1

5.6K 523 982
                                    

Genç adam Seul'un kalabalık sokaklarında koşarak peşindeki karanlıktan kurtulmaya çalışıyordu.

Koşmaktan yorulan genç adam duraksayarak nefesini kontrol etmeye çalıştı. Daha sonra kolundaki saate bakıp yutkundu.

Geç kalmamalıydı. Bu yüzden gitmesi gereken yere daha hızlı koşarak ulaşmaya çalıştı. Başardı da. Sonunda ulaşmıştı.

"Davetli değilseniz geçemezsiniz."

"Ş-şey ben Felix'in arkadaşıyım." Genç adam koşmaktan terlemişti. Saçları birbirine girmiş, nefes nefese kapıdaki korumalara onu içeri almaları için yalvarıyordu.

"Burada bekleyin." Korumalardan iri olan içeri gidince genç olan telaşla etrafına bakındı.

Bir süre sonra arkadaşını karşısında gören genç adam rahatlayarak tuttuğu nefesini bıraktı.

"Jisung! İçeri gel dostum." Sarışın çocuk onu içeri çekiştirdiğinde etrafına bakındı.

Oldukça lüks görünümlü bir yer olsa da, yasa dışı işler için kullanılıyor olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Zamanımız yok Felix."

"Biliyorum. Endişelenme. Seni burada bulamazlar." Sarışın onu birkaç adamın olduğu masaya çekiştirdiğinde kimse onlara bakmıyordu.

Sarışın eğildi ve yakışıklı bir adamın kulağına bir şeyler söyledi. Adamın yüz ifadesi aniden ciddileşti ve sonunda onlara baktı.

"Hoşgeldiniz. Oturun lütfen."

Sarışın olan gülümsedi ve Jisung ile kendisi için bir sandalye çekti. Onlar oturduğu sırada masadaki herkes sessizleşmişti. Jisung üzerindeki bakışlardan rahatsız olup kıpırdandı.

"Misafirlerime merhaba deyin lütfen."

Masadaki herkes onları selamlarken Jisung sessizce başını eğerek selam verdi. Dizleri titriyordu. Sakin görünmeye çalışıyordu. Ancak hiç de sakin değildi.

Yakışıklı adam elini onun dizine koyunca irkildi.

"Endişelenme, biraz sonra işimizi halledeceğiz." Diye fısıldadı Jisung'a.

O sırada herkes konuşup gülüşmeye devam ederken Jisung'un dikkatini karşısında oturan birisi çekmişti.

Koyu kızıl saçlarıyla, boynundaki yılan dövmesiyle ve sert bakışıyla dikkat çeken adam onu dikkatlice izliyordu. Jisung utanarak bakışlarını önündeki yemeğe indirdi. Yanındaki adam yemesi için dizini sıkınca titreyen elleriyle çatalını alıp yemeye başladı.

Kafasını kaldırıp karşısındaki adama bakınca onun çatık kaşlarla kendisini izlemeye devam ettiğini farketti. Hemen bakışlarını kaçırıp yemeğine devam eden Jisung'un içini kötü bir his kapladı.

Bir süre konuşmalar devam ederken yanındaki yakışıklı adam ayağa kalktı ve kendisinin de kalkmasını sağladı.

"İyi akşamlar beyler." Herkese selam verdikten sonra sarışınla birlikte masadan ayrıldılar.

O sırada Jisung, hâlâ izlendiğini farketti. Tedirgin oldu. Bu yabancı onu neden bu kadar izlemişti ki? Onu beğenmiş miydi? Hayır. Beğenmiş gibi değil, sert ve meraklı bakışlarla izliyordu.

"Önüne bak yoksa düşeceksin." Sarışın onu uyarınca gözlerini yabancıdan çekip önüne baktı. Yakışıklı olan onları küçük bir odaya götürdü.

"Adın Jisung öyle değil mi?"

Jisung sessizce kafasını salladı.

"Benim adım da Yunseog. Şartları kabul ediyorsun değil mi?"

Sweet Lies |Minsung|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin