Haftanın en sevdiğim günü olan pazar gününden herkese merhaba...
Tempoyu arttırıyoruz ve Yaseminin taktığı zaman nasıl da ölesiye taktığını göreceğiz ve emin olun çok eğleneceğiz...
Keyifli okumalar...
Bugünün diğer günlerden bir farkı vardı. Güneş daha bir parlak, daha bir yakındı sanki... İçim cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar gibi şendi. Şarkılar daha anlamlı, Ozan daha yakışıklıydı... Konu ne ara Ozan'ın yakışıklılığına geldi? Topla kendini kızım Yasemin, acil topla. Bir kahvaltı hazırladı diye hemen gözlerinden kalpçikler fışkırtma sağa sola...
Fonda İlhan İrem çalıyordu. Ateşböceği... Seçtiği parça hiç de manidar değildi hem. Üzerime alınmak için bahane arıyordum resmen. Sonuçta o da nostaljik parçalar seviyordu benim gibi ve tesadüf diye bir gerçek vardı bu hayatta...
Salondaki müzik setinden yayılan şarkı ortama yayılıyor benim de yarım kalan aklımı iyice başımdan alıyordu.
'Nerden geldiyse geldi, kondu bir gün dalıma.
Çare arar gibiydi sonsuz karanlığıma.
Düşlerin boşluğunda ümitli bir uçaktı.
Hüzünlerimi kesen sihirli bir bıçaktı.
Ateşböceği, aydınlat geceyi,
Şarkılara dizelim bin bir heceyi,
Ateşböceği, aydınlat geceyi,
Işıltınla tutuştur, karalanmış gerçeği.'Ada tezgâha hazırladığı kahvaltı iştahımı kabartmıştı. Biliyorsunuz ben her daim aç bir kızdım. Ne zaman oturup ağız tadıyla iki lokma bir şey yemeye kalksam bin bir türlü olaya maruz kalıyordum ve sonuç; sürekli aç kalmam oluyordu.
Ve tekrar belirtmek istiyorum ki Ozan üzerindeki lacivert spor kesim gömlek ile hiç de çekici görünmüyordu. Kim uyduruyor bunları, niye benim aklım bu kadar karışık?
Maşrapa büyüklüğündeki kupalara döktüğü çaya ister istemez burun kıvırdım. İçimde tutsam ya, açmasam ya ağzımı... Yok, valla çatlarım söylemezsem.
"İnce belli çay bardağı yok mu?"demiş bulundum bir kere.
"Yok, ama istersen bugün alırım..."demeyeydi iyiydi. Her şeye evet, her şeye tamam deme be adam... Azıcık da reddet, bir kere olsun olmaz de. Soluma kastın mı var?
Oturduğum yerde bir tarafımda kurt varmış gibi durmadan kıpırdanınca,"Ne oldu?"diye sordu.
"İş görüşmesine gideceğiz ya, heyecanlıyım biraz..."dedim.
Başını salladı ama gözlerime bakmaktan imtina eder bir hali vardı. Ağzına bir parça peynir atarak yerinden kalktı. Cebinden telefonunu çıkartarak, "Benim önemli bir görüşmem vardı. Unutmuşum. İki dakika telefonla görüşüp geliyorum. Sen kahvaltını yap, sonra çıkarız."diyerek hole doğru yürüdü ve gözden kayboldu.
İştah mı kalmıştı sanki? Hep bir gizemler, hep bir göz kaçırmalar...
Bir dilim ekmeğin yarısını bile yiyemeden sofradan kalktım. Ozan'ın çıkarttığı ama ikimizin de dokunmadığı kahvaltılıkları buzdolabına geri koyup tabak ve bardakları bulaşık makinesine yerleştirdim.
Ben daha mutfaktaki işimi bile bitiremeden kapının önüne gelmişti bile. Montunu portmantodan alarak giydi. Sanki ben yokmuşum gibi davranıyordu ve iyice gerilmeme neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASEMİN (Tamamlandı)
General Fiction||TAMAMLANDI|| "Peki seni en çok ne mutlu eder?"diye sordum. "Bir kere gülsen yeter..."dedi düşünmeden. "Sen gül, ben senin bir gülüşüne tutunur, ebediyen mutlu olurum..." -------------- Başlangıç 01/10/20 Final 19/12/21 #galatakulesi zirve 3/7/23