yirmi altıncı bölüm

351 43 151
                                    

Ben de özledim, Dağılma

26/ Kaderin Üstünde Bir Kader

16 Aralık
Aynı günün akşamı

"Ne oldu oğlum?" Dedi Baran evden çıkıp kapıyı aralık bırakırken. "Apar topar indirdin beni aşağı. Neden eve gelmedin?"

Genç çocuk gerileyip Baran'a bir yumruk attığında Baran dudağına dokunup bir adım geriledi. Şaşırmıştı.

"Ne yapıyorsun lan?" Dedi sesini kısık tutmaya çalışarak. İçeride abisi ve babası vardı. "Kafayı mı yedin sen?"

"Nasıl yaparsın lan böyle bir şeyi?"

Baran ilk şaşkınlığını attıktan sonra kapıyı tamamen kapattı. Üzerinde yalnızca bir kazak olduğu için üşümeye başlamıştı bile.

"Neden bahsediyorsun sen? Delirdin mi?"

"Deniz'i aldattığını biliyorum."

Baran'ın kalbi yine kasıldı. Bu kelimeyi, bu cümleyi duymak onda tarifi imkansız bir panik ve dehşet uyandırıyordu. Hemen etrafına bakındı, bilhassa Tanyellerin evine. Kimse yoktu civarda, salon tarafının ışığı yanıyordu sadece.

"Ne diyorsun sen Okan?" Diye tısladı Baran.

Okan arkadaşının yakalarını tuttu. "Salağa yatma lan. Sizi gördüm, gözümle gördüğüme mi inanayım yoksa sana mı? Hem de Damla'yla!"

"Bak, olay sandığın gibi değil." Dedi Baran ve Okan'ı itip kazağını düzeltti. "Saçma sapan davranma. Konuşalım."

"Anlat anlat, sen seversin yalanı."

Baran homurdandı. "Çok sarhoştuk ikimiz de. Her şey bir anda oldu, ben de anlayamadım. Köpek gibi pişmanım. İstemedim."

"İstemişsin," Okan arkadaşını itti. "İstemişsin lan işte." Yeniden itti. "Erkek milletini ben mi anlatayım sana?" Diye hırladı. "Serap gördüm mü diyeceksin? Aşkım çok sarhoştum sen sandım mı? Siktir lan, bal gibi istemişsin. Sen o gün o kızla yatmak istemişsin. Yatmışsın da. Sonra da pişman olmuşsun. Bir daha yat, bir daha pişman ol. Deniz'e de böyle söylersin."

Baran bir kez daha tedirgince etrafına baktı. Bu kez o Okan'ı itmişti." Kapa çeneni. Böyle bir şey olmayacak." Diye tısladı. "Hataydı, bitti gitti. Unutacağız, Deniz hiçbir şey bilmeyecek. Onu kaybedemem."

Okan başını geriye atıp bir kahkaha attı inanamazca. "Ya sen gidip itiraf edersin ya da ben her şeyi anlatırım."

Baran kaşlarını çattı. Bir oraya bir buraya yürürken iyice paniklemişti.

"Beni satacak mısın?"

"Ben bile Deniz'in yüzüne bakamıyorum, sen nasıl ona dokunabiliyorsun?"

"Okan, yapamazsın...Başka kim biliyor?"

"Ne bileyim ben!" Okan bağırdığında Baran susması için ona baktı. Delirmiş gibiydi.

"Aramıza girmeyeceksin," artık o da sinirliydi. "Deniz'i kaybetmeyeceğim duydun mu? Keseceksin sesini, unutacaksın her şeyi."

CASABLANCA KONÇERTOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin