Bizden olmayan biri var!🧚‍♀️

261 35 10
                                    

Flora elindeki bitki çayını Bloom'un önüne koyduktan sonra karşısındaki sandalyeye oturdu yavaş hareketlerle. Bir süre Bloom'a baktı, iç çekti. Bloom karşısına konulan çayın, masada karşısına oturan Flora'nın farkında bile değilmiş gibi duruyordu. Yine dalıp gitmiş gibiydi.

Uzanıp elini tutunca Bloom sandalyesinde hafifçe zıpladı. Sürekli uzaklara dalıp gittiği için bu aralar çok sık irkiliyordu. Flora'nın gülümsemesine karşılık vermeye çalışsa da dudakları yukarı kıvrılırken hafifçe titremişti sadece. Flora tuttuğu eli bitki çayına doğru yönlendirdi, Bloom'a çayının hazır olduğunu farkettirmeye çalıştı.

Bloom dalgın bir şekilde çayını yudumlarken Flora çayını içmeden önce bir kez daha iç çekti. Arkadaşının bu halde olması onu çok üzüyordu. Karanlık Bloom'dan kurtulmuşlardı Avalon'un yaptığı iksir sayesinde ama sanki hala Bloom'a ulaşamıyor gibilerdi.

Neredeyse bir hafta geçmişti Alfea'daki Codex'in de gitmesinin üstünden fakat Bloom gün geçtikçe solup gidiyordu gözler önünde. Flora bir çiçeği nasıl solmaktan kurtaracağını çok iyi biliyordu fakat arkadaşını bir türlü hayata döndüremiyordu, sanki ona ulaşamıyordu.

Hoş melodili bir zil sesinin odaya dolmasına bile tepki vermedi Bloom, telefon masanın üstünde yanında olmasına rağmen. İki eliyle sımsıkı tuttuğu bardağının içinde dalgalanan çayının izliyordu. Flora bardağını masaya koymadan önce Bloom'u izledi bir süre.

Zil sesi heyecanını arttırırken Flora Bloom'a telefonun çaldığını haber verdi. Bloom ilk önce ne dediğini anlamamış gibi Flora'ya baktı, daha sonra yavaş hareketlerle çalmaktan hali kalmayan telefona bir bakış attı. Bardağını masanın üstüne bırakırken de çok yavaş hareket ediyordu. Telefonu eline bile almadan aramayı reddetti. Flora kimin aradığına baktığından bile şüpheliydi.

"Kim aradı?" diye sordu onu biraz da olsun konuşturabilmek için.

"Yine Sky." diyerek kısaca cevapladı Bloom. Bir süre masanın boş bir alanını izledikten sonra tekrar bardağı iki eline alarak içindeki çayını izlemeye başladı.

Bir haftadır Sky aralıksız olarak Bloom'u arıyordu fakat Bloom aramaların hiçbirine cevap vermemişti. Sky'ın başı dertte olduğunda, suikastların arttığı dönemlerde Bloom da onu sürekli arıyor ama ulaşamıyordu. Şimdi ise işler tersine dönmüştü. Endişeli olan ve sürekli bir haber peşinde olan kişi Sky'dı. Telefonla arasa da, Alfea'ya gelse de Bloom'a ulaşamıyordu. Gerçi Bloom ile aynı odayı, yanındaki yatağı paylaşan Flora bile ona ulaşamıyordu ki.

Belki de farklı türde bir sevgiye ihtiyacı vardı Bloom'un. Flora çiçeklerini vitaminler, çeşitli besinler ve değerli ışıklar ile büyütse de asıl kullandığı şey sevgiydi. Çiçeklerine en çok sevgiyi verirdi ve onlar da sevgiye karşılık olarak büyüleyici bir şekilde güzelleşirlerdi. Solmakta olan Bloom'a sevgi perisinin hak edeceği derecede sevgi vermeye çalışmışlardı hafta boyunca. Oda arkadaşları ve mini perisi Amore'nin yanında okuldaki çoğu kişi de ilk zamanlar Winx'in odasını ziyaret edip Bloom ile ilgilenmişti. Her zaman soğuk bir duvar olan Griselda bile bir ara Bloom'un kızıl saçlarını okşamıştı.

Bunların hiçbiri aşkın yerini tutmazdı. Sky haftalardır Bloom'u görmemişti, hatta Bulutlu Kule'deki kurtarma görevindeki kısa görüşmeleri sayılmazsa Kızılçeşme'deki tatbikat olduğundan beri düzgün bir şekilde görüşememişlerdi. Bloom Bulutlu Kule'de olanlar yüzünden kendini sorumlu tutuyordu. O zaman içine kapanmaya başlamıştı, artık iyice ulaşılmaz olmuştu.

Flora hiç düşünmeden kendi telefonunu eteğinin cebinden çıkardı, Sky'ın numarasını tuşladı. Bloom'a iyi gelecek her şeyi denemeleri lazımdı. Bloom Sky ile görüşmek istemese de bunu denemek zorundaydı. Her yolu denemişlerdi Bloom'u tekrar eskiye döndürmek için, geriye en önemlisini bırakmışlardı. Birbirlerine hala duygularını açık bir şekilde ifade etmeseler de ikisi arasındaki bağı herkes görebiliyordu. Bu derecede güzel bir aşkın bağlantısı sevgi perisini tamamen kurtarmasa da düştüğü çukurdan çıkması için bir yardım eli olabilirdi.

Ejderha Cesareti ✔Where stories live. Discover now