Bölüm:4 "Gerçekliğin Acısı"

35.1K 1.5K 222
                                    

İyi okumalar iftar hurmalarımm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


İyi okumalar iftar hurmalarımm

Hayat sürprizlerle dolu diyen insanlara inanmazdım eskiden. Çünkü bu cümlenin, hiçbir şey olmayacağını bildiği halde kendini avuttan insanların kullandığını düşünürdüm. Meğer gerçekten öyle değilmiş. Hayat gerçekten de sürprizlerle doluymuş. Ben bunu yıllar sonra ailemle daha doğrusu annemle tanıştığımda anlamıştım.

Hiç sevilmemiş bir çocuktum ben. Onlara ayak uydurabilecek miydim bilmiyordum. Zaten şuandan beni istemiyorlardı. Haklıydılar. Belki de bir anda hayatlarına girip düzenlerini mahvetmiştim. Benim de düzenimin mahvolması gibi. Özge Hanım beni kabul etmişti ama Demir Bey ve çoçukları için aynı şeyi diyemeyecektim. Demir Bey'in sözlerini ve yüzündeki bakışlarını hâlâ unutmazken yutkundum.

Ben bunları düşünürken Kocaman sitenin önüne gelmemizle Özge Hanım'ın yani annemin kapısı açıldı, o indiğinde ben de peşinden indim. Korumalar siteye gidene kadar bize eşlik etmeye başladılar.

Birçok insan sizi takip ederken insan ister istemez geriliyordu galiba. Biraz çekinmiştim bu durumdan Özge Hanım sanki benim gerildiğimi fark etmiş gibi elimi sıkıca tuttu ve güven verircesine güldü bana. Ben de tuttum elini. Benden uzak kalmanın acısını çıkartır gibi her koşulda yanımda olup elimi tutmaya çalışıyordu. Sevecen ve temas bağımlısıydı.

Birlikte sitenin kapısına geldiğimizde diğer korumalar etrafa dağılırken. Nihal ve bir kaç koruma yanımıza geldi. Özge Hanım elindeki kartı kapıya gösterip parmak izini de okuttuğunda kapı açıldı.
Birlikte asansöre gittiğimizde elimi hâlâ bırakmamıştı Özge Hanım. Korumalar kapıda kalırken biz eve girdik.

Beyaz döşemeli ev o kadar geniş ve ferahtı ki gözlerimi kocaman olan salondan ayıramıyordum.
Evin büyük bir kısmı beyaz ve gri tonlarından oluşuyordu. Gayet şık ve sade şekilde döşenmiş eve ilk girdiğinizde sizi salon karşılıyordu salona direkt baktığınızda ise tavandan yere kadar olan cam vardı. Şehirin bütün güzelliği orada yer alırken ayakkabılarımı çıkartıp yavaşça cama doğru yaklaştım. O kadar güzel bir manzara vardı ki iç çekmeden duramadım.

Arkamı döndüğümde Özge Hanım gülümseyerek beni izliyordu ben de tebessüm ettim ona. İçimde oluşan kelebekleri durduramıyordum. Benim bir annem vardı. Benimle ilgileniyor, beni koruyor, bana gülümsüyordu. Ben bu duyguları tatmayalı o kadar olmuştu ki. O kadar bu sevgi özleminde kavrulmuştum ki kelimelerle tarif edemezdim. Fakat eskiyi hatırladığımda karnımdaki kelebekler uçuşmayı durdurdu. Meğerse annem sandığım kadın beni yerde yatırırken, saçlarımı çekerken veya sürekli hakaret edip vururlan annelerin hep böyle olduğunu düşünürdüm. Ta ki ilkokula geçene kadar meğerse sadece benim annem böyleymiş.

Herkesin farklı bir seviş tarzı vardır demişti öğretmenim. O zaman kabullenmiştim kendi içimde benim annemin beni sevme tarzı böyleydi. Ben bunu normal kabul edip alışmaya çalışıştım ama sandığım her şey yalanmış. Gözlerimi ilk açtığımda yanımda kim vardı bilmiyordum ama ilk gördüğüm kişiyi biliyordum o da annem denen kadındı ve ondan ne gelse kabul etmiştim. Çünkü benim annem öyleydi. Ben öyle sanıyordum.

Aile mi?Where stories live. Discover now