2

517 39 25
                                    

"Sen hiç sevdiğin kişinin gözlerinin önünde intihar ettiğine şahit oldun mu psikolog ?" Başımı olumsuz anlamda iki yana sallarken buruk bir şekilde gülümseyerek sözlerine devam etti.

"Ben oldum işte... 07.01.2021. Onun bu dünyadan ayrıldığı, beni tek başıma bıraktığı tarih." Derin bir nefes aldı, elleri titrerken yavaşça ellerini tuttum  ve "Anlatmak zorunda değilsin Murat. Kendini zorlama." dedim.

Gözleri yavaşça dolarken "Sessizlik beni boğuyor, o görüntüler gözümün önünden gitmiyor. Anlatmazsam ona verdiğim sözü tutamayıp, onun ardından gitmekten korkuyorum. Yaşadığı süre boyunca benden  istediği tek şeyi yapmam gerekiyor. Bu insansı varlıkların arasında yaşamaya devam etmem gerekiyor. "dedi.

Söyledikleri kalbimi bir kor gibi yakarken ayağa kalktım. Oturduğum sandalyeyi yerinden kaldırıp,  Murat'ın sandalyesinin yanına koydum. Böylelikle aramızda masa olmayacak, yanında olduğumu ona daha iyi hissettirecektim.

Sandalyeyi Murat'a daha rahat bakacağım pozisyona getirip, oturdum. Kelepçeli ellerini tutup, gözlerinin içine bakarak "Ona verdiğin sözü tutabilmen için elimden geleni yapacağım. Hayata tutunmanı sağlayacağım. Bunu sağlayabilmem için kalbini tamamen bana aç. Beni o güne götür." dedim.

Başını ağır ağır sallayıp başladı anlatmaya." Normalde çok uykuya düşkün biriyimdir. Okuldaki ilk derslere her zaman geç kalırım. Ancak o gün içime doğmuş gibi erken uyandım. Geri yattığımda da uyuyamadığım için okula gitmeye karar verdim. Hazır erken gelmişken meleğimle ders öncesi zaman geçiririm diye düşünüyordum. Sadece düşüncede kaldı bu...

Okul yolunda yavaş yavaş ilerlerken en yakın arkadaşım her zamanki şakacı tavrının aksine endişeli bir ifadeyle koşarak yanıma geldi. Meleğimin ismi dudaklarından ayrıldı. Cümlenin devamını getiremedi, beni çekiştirmeye başladı.

Okulun bahçesine girdiğimde meleğimin sesi kulaklarıma doldu. Sisteme giriş yapmış, kaydettiği sesini oynatmış herkesin duymasına neden olmuştu.

Meğer ellerini tutmaya çekindiğim meleğimin bedenini sırf eşcinsel olduğu için her hafta kirletiyorlarmış. Boğazlı kazak giyerek okula gelirdi. Sevdiğinden giydiğini zannederdim. Aslında boğazlı kazak giymekten nefret ediyormuş. İzleri saklamak için giyiyormuş... Ona yakın olduğumda refleks olarak geri giderdi, utandığından zannederdim. Korktuğundanmış... Eşcinsel olduğumuz için işitmek zorunda kaldığımız iğrenç lafları evde olduğu her saniye işitiyormuş.

Gözlerinin parlaklığı gün geçtikçe parlaklığını kaybetmiş de görememişim... Onun ağlayarak anlattığı bu şeyleri duymak bana bu kadar ağır gelirken, onun bunları yaşamak zorunda kalması canımı çok yakıyor...

Ses kaydının sonunda beni çok sevdiğini, yaptıklarından sonra onu affetmemi, bu iğrenç hayattaki tek doğrusu olduğumu söyledi. Kendine zarar vereceğini anlayarak sistem odasına gittim, orada yoktu. Aklıma çatı gelirken, koşarak çatıya gittim.

Oradaydı meleğim... Her şeye rağmen gülümseyerek 'Beni unutma Murat ve lütfen affet. Sakın ardımdan gelme. Senden ölmeden önce, yaşadığım süreç boyunca istediğim tek şey bu. Kendine zarar vermeyip, hayata tutunman. Ben orada iyi olacağım. Sana bunu yaşattığım için özür dilerim.' dedi.

Ardından ona yetişemeden küçük bedenini çatıdan aşağıya attı.Meleğim toprağın altına girdikten sonra amcasını buldum ve meleğime bunları yaşattığı için işkence ederek öldürdüm. Bu nedenle şuan hapishanedeyim psikolog."

Anlattıklarının bitmesiyle gözlerimdeki yaşları silip, Murat'a sıkıca sarıldım. "Bunları yaşamak zorunda kaldığınız için ondan da senden de özür dilerim tüm insanlık adına... İnsanlar gün geçtikçe insani yönlerini kaybediyorlar. Kendi bildikleri doğru (!) peşinden gidiyorlar, neyin doğru olup olmadığını düşünmeden.

Sizin eşcinsel olmanız yanlışsa onların küçücük bir çocuğun çocukluğunu, gençliğini, ruhunu almaları bedenini kirletmeleri ne kadar doğru... Kalbinin kim için atacağını insan seçemiyor. Yoksa bir kişi neden kendi cinsinden birini sevip, bunları yaşamayı göze alsın... Daha güzel bir dünyada, empati yapabilen insanların arasında yaşayamadığınız için özür dilerim...

Yaşama tutunman ve onun isteğini gerçekleştirmen için bir yol biliyorum. Bilmem bilir misin... Şuan okumakta olduğumuz birçok yazar önceden hapishaneye gitmiş, orada boş zamanlarında kitap yazmış. Senden bu yaşadıklarınızı anlatan bir kitap yazmanı istiyorum. Yayınlamak için elimden geleni yapacağım. Bu kitap sayesinde hem onun asla unutulmamasını sağlayacağız, hem de LGBT bireyi diğer insanlarla iletişim halinde olmanı sağlayacağım. Sizin hikayenizin sonu kötü bitmiş olsa da onlara sevdiğin için destek verip, onların hikayelerinin mutlu sonla bitmesini sağlayacağız. Homofobiklerin okuyacaklarını sanmıyorum. Eğer okuyan olur da fikirlerini değiştiren olursa bu bizim bir şeyleri başardığımızı gösterir." dedim.

Sözüm biter bitmez gardiyan süremizin bittiğini söylemek için içeriye geldi. Murat gardiyanı görünce ayaklanırken bana "Sana ne kadar teşekkür etsem az psikolog." dedi.

"Bana teşekkür etmene gerek yok Murat. Bu akşam eve gitmeden önce sana kitap yazman için  gereken eşyaları alıp, buraya teslim edeceğim. En kısa zamanda yazmaya başla. Onun için dayanmaya çalış." Başını sallayarak cevap verecekti ki gardiyan yüzünden gitmek zorunda kaldı.

Murat'ın gitmesiyle görevlilerden su isteyip, sandalyeyi eski yerine koydum. Sonraki görüşmeden önce kendime gelmem gerektiği için derin nefes alarak, gözlerimi kapattım.

Görevli suyu getirene kadar gözüm kapalıydı. Suyu görünce başıma dikledim. Kendimi daha iyi hissetmeye başladığım esnada içeri hapishaneye gelen son mahkum, adını tesadüfen duyduğum Emir  girdi.

Yüzü ifadesiz bir haldeyken karşımdaki sandalyeye oturdu. Yüzümü biraz inceledikten sonra "Hayırdır psikolog. Bir durgun gibisin." dedi. "Bir şey yok. Sadece yoruldum. Neyse beni geçelim. Sen anlat bakalım. Koğuştakileri inceledin mi  ?"

" İnceledim. Uzun bir gözlem sonucu aklımda herkes hakkında bir fikir oluşurken bir çocuk yanıma geldi. 'Abi beni öldürmeyi düşünmüyorsun değil mi ? Çok ters bir şekilde bakıyorsun. Yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim. Canımı bağışla. ' dedi. O zamandan sonra pek bakmadım açıkçası."

Bunu söyleyebilecek tek kişi vardı. "Tahmin edeyim. Mücahit'ti di mi bunu söyleyen ?" Başını olumlu anlamda sallarken " Çok korkak ama sevimli bir velet."

Gülümseyerek" Biraz öyledir. Diğerleri hakkında ne  düşünüyorsun ?" dedim. "Ali ben buraların ağasıyım diyerek takılıyor. Enes siyaset hakkında konuşmayı, ortalığı karıştırmayı çok seviyor. Kağan koğuşun Müslüm'cüsü. Sabah akşam Müslüm Gürses'in şarkılarını söylüyor. Oğuzhan dedikodu yapmayı çok seviyor. Polat futbol aşığı. Diğerlerini de bu şekilde anlatabilirim."

"Sen bana herkesin onlara bakınca anlayabileceği özellikleri anlattın. Ben kalplerine bakmaya çalışmanı istedim senden. İnsanlara farklı bir yolla yaklaşıp, hala insanlığın bitmediğini az da olsa iyi insanların hala var olduğunu görmeni istedim senden. Bir sonraki görüşmede kendini aşmaya çalışıp, biraz onlarla sohbet etmeni isteyeceğim senden. Ettiğin sohbetin nasıl geçtiğini anlatmanı isteyeceğim. Şimdi ise senden aşk hakkında neler düşündüğünü anlatmanı istiyorum. "

Aşktan bahsetmesini istediğimde alayla gülümseyip düşündüklerini anlatmaya başladı. " Aşk benim kapımı hiç çalmadı psikolog. Aşk, sevgi gibi kavramlardan yoksun olarak büyüdüm. Tek hissedebildiğim duygu nefret. Sadece boş konuşmayı bilen akrabalarımdan nefret ettim. İş yerimdeki kendini bir halt sanan patronumdan nefret ettim. Hayvanlara, masum çocuklara zarar veren insanlardan nefret ettim. En çok da kendimden nefret ettim bazı şeyleri durduramadığım için. "

Son cümlesiyle bir kaşım yukarı kalkarken "Bazı şeyleri durduramamaktan kastın nedir? Açar mısın ?"dedim.  Derin bir nefes verip " İlerleyen zamanların konusu olsun bu da psikolog. Sonuçta bir sene boyunca buradayım." dedi.

Başımı onaylayarak sallarken "Peki aşık olmak ister miydin ?"dedim. Kalbinin olduğu yeri göstererek "Burayı attırabilen, hala yaşadığımı hissettiren, sadece bana ait olan birisinin olmasını isterdim şahsen. Nefret dışında nefret kadar güçlü bir duyguyu tatmak isterdim."

Hatam varsa üzgünüm. Hikaye hakkındaki düşüncelerinizi belirtir misiniz ?

Inconsistent (BxB) +18Where stories live. Discover now