6. Bölüm

6.6K 725 708
                                    

Bu bölüm artık bazı şeylerin açığa çıkması gerekiyordu. Bu yüzden diğerlerinden biraz daha uzun oldu. Bölümleri kısa tutmaya çalıştıkça uzatmama gerçekten anlam veremiyorum...

Her neyse, umarım hoşunuza gider. Yorum yapmayı unutmayın lütfen:)

Sevgilerle, iyi okumalar<3

•••

Harry Potter bir sabah daha Draco Malfoy'un tıkırtılarına uyandı. Bu sefer huysuzlukla biraz söylendi ama tuhaf mırıltılardan başka bir şey duyulmadı. Draco kedinin uykulu halini görünce sessiz olmaya özen gösterdi ve hazırlanıp odadan çıkmadan önce onu rahatsız etmedi.

Harry bütün gece uyuyamamıştı. Yatağın yanına yatmış, uyuyan çocuğun soluk suratını izlerken düşüncelerinde kaybolmuştu. Bu zamana kadar çocuğun hayatını zehir etmeye çalıştığı için kendisinden nefret etmişti. Çünkü bu dünyada üzülmemesi gereken bir kişi varsa o da Draco Malfoy'du.

Harry birkaç günde düşüncelerinin bu kadar değişmesine inanamıyordu. Eğer onun aslında kim olduğundan haberi olduğunu düşünseydi, kendisine böyle hissetmesi için büyü yaptığını bile düşünebilirdi.

Harry, ne olduğunu bile anlayamadan tekrar uykuya dalmıştı. O sırada Draco kahvaltı etmek için Büyük Salon'a doğru ilerliyordu. Bugün kendini çok daha iyi hissediyordu. Yaşlı müdürün dediklerinin içini rahatlatmasının yanı sıra kedisiyle iyi anlaşmaları da onu oldukça yükseltiyordu. Resmen her an kediyi düşünür olmuştu.

Slytherin masasında kahvaltıya keyifli bir sohbet eşlik ediyordu. Gryffindor masası ise aslanların alışık olmadığı kadar sakindi. İçlerinden biri kayıptı ve kimse bu konuda bir şey yapmıyordu.

İksir dersine girdiklerinde Neville tekrar ecel terleri dökmeye başlamıştı. Profesör Snape'in suratını her görüşünde aklına katil olduğu geliyordu. Aptal bir iksir uğruna arkadaşını öldürmüştü. Çocuk yok olmuştu, kim bilir ailesi ne kadar üzülecekti. Doğru düzgün gömülmeyecekti bile.

Draco her zamanki gibi etrafıyla ilgilenmeden iksirine odaklanmıştı. Yanında oturan kumral büyücü ondan baka baka yapıyordu. Snape bunun gayet farkındaydı ama bir şey söylemiyordu. Suratından belli olmuyordu ama orta yaşlı büyücü de oldukça gergindi. Gözleri sarışına kayıp duruyordu.

"Bay Malfoy, siz bekleyin." İksirini herkesten önce tamamladığı için bir saate yakın dersin bitmesi için saniye sayan Draco, vaftiz babası olan Profesör'ünün onu tutmasından hiç hoşlanmamıştı. Sınıfı terk etmeyip Draco'yu bekleyen Slytherin'ler sarışının attığı bir bakışla arkalarını dönüp çıkmışlardı.

"Bir sorun var, öyle değil mi?" Genç çocuk gerildiğini belli etmekten utanç duyuyordu ama okul içinde kendisine oldukça mesafeli davranan adamın onunla diğer öğrencilerin duymasını önemsemeden konuşmak istemesi onun için başlı başına felaket anlamına geliyordu. "Severus, ne oldu?"

"Elbette sorun yok, sadece yazdığın bir mektubun cevabı geldi." O anda sarışının başından aşağı adeta kaynar sular döküldü. Yakın zamanda duygusal bir çöküş yaşamış, babasına göndermemesi gereken bir mektup göndermişti. Adam ondan bahsediyor olmalıydı, Draco pek sık mektuplaşmazdı.

"Okumak istemiyorum." dedi hızlıca. İtiraz kabul etmez sesini kullanıyordu. "Çöpe at."

"Maalesef bunu yapamaz, oğlum..."

Black Cat || Drarry Fan FictionWhere stories live. Discover now