10. BÖLÜM "Takıntılı"

426 183 90
                                    

Bölüm şarkısı: Sara Kays- Remember That Night?

10. BÖLÜM

"Takıntılı"

Odağımda sadece Ömer'in kahveleri varken ne diyeceğimi bilememiş, dut yemiş bülbüle dönmüştüm. Onu bir anda önümde görmek afallamama neden olmuştu. Burada ne işi vardı?

"Konuşmamız gerek."

Aklıma geçen gün evine gittiğimde kurduğum iki kelimelik cümle geldi. Aynen ben de bunu söylemiş ve önünde aynen böyle; belimi dik tutmuş, gözlerimi direkt olarak gözlerine kenetlemiş şekilde durmuştum. İrisleri o kadar yakınımdaydı ki gözlerinin parlaklığında kendimi görebiliyordum.

"Ne hakkında?" Tek kaşımı kaldırmıştım bu sorumu sorarken. Burada olması büyük bir cesaret ve öz güven isterdi. Kaç yıl geçmişti gelmemişti, şimdi mi gelmişti? Hem de konuşmak bahanesiyle.

Boğazına baktım, hareket eden adem elmasının aşağı ve yukarı hareket edişini izledim. Tanrı, Ömer'e ayrı bir cazibe vermişti sanki. Hiçbir erkekte olmayan özelliklerin hepsi Ömer'de toplanmış gibiydi.

Cevap vereceğe benzemiyordu, derin nefesler alarak nefes alış verişini normalleştirmeye çalışıyordu. Neden bu kadar soluksuz kalmıştı? Bir şey mi olmuştu acaba diye düşünmeden edemiyordum.

"Sen kimsin?"

Kalın bir ses, kulağımdan içeri girmiş ve kafatasımın duvarlarına çarparak beynime ulaşmıştı. Uykulu, ama bir o kadar da gür çıkan sesinin korkutucu bir tınıya sahip olması hakikaten insanı korkutuyordu. Nedenini bilmediğim bir telaş bedenimi kaplarken arkamı görebilmek için kafamı sol omzumdan arkaya çevirdim. Araf'ın direkt olarak Ömer'i gören gözlerindeki şüpheyi okuyamamak mümkün değildi. Kuşku doluydu bakışları.

Ömer'in bakışlarının da ondan geri kalır yanı yoktu. Ek olarak sadece kıskançlık ve öfke duygularını görebiliyordum. Tabii, eski sevgilim olarak evimde başka bir erkek görmesi kıskanmasına ve sinirlenmesine neden olacaktı, bu normal bir durumdu. Fakat, yaptıklarından sonra bu yüzü nasıl buluyordu meçhuldü.

Ömer'le bakışlarımız kesilmiş, şimdi de Araf'la bakışmaya başlamıştım. Tabii, bakışmak denirse çünkü bana bakmıyordu bile, gözleri direkt olarak Ömer'in irislerine odaklıydı.

"Erva'yla konuşmak için gelmiştim ama uygun değildiniz sanırım..." Resmen aralarında kalmıştım. Bir tarafta kırgınlıkla bakan eski sevgilim, diğer tarafta ise hayatımdaki en önemli kişiden; Emir'den bile şüphelenecek kadar işine düşkün iş arkadaşım diyebileceğim kişi duruyordu. Şu an aklında tilkilerin dolandığını hissedebiliyordum. Ömer'in kim olduğunu düşünüyor, benim hayatımda ne tür bir rolü olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Müsait, müsait de, hala kim olduğunu öğrenemedim?" Araf'ın jestlerle birlikte söylediği kelimelerin aslında bir nevi koruma yöntemi olduğunun farkındaydım. Mavileri kısılmış, sağ kaşı havaya kalkmıştı. Elleri, gövdesinin arkasında duruyordu ve sol eli sağ kolunu tutup ondan destek alıyordu.

Sessiz kalmıştım, bu durumda arada kalmak isteyeceğim son şey bile değildi. Bir harekette bulunmak için Ömer'i elimle içeri davet ettiğimde hiç itiraz etmeden geçmişti yavaş hareketlerle.

VİSALWhere stories live. Discover now