3

379 35 25
                                    

"Seven neden her zaman kaybediyor Ekin abi ? Sevgi her şeyi yenebilecek kadar güçlü bir duygu değil mi ? Neden bizi bir arada tutamıyor ? "

Bu soruların sahibi henüz on sekizine basmış olan Mert'ti. Kendisi neşeli, enerjik bir çocuktu. Koğuştaki  modu düşük olan herkesin moralini düzeltmeye çalışır, onları mutlu edebilmek için şekilden şekile girerdi. Koğuştakiler tarafından çokça sevilir, mahkumların çoğu onu kendi çocuğu gibi görürdü. Bu neşeli çocuğun morali bozuk bir şekilde görüşme odasına girip, bu soruları bana yöneltmesi yerinde gitmeyen bir şeylerin olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.

"Bu soruları sormana ne neden oldu miniğim ?" Göz temasını kesip, deniz mavisi gözlerini küçük ellerine çevirdi. Ardından derin bir nefes alıp, anlatmaya başladı.

"Hapishaneye girme nedenim sevgilimin evine daha hızlı gidebilmek için girdiğim ara sokakta bir adamın bir kızı taciz ettiğini görüp kıza yardım etmek için yerde gördüğüm içki şişesiyle adamın başına vurmak. Adama yumruk atsam cılız olduğum için hiçbir etki etmeyecekti. Kızı kurtaramayacaktım. Bu nedenle bu yolu seçtim. Adamın zengin olduğunu, bir takım elbisenin tüm kapıları açacağını, haklıyken haksız durumuna düşeceğimi o an düşünemiyordum. Tek düşündüğüm korkudan yüzü bembeyaz olan, ağlamaktan gözlerinde yaş kalmayan kızı kurtarmam gerektiğiydi. Bir daha olsa hiç düşünmeden yine yaparım. Adalet ne kadar berbat olsa da bu konuda bir kızın hayatının kararmasındansa hapishaneye girmeyi göze alırım.

Bu soruları sormamın nedeni bu olaylar yaşanmasaydı nişanlanacak olduğum sevgilimin bugünkü telefon görüşmemizde 'Suçlu biriyle ben bir ömür yaşayamam. Ailem senin bana layık olmadığını düşünüyor. Şahsen bende öyle düşünüyorum. Seninle evlensem kimsenin yüzüne bakamam. Herkes senin hapishaneye girdiğini biliyor. Demek ki sevgi her şeyi yenemezmiş. Kendine iyi bak Mert.' dedi. Bu sözleri duyunca ayakta duracak gücü kendimde bulamadım. Benim neden içeri girdiğimi, suçsuz olduğumu bilse bile bana bu sözleri söyledi. Canım çok yanıyor Ekin abi."

Sözleri bitince minik bedenine sarıldım ve biraz sakinleşmesi için görevliden su istedim. Su içtikten sonra düşüncelerimi söylemek için araladım dudaklarımı.

"Öncelikle seninle gurur duyduğumu söylemekle bu konuşmaya başlamak istiyorum Mert . Her gün onlarca kadının şiddet gördüğünün, öldürüldüğünün veya tecavüze uğradığının haberini alıyoruz. Sessiz kalmayıp, o çaresiz kıza yardım eli uzattığın için tüm insanlık adına sana teşekkür ediyorum.

Adalet sisteminde ve milletin düşünce yapısında düzeltilmesi gereken en büyük sorunların başında bu geliyor. Biri takım elbise giyer haksız olmasına rağmen parasıyla davayı kazanır. Bir kadın tecavüze uğrar. Erkektir yapar, kadın düzgün giyinseydi denir. Kadında hata ararlar. Bir kadın cinayeti olur. Allah bilir ne yaptı da adamı delirtti derler yine suçu kadında ararlar...Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki  kadınlar dışarıya çıkmaya korkuyor artık.  Geçende bir yazı gördüm. Kız bir asansöre binmiş. Asansörde bir adam varmış. Asansörde onlardan başka kimse olmadığı için  'Kızım eğer benden rahatsız olacaksan asansörden inebilirim.' demiş. Durumun buralara gelmesi moralimi çok bozuyor...

Sevgiline gelecek olursam.Evet, sevgi her şeyi yenebilecek kadar güçlü bir duygudur. O zaman diyeceksin güçlüyse neden benden ayrıldı diye. O seni gerçek manada hiç sevmemiş ki miniğim. Gerçek sevgi bu değil. En başta olayların gerçeğini bildiği halde bu cümleleri kurup,seni suçlu görmesi yanlış bir durum. Seninle kendisiyle aynı cinsiyete sahip birini kurtardığın için gurur duymak yerine seni suçlu görüyorsa bırak gitsin. İlişkiniz bitsin. Asıl o bu kadar güzel bir kalbe sahip olan seni hak etmiyor. Sen çok daha iyilerine layıksın. Hayatındaki tek insan o değil. Elbet karşına düzgün biri çıkacaktır. O şuan seni sevmese bile burada bir çok insanın kalbini kazandın sen. O olmasa da olur. Buradaki mahkumlarla konuştuğumda senden bahsettiğimizde yüzlerinde gülümseme oluşuyor. Tüm sorunlarına rağmen senin sayende gülümseyip, buraya katlanıyorlar. Bir kardeş, bir abi, bir baba gibi seni seviyorlar. O manada kimse şuanlık seni sevmese bile ileride seveceğine eminim. O kız için tek bir  gözyaşı döktüğünü görmeyeyim.

Onu unutup, gözlerindeki parlaklığın yerine gelmesi için elimden geleni yapacağım. Emin ol sana mutsuz olmak yakışmıyor miniğim. Şimdilik seni Can abine emanet edeceğim. O senin moralini yerine getirmesini iyi bilir."

Gardiyan içeri girip görüşmenin bittiğini söyleyince Mert hızlı bir şekilde "Can abi olmaz." dedi. Sorgular bir şekilde yüzüne bakınca "Yanaklarımı çok ısırıyor o. Beni çok güldürse de onun yüzünden yüzüm kırmızı bir şekilde geziyorum koğuşta." dedi. Tatlı isyanına karşı gülüp " O zaman kesinlikle Can ile konuşmam gerek bu durumu." dedim. Yine itiraz edecekti ki gardiyan gitmeleri gerektiğini söyleyince susmak zorunda kaldı.

Onlar gidince diğer mahkumu getirecek gardiyana gelecek mahkumla birlikte Can'ı getirip, getiremeyeceğini sordum. Beş dakika yanımızda durabileceğini söyleyince teşekkür edip, sandalyeme oturdum.

Aradan beş dakika geçtikten sonra içeriye Emir ile Can girdi. Emir kendisinin görüşme sırası olduğu için sorgular bir şekilde Can ile bana bakarken ikisine yönelik "Oturmaz mısınız ?" dedim. Bu sözüm üzerine ikisi de sandalyeye oturdu.

Emir elindeki küçük tesbihi çevirirken Can neden gelme sırası olmamasına rağmen onu çağırdığımı sordu. Emir 'de bu sorunun cevabını merak ettiği için benim yüzüme bakarken açıklama yaptım.

"Az önce Mert ile konuştum. O pek iyi değil. Koğuşta ona sahip çıkıp, onun moralini yüksek tutar mısın diye sormak için seni çağırdım. Ona çok değer verdiğini ve üzülmesini istemediğini biliyorum.Sizin yanınızdayken iyiymiş gibi davranabilir. Ona destek olur musun ? "

Bu sorum üzerine direkt cevap verdi. "Bir sorunun olduğundan haberim yoktu. Bugün biraz durgundu. Nedenini sorduğumda başının ağrıdığını söyleyip seninle olan görüşmesine kadar yatağında yattı. Ona dikkat edeceğime, bir sonraki görüşmesine gülümseyerek geleceğine emin olabilirsin. "

Konuşma süremiz az olduğu için gidecekti ki durdurup gülerek "Yanağını benim yerime de ısır Can." dedim. Gülerek "O iş bende."dedi ve görüşme odasından ayrıldı. Böylelikle Emir ile odada baş başa kaldık.

" Evet. Sana en son sınırlarını aşıp, birileriyle konuşman gerektiğini söylemiştim. Söyle bakayım. Neler yaptın son görüşmemizden bu yana ?" Sakallarını kaşıyıp, gözlerini kaçırırken cevap verdi. " Konuştum işte birileriyle."

Bir insan yalan söyleyeceği zaman gözlerini kaçırır, öyle cevap verirdi. Bir psikolog olarak bunu iyi bildiğimden dolayı " Neden kimseyle konuşmadın Emir ?" dedim.

"Bakıyorum da ismimi öğrenmişsin psikolog. " Konuları farklı yöne çekmeye çalışsa da " Bir soru sordum Emir." dedim.

"İnsanlarla ilişkilerim pek iyi değil psikolog. Sana önceden tutarsız biri olduğumu söylemiştim. Biriyle bir gün iyiysem bir sonraki gün hiçbir neden olmadan kötü olabiliyorum. Ya da bir düşünceyi destekliyorsam aniden o düşünceyle çelişen bir düşünceyi desteklerken buluyorum kendimi. İnsanlar benim bu değişimlerime alışamıyor. Çareyi gitmekte buluyor."

Şuana kadar insanlara bakış açısı değişmemişti. Ki çoğunlukla o konu üzerine konuşmuştuk. " Bu kadar tutarsız biriysen neden o halde insanlara karşı tutumun değişmedi ?"

Bu sorum üzerine masaya yaslanıp, bana daha çok yaklaştı ve kısık bir sesle cevap verdi. " Çünkü insanlar hayatımın her anında aynıydı. İlkokulda öğrendim kimseye güvenmemem gerektiğini. İnsanların bir canavardan farksız olduğunu. Bu düşüncem hayatımın merkezine oturdu. Her şey ona göre şekillendi. "

"Bak sen diyorsun her şey ona göre şekillendi diye. Bu düşüncenin sonucu olarak her şeyin arkasında kötü bir neden arıyorsun. Aşk kapıma hiç uğramadı demiştin son görüşmende. İnsanlara güvenemediğin için birini sevemiyorsun. Nefretle büyüdüğün için sevginin ne olduğunu bilmiyorsun. Mutluluktan uzak yaşamışsın. "

Düşünceli bir şekilde yüzüme baktı. Ardından " Az önceki mahkumun diğer mahkumu sevdiği kadar başka biri beni sevip, benim için endişelenebilir mi sence psikolog ?" dedi.

"Sevilmeyecek biri değilsin Emir. Seni seven tutarsızlığını kabul edip, seni öyle kabullenir. Bu bir eksi olmamalı senin için. Seninle ilerleyen görüşmelerimizde sana sevgi, mutluluk gibi duyguları öğreteceğim. Güven konusunun üzerinden gelmeni sağlayacağım. Duvarlarını teker teker kıracağım."

Hatam varsa üzgünüm. Bu çok  sevdiğim bir kurgu.  Gün geçtikçe kitabın değer görmesi dileğiyle...
Bölüm nasıldı sizce ?

Inconsistent (BxB) +18Where stories live. Discover now