Bölüm 8

912 14 3
                                    

Telefonu elime aldığımdan beri Meriçin paylaştığı posttan kendimi alamıyordum, 500 kişi beğenmişti, tek tek kim beğendi diye bakacak halim yok. Bir Meriç bir Anıl benimde kafam karıştı ama Anıla karşı zerre bir şey hissetmiyorum oyun bu ve ayak uydurmamız gerekiyor. Her bir ayrıntısına zoom yaparak Meriçe hayranlığımı bir kez daha kanıtlamış oldum.

Dövmelerine hiç bu kadar fazla dikkat etmemiştim, tarzı, her şeyi mükemmeldi, çok çıkmayan sakallarına bakıyorum derken kendimi kaybetmiş telefona dalmıştım

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Dövmelerine hiç bu kadar fazla dikkat etmemiştim, tarzı, her şeyi mükemmeldi, çok çıkmayan sakallarına bakıyorum derken kendimi kaybetmiş telefona dalmıştım. Daha fazla mide bulantısını kaldıramadan telefonu çantama koyup arabadan indim. Saat akşamın bi saati olmuştu, ajansla anlaştık iki gün sonra başlıyorum.
Anılla uzun bir aradan sonra ilk gecem, bakalım, hangi kadını attı bugün.
İçeri girdim, yoktu kimse ama o gizli oyun odasınından oyun sesi geliyordu. Oraya doğru yürüdüm, doğru tahmin.
"Yatıyorum ben." Dedim. Bakışlarını bana çevirdi. Eğer ikisi arasında seçim yapma gibi bir olay olursa kendimi asarım sanırım.
"Peki." Merdivenleri korka korka çıktım, yatak odasında pijamalarımı giydim, o gördüklerim.
Misafir odasına girdim ve yatağa kıvrıldım. Buz gibi çok güzeldi. Gözlerimi kapattım, elimi yüzümü yıkamıştım kendimi başka bir yerde hayal ettim, Meriç? Aklıma hemen o geldi. Gözlerimi açtım yine kapattım, bu kez koyun sayacaktım. Bu her zaman işe yarar, yaradı dalmıştım.
Tıkırtıya uyandım gözlerimi hafif araladım. Anıldı.
"Uyudun mu?" Diye fısıldadı soğuk sesi usulca.
"Evet." Diye fısıldadım.
"Uyur konuşursun sanırım." Diyerek fısıldadı, bu kez nefesini hissettim tenimde.
"Aynen." Dedim ve arkamı döndüm ve hemen daldım yine. Onu ne görmek ne de konuşmak istiyordum, mesafe her zaman işe yarar, her konuda.

Makyajımı da yaptım, nude makyajdı her zamanki gibiydim. Balon kollu beyaz deri elbise giymiştim, hoştu. Parfüm sıktım ve hazırladığım siyah çanta ile telefonu alıp odadan çıktım. Anılla aynı anda çıkmıştık şansa bak, o yatak odasından ben misafir. Yapmacık soğuk bir gülümseme takındım, dudaklarını birbirine bastırdı, ''Günaydın.'' dedi buz gibiydi sesi, kafamı salladım ve merdivenlere yöneldim. Birbirini tanımayan iki insan gibiydik, ki ben Anılı gayet iyi tanımıştım. Beyaz uzun çizmelerimi giyerken Anıl bana bakmıştı, ''Gidiyor musun?'' diye sordu, ''Evet.'' dedim ve kapıdan çıktım, hava sıcaktı. Su dalgası sarı saçlarımı arkaya attım ve arabayı açtım, motoru çalıştırdım ve klimayı açtım. Babamın yanına gideceğim ve işimden bahsedeceğim, çıkarmam gereken bazı CV'ler var, onları halledeceğim. Kapıdan arabasına ilerleyen Anılı görünce çantamı yana attım ve telefonu mıknatısa takıp gaza bastım, aynı yere gidiyoruz. İç çektim ve radyodan kısık sesle müzik açtım.

Aynı anda gelmiştik çok normal olarak, çantamı ve telefonu aldım, anahtarı alıp arabadan indim kilitledim. ''Ece?'' diye seslendi Anıl yanıma gelirken. Ona baktım, ''Efendim?'' dedim, ''Birlikte girelim.'' kafamı salladım yan yana şirketin kapısından içeri girdik, ''Oldu mu?'' dedim asansöre ilerlerken, iç çekti. ''Evet.'' dedi, ''İzninle.'' ondan ayrılıp merdivenleri çıktım, önce işimi halletmek için üçüncü kattaki çalışma odasına gireceğim, kapıyı açtım. Burası iki büyük masanın olduğu iki kişilik bir oda, yazıcı ve bilgisayarlar var. Şaşkınlıkla içeri yürüdüm. ''Meriç.'' dedim gülümseyerek masumca. Dikkati bana kesilmişti, utansam da gayret ettim, üstümü süzdü ve gözlerime baktı. ''Ece.'' birbirimizi ilk kez görüyor gibiydik. Yine aynı tarz giyinmişti Meriç, müthiş. ''Ne yapıyorsun?'' diye sordum, ''Çizim.'' dedi, ''Nasıl?'' dedim yanına yaklaşarak, ''Baban bir projesi olduğunu ve bir ofis açacağını söyledi, çizimini yapıyorum.'' dedi, ''Sen?'' dedim o ne demeye çalıştığımı anlamıştı, ''İki sene mimarlık okuyup bıraktım.'' dedi, kafamı salladım. ''Bende bir kaç işim var, oturabilir miyim?'' dedim boş koltuğu işaret edip, ''Tabi.'' çantamı masama koydum ve oturdum, birbirimizden hala utanmamız çok komik ama aşamıyorum, aşamıyoruz.

TUTKUМесто, где живут истории. Откройте их для себя