11

348 21 19
                                    

Burak: Özür dilerim (07:11)

Burak: Bilmiyordum

Melek: Önemli değil

Burak: Başın sağolsun

Melek: Teşekkür ederim

Burak: Günaydın bu arada

Melek: Günaydın ballı çöreğim

Melek: Günaydın da beni salmazsan ben geç kalacağım okula

Burak: İyi hadi tamam

Burak: görüşürüz

Melek: Ay görüşürüz tabi aşkiletam

Melek: Sen iste yeter

________________

Okulun binasına girerken telefonumdan saate baktım. Dersin başlamasına daha 15 dakika vardı. Çantamı sınıfa bırakmak için sınıfa doğru yürüdüm. Acaba Burak gelmiş miydi?

Sınıfın açık kapısından girerken onun oturduğu sıraya baktım. Çantası vardı ama kendisi yoktu. Bende kendi çantamı sırama koydum ve kantine inmek için sınıftan çıktım. Kahvaltı etmemiştim ve karnım gurulduyordu gerçekten.

Kantinden içeri girerken gözüm Burak'a takıldı. Basketbol takımından olduğunu bildiğim Cenk Burak'a sinirlice bakıyordu. Burak ise umursamaz bir şekilde elleri cebinde etrafa bakıyordu. Onları izlemeyi bırakıp sıraya girdim. Böylelikle onlara iyice yaklaşmış oldum. Ne konuştuklarını duyabiliyordum.

"Nasıl kaptan olabildin söylesene? Yoksa beden hocası olan Arzu hoca ile mi fingirdeştin de seni kaptan yaptı?! Ha söylesene!"

Cenk'in dediği şey ile ağzım kocaman açılırken Burak bakışlarını Cenk'e çevirdi. Hala umursamaz bakıyordu.

"Evet Cenk arada eğleniyoruz sende katılmak ister misin? Grup yaparız."

Ben söylediği laf ile dumura uğrarken Cenk salak salak bakmıştı Burak'ın yüzüne. Ben ise o sırada kek ve su almış ve sıradan çıkmıştım. Burak'a tekrar baktığımda Cenk'e sırıtarak bakıyordu.

"Siktir git."

Cenk sinirden kıpkırmızı olurken yanlarından geçerken ayağım takıldı ve Cenk'e hafifçe çarptım. Cenk ona çarptığım için hızla sinirli yüzünü bana çevirmişti.

"Dikkat etsene lan!"

Bu sırada bir eliyle sağ kolumu kavramıştı. Hayvan gibi tutuyordu erkek kaşarı. Gözlerim arkasına kaydığında Burak'ın Cenk'e daha çok kolumu sıktığı eline baktığını gördüm. Kaşlarımı çattım gözlerine baktım.

"Çek şu pençelerini üzerimden."

"Çekmezsem ne olur?"

Su şişesi kolumu tuttuğu elimdeydi. Boşta ki elimi kaldırdım ve yanağına koydum yavaşça. Yaptığım şeyle gözleri kocaman oldu. Kantinde ki herkes bizi izliyordu. Burak da buna dahildi.

"Aslında biliyor musun Cenk köpeklerden birkaç ay öncesine kadar korkardım, pek yanaşamazdım ama alıştım ve sevmeye başladım. Eğer istersen seninle de biraz oynayabilirim ama önce şu pençelerini çek üstümden."

Bunları söylerken hafif hafif okşamıştım yüzünü. Sonunda yanağına sert bir tokat attım. Kantindekiler de ettiğim sözlere karşın ve attığım tokata ıslık çalmaya ve alkışlamaya başlamışlardı.

Bu sırada Cenk kolumu bırakmış sinirden kızaran yüzüyle bana bakıyordu. Yanımdan hışımla geçti. Henüz iki adım atmıştı kı arkasını döndü ve bana baktı.

"Bunu sana çok pis ödeteceğim!"

"Havlayan köpek ısırmaz Cenk. Hadi yandan yandan. "

Kantinde bir uğultu daha çıktığında Cenk kendi kendine bağırıp sinirle kantini terk etmişti. Aptal çocuğun tekiydi. Daha fazla ayakta dikilmemek için boş masa ararken arkamı dönmüştüm ve Burak'ın sırıtan yüzünü farketmiştim. Aramızda çok az bi mesafe vardı.

"Demek cansız nesnelerle konuşmanın yanında bir de ağzın iyi laf yapıyor ha?"

Dediği şeye güldüm ve başımla onayladım. Haketmişti piç kurusu Cenk. Burak'a meydan okurcasın baktım.

"Cenk'e grup teklifi yaptın ha?"

Dediğim şeye başını geriye atarak bir kahkaha patlattı ve uzunca güldü. Ben ise uzun zamandır görmediğim bu içten kahkahasına hayran hayran baktım. Hatta kantindeki pislik kızlar da bakmıştı. Hepsine öldürücü bakışlar attım. Burak sonunda gülmeyi bıraktığında elini karnına koydu ve arkasında ki duvara yaslandı. Sonunda sakinleşip eski haline döndüğünde yaslandığı duvardan sırtını çekti. Tam yanımda durdu ve gitmeden önce yanağımdan makas aldı.

"Sen çok fena birşeysin Hira."

Kalbim... Artık yok....













Hikayeyi nasıl buldunuz? Sevdiniz mi?

MELEK |TEXTİNG| *tamamlandı*Where stories live. Discover now