1. BÖLÜM "İş"

3.3K 395 1.3K
                                    

Bölüm şarkısı: Ömer Başçı- Ah be kadın

1. BÖLÜM

"İş"

'Yine kendi sessizliğinin karanlığına sığınıp gülümsedi, ruhum...'

Havada hafif bir esinti kendini belli ederken üzerime giydiğim ceket beni ısıtmaya yetmiş, bedenimi sıkıca sarmıştı. Hafif topuklu ayakkabılarımın yolda çıkardığı sesler dışında, araba sesleri ve hafif müzik sesi duyuluyordu. Gece saat ikiye gelmek üzereydi ve ben kendime iş aramak için çıkmıştım. Evet, saat geçti iş aramak için belki ama derslerden anca zaman bulabilmiştim dışarı çıkmaya. Bana uygun bir yerde çalışmam gerekti iyi geçinmem için, malum şimdiye kadar çalıştığım yerlerde ya kovuldum ya da istifa ettim iş yerlerini sevmedim diye.

Müzik sesleri arttıkça burasının dünyadaki en sevdiğim yerlerden biri olabileceğine yemin edeceğim bara gelmiştim. Seviyordum burayı, kafamı dağıtmamı sağlıyordu ve terapi yöntemimdi sanki. İçki içmek, deliler gibi özgürce dans etmekse bayıldığım diğer yanlarındandı.

Kimliğimi gösterip içeri girdiğimde mavi ışıklar gözümü hedef almıştı. Adeta kendimi barda değil de kırmızı halıdaymış gibi hissetmiştim. Birden aklıma gelen fikirle ise gözlerimden kalplerin fışkıracağını sanmıştım.

Belki de burada çalışabilirdim.

Gülümsemem yüzüme serildi bir halı misali. Buranın sahibi beni tanırdı, her zaman geldiğim bir yerdi ne de olsa. Zafer kazanmışcasına sırıtıp Orhan abinin odasına adımladığımda arkamdan dumanların çıktığını zannediyor, bir dizideymişim gibi yürüyordum. Koridor, siyahlarla döşenmişti ama araya serpilmiş lacivert detaylar daha asil göstermişti burayı. Ayakkabılarımın zeminde çıkardığı sesleri az dahi olsa duyabiliyordum müzik sesi gitgide azalmaya başlaması sonucu.

Üzerinde Orhan Baykal yazan kapıyı gördüğümde yüzümdeki gülümseme daha da büyümüştü. Kapıya yumruğumu hafifçe vurdum iki kez. Kalbimin gümbür gümbür atmasının sebebi sanırım ilk defa istediğim bir işe alınacak olmamın eminliğindendi.

"Gel."

Orhan abinin sesini duyar duymaz kapının kolunu aşağı çektim ve içeri giriş yaptım gülümsememi yüzümden silmeden.

"Erva?" deyip oturduğu koltuktan kalktı. Orhan abi, kırklı yaşlarının ortasında olmasına rağmen fit vücudu, çok kısa olan ama şık olan saçları ve muhteşem gülüşüyle benden bile genç duruyordu. Neredeyse saçı yoktu, üçe vurdurmuştu. Daha yeni yeni çıkan saçları ise onlara dokunma arzumu tetikliyordu.

Ellerini açtı iki yana sarılmak için. Hiç beklemeden bedenine yaslandığımda babacan bir tavırla kolları belimi sarmıştı. "Nerelerdesin?"

Kendimi geri çektim yüzüne bakabilmek için. Gülümseyerek omuz silktim. "Derslerle meşguldüm. Biliyorsun, çok aksattım."

Kafasını sallarken sağa çevirdi kafasını. İki kere şiddetle öksürdüğünde sigara içmemesi gerektiğini ona hatırlatacaktım ki işaret parmağını havaya kaldırıp lafımı daha söylemeden bölmüştü bile. "Sigarayı bırakmayacağım."

VİSALWhere stories live. Discover now