildim. Bu kadar aciz bir insan olamazdım. Aldatıldım diye ömrümün sonuna kadar ağlayamazdım.

Soobin her şeyim değildi. Onsuz da yapabilirdim.

Hayır, olmaz. Sen onsuz yaşayamazsın.

Yaşarım, yaşıcam. Yaşamaktan başka çarem yok.

Soobin senin her şeyin. Mümkün değil.

İç sesimin asla susmayıp, beni çıkmaza sokmasıyla, ellerimi saçıma geçirip, sertçe çekiştirdim.

Aptalın tekiydim.

İhanetinden sonra, onu hala deli gibi sevdiğim için Dünyadaki en aptal insan insandım. Gözlerimi
2 günde deli gibi özlediğim Soobinden zorla da olsa çekip, hızla yürümeye başladım. Göz göze gelmesek ve aynı ortamda bılunmasak benim için çok daha iyiydi. Kalbime söz geçiremiyordum. Onu gördüğü zaman yine hızla atıyordu. Ve ben buna engel olamıyordum.

Beni aldatmasından sonra, ondan soğumam, nefret etmem gerekirken, daha çok bağlanmıştım sanki. Sevgim daha çok artmıştı. Bu çok kötüydü, fazlasıyla kötüydü. Yanlarından geçerken, beni görmemelerini umut ederek hızla yürüdüm. Kafamı yere eğmiş, çantamı sıkı sıkıya tutuyordum.

Onları yanından geçip giderken, seslice nefesimi verdim. Rahatlamıştım.

Sınıfıma girmeden tuvalete gitmeye karar verdim. Uykumun beni terketmesi için soğuk suyla yüzümü yıkamalıydım. Suyu açıp, yüzüme iki kere çarptım. Soğuk anında gözlerimi açarken, soğuk suyu bu kez de boynuma götürdüm. Ardından okul formamla kuruladım. Arkamı döndüğümde gördüğüm yüzle, ağzımdan şaşkın bir çığlık döküldü.
tuvalete girdiğimden beri beni orada izliyor muydu?
Gözlerimi dikmiş ona bakarken, konuşmasını bekliyordum. Bağarıp çağırmak istiyordum. Yüzüne bir güzel yumruk atmak istiyordum ama elim gitmiyor, ağzım kötü söz söylemeye varmıyordu. Kıyamıyordum ona. Beni vurup, bin bir parçaya ayıran kişiye, kıyamıyordum.

"Kai, seni özledim." yumuşacık çıkan sesiyle gözlerimi kapattım. Özlemiştim, ağzından ismimi duymayı çok özlemişim.

Birdenbire aklıma düşen görüntülerle, şokla gözlerimi açtım. Ne yapıyordum ben böyle, cidden şu an yalanlarına kanıyor muydum? Aşk bu kadar mı kör etmişti gözümü? Beni en yakın arkadaşıyla aldatan kişinin özledim demesini inanıyor muydum, bu kadar mı düşmüştüm?

Vücuduma yüklenen öfkeyle göğsünden sertçe ittirdim. Sırtı hızla duvarı bulurken, durmadım.
Bir kere daha ittim. Ağzından acı bir inilti dökülürken, kalbim sızladı.

" Utanmadan özledim diyorsun. Yalanlarına inandığımımı zannediyorsun? Artık hiçbir sözüne inanmıyorum." gözlerinden bir damla yaş düşerken, gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.

Bir insanın canı yanmadan, kalbi ağrımadan ağlayabilir miydi? Soobin, beni hiç sevmemişti ki. Peki şu an niye ağlıyordu? Beynime kemiren sorulara artık cevap istiyordum. Yoksa deliricektim.

"Ben seni sevdim, canımdan çok sevdim." ağzımdan histerik bir gülümseme çıkınca, gözleriyle bana baktı. Bakmaya doyamadığım gözleriyle...

"sevdiysen niye aldattın, canından çok sevdiysen niye aldattın?" bağırarak konuşmamla, kafasını yere eğdi. Gözlerimden iki damla yaş firar ederken, kendime verdiğim sözleri tutamadığım için kendimden nefret ettim.

Her zerrem ona muhtaçtı. Beni sevmesine, öpmesine koklamasına, güzel gözleriyle bakmasına...

Çok muhtaçtı.

"cevap ver bana, susma!" ağlamayla karışık, yüzüne bağırdım. Ben hiçbir zaman güçlü bir insan olmamıştım. Okulda beni vurduklarında bile onlara karşı çıkamamıştım. Ama kurtarıcım Soobin, beni her seferinde kurtarmıştı. Başım her sıkıştığında, yanımda olmuştu. Şimdi ise Beni üzen, yaralayan oydu. Ve beni, ondan kurtarıcak kimse yoktu.

"Kai, ben Yeonjun'u unutmak istedim. S-seni aldatmak istemedim. B-ben ben bilmiyorum. Nasıl yaptım bilmiyorum. Özür dilerim, çok özür dilerim."
Elleriyle yüzünü kapatıp, hıçkırıklara boğularak ağladı.

Onu benden daha çok sevmişti. Ondan değil de benden vazgeçmişti.

Yeonjun'un imalı sözleri, bakışmaları, Yeonjun'un yanından her geldiğinde üzgün olması, aslında her şey apaçık ortadaydı. Ben ise hiçbir şeyi anlamamıştım. Aşk gözümü kapatmıştı, beni kör etmişti.

"sen hayatımda gördüğüm en büyük şerefsizsin. Senden her zerremle nefret ediyorum."

"öyle söyleme, canım yanıyor."

"canının yanması umrumda değil. Benim canımı yaktığın gibi senin de canın yanıcak. Ve ben de bunu keyifle seyredicem." hıçkırıkları sıklaşırken, derin derin nefes alıyordu. Krize girmiş gibiydi.
Onun bu hali, ona sımsıkı sarılmak istedim ama gururum daha ağır bastı. Beni daha beter ağlattığı günler geldi aklıma. Ona acımamalıydım.

Eğer ona acırsam, acınacak hale düşerdim.

Soobin umarım beter olursun. Deli gibi pişman olursun, böyle mal gibi ortada kalırsın.















You Used To Call Me Baby, Now You Calling Me By Name | | ▪️SOOKAİ▪️Where stories live. Discover now