Özel Bölüm I

5.1K 499 676
                                    

Uzun bir aranın ardından hepiniz tekrar hoş geldiniz! Hikayeyi de sizi de çok özledim, bu yüzden hemen uzuun bir bölüm yazdım:)

Başka bölümler de gelecek:))

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, sizleri seviyorum, iyi okumalar dilerim<3

•••

"Baba kalk! Baba kalk!"

Scorpius, bütün ilgi üstünde olsa bile daha fazlasını isteyen bir çocuktu. Yedi yaşına yeni girmişti ve kendisini bildi bileli hem babaları hem de diğer büyükleri tarafından oldukça şımartılmıştı. İşin iyi tarafı, parayla değil sevgiyle şımartılan bir çocuk olmasıydı.

Kıvırcık kumral saçları, kızıl kahve gözleri ve hafif kavruk teniyle babalarının ikisine de benzemiyordu. Buna rağmen bir kez bile evlatlık olduğundan şüphelenmemişti.

Şimdi de alt katta yiyecekleri hazırlarken bir yandan da kendisini oyalamaya çalışan babasından kaçmış, diğer babasını uyandırmaya çalışıyordu. Evdeki herkesin onunla ilgilenmesini istiyordu.

"Baba! Baba! Baba!"

Oğlunun sesleri Draco'yu bilinç aleminden gerçekliğe sürüklerken ruhu çekilmiş gibi hissetti. Ağzındaki metal tadından kurtulmak için yutkundu. Gözlerini hala açamamıştı.

Artık pek de ufak olmayan Scorpius üstüne atlayınca Draco inlememek için dudaklarını ısırıp kollarını oğlunun etrafına sardı. "Sana da günaydın, oğlum."

"Hadi baba! Pikniğe gideceğiz!"

O bugün müydü, diye düşündü Draco. Biraz bile hali yoktu, birkaç gündür kemikleri deli gibi ağrıyordu. Yine de oğlunun hevesini kaçırmak istemediği için gülümsedi.

Zaman, Draco'ya iyi gelmişti. Harry ve oğlu sayesinde karamsar ruh halinden çıkmıştı. Ne kadar acı çekerse çeksin dişini sıkıyor, felaket senaryoları kurup kendisini depresyona sokmuyordu.

"Biliyorum oğlum, unutur muyum hiç?" dedi yarım ağız gülerek. Oğluna yalan söylemeye bayılıyordu. Harry'e yalan söylemekten bile daha eğlenceliydi onun için.

"Unutmazsın tabii!" dedi Scorpius neşeyle babasını öperken. "Bu sefer sen de bizimle oynayacak mısın?"

"Bakarız." dedi Draco ifadesiz sesiyle. Çocuğu umutlandırmak istemiyordu ama oğlu kendisinden ümidi tamamen keser diye de çok korkuyordu.

"Ben neyine yetmiyorum, küçük canavar seni..." Harry konuşmanın sonuna kulak misafiri olmuş, sevgilisini kurtarmak için çocuğun dikkatini hemen kendisine çekmişti.

"Hep seninle oynuyoruz, babam da oynasın."

"Bakarız dedim, Scorpius, tamam mı?" dedi Draco itiraz kabul etmeyen sesiyle.

Şimdi bu şekilde bir cevap vermeseydi bütün gün başını ağrıtacağını biliyordu, yine de kendisini kötü hissetmeden duramamıştı.

Küçük büyücü yenilgiyle başını sallayıp kuzgun saçlı babasının kucağına atlarken Draco ağır ağır yataktan kalktı. Banyoya girmeden hemen önce aşık olduğu adamın saçlarının arasına küçük bir öpücük kondurdu.

Sıcak suyun içinde ağrıyan kemiklerinin biraz da olsa sakinlemesini beklerken aşağıdan gelen sesleri dinliyordu. Evdeki bu cıvıltı, canı ne kadar yanarsa yansın, dudaklarına bir tebessüm oturmasına sebep oluyordu.

Kapının çaldığını duyduğunda küvetten çıkıp kendisini kuruladı. Hazırlandıktan sonra Pansy'i daha fazla bekletmemek için koşar adımlarla aşağı indi. Cadının üzerinde, siyah lila ekoseli ipek bir şort tulum vardı. Siyah küt saçları, güzel yüzü ve uzun bacaklarıyla oyuncak bebekleri andırıyordu.

Black Cat || Drarry Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin