Pride×Taekook

-0.1-

"Bir bunlarla uğraşmadığımız kalmıştı, o da oldu tam oldu. Özel harekat polisiyiz lan biz, ne işimiz var burada?"

Önümdeki kalabalıkta göz gezdirirken bakışlarımı konuşan arkadaşıma çevirmiş, hafifçe sırıtıp çelik yeleğimi giyindim.

"Ne sanki, alt tarafı yürüyüş yapıyorlar, darbe yapacaklarmış gibi Özel Kuvvet'i bile görevlendirdiler bir de. Nefret ediyorum o piçlerden."

"Gaylerin içinde olmak mı seni geren Yoongi?"

Mingyu yeleğini giyerken sırıtarak konuştuğunda Yoongi ona ters bir bakış atıp göz devirdi.

"Hayatımda Jimin'in olduğunu bilerek mi söylüyorsun bunu bana Gyu?"

"Gay polis seni."

"Jeongguk da gay!"

"Ben ne alakayım şimdi?"

Yeleğimin kopçalarını bağlamayı bırakıp onu omzundan ittiğimde sırıtıp postallarını bağlamak için yere eğildi. 

"Arkadaşlar bugünler içindir şekerim."

İşlemlerimi tamamlayıp silahımı belime taktım ve otobüsten dışarıyı izlemeye devam ettim.

Onur Haftası'nda yürüyüş yapmak isteyen 'provokatörleri' göz altına almakla mükelleftik.

"Siktiğimin piçleri, asla insanların yönelimlerine saygıları yok. Eşcinsel bir komiser olarak, haklarını korumak isteyen ve buna dikkat çeken eşcinselleri göz altına almak zorundayım."

Tükürür gibi konuşup eğlenen insanları izlerken Mingyu yanıma gelip omzuma kolunu yasladı ve benim gibi dışarıyı seyretmeye başladı.

"Bir de bas bas bağırıyorlardı, eşcinsellerin haklarını da savunacağız diye. Her şey seçilene kadar. Şimdi sizden kötüsü ve iğrenci yok."

Diğer komiser otobüse bindiğinde diğerleri selam verip hazır olda durdu, bizde göz gezdirip ellerini kemerine takıp gür bir sesle konuşmaya başladı.

"Bugün burada olmamızın nedeni hepinizin malumunuzdur. Ülkemizde böyle şeylerin yeri yok iken bu provokatörler kendilerinde hak bulup, Avrupa özentiliği ile kendi çaplarında yürüyüşler yaparak ve sözde farkındalık yaratarak var olduklarını göstermek istiyorlar. Ama bunlar bu sapkınlığı yayma politikasından başka bir şey değil. Henüz kendilerinin farkına varmamış çocuklar başta olmak üzere herkesi zehirleme derdindeler."

Gülmemek için dudaklarımı ısırırken Mingyu sakin durmam için dirseğiyle hafifçe dürttü beni. 

Ama tabii ki de sakin duramazdım.

"Choi, bildiğim kadarıyla izin alınmadan, silah kullanılmadığı ve darbe girişiminde bulunulmadığı takdirde yürüyüş yapılmasında sakınca yoktu? Artık o da mı yasak?"

Alay ettiğim fazlasıyla belli oluyordu, bu adamla hep kavga ederdim, beni disipline vermek için ölüyor olsa bile bir şey yapamıyordu zira onunla aynı rütbedeydim ve vukuatları bini aşmıştı. Kendi foyası da ortaya dökülür diye bana katlanmaya çalışıyordu, bunu gördükçe de daha fazla üzerine gidiyordum.

" Hayır, Jeon. Yasak değil."

Dişlerini gıcırdatıp sahte bir gülümsemeyle bana baktığında kafamı hafifçe sallayıp tekrar konuştum.

"Peki o zaman, anayasal yürüyüş hakları olan insanları nasıl provokatör olarak yaftalayıp göz altına alınmalarını sağlıyoruz?"

Kafamı hafifçe sağa eğip alaylı ifademe devam ettim, rezil bir adamdı. Ağzına sıçacağımı bildiği halde böyle salak salak konuşmaya devam ediyor, her seferinde boyunun ölçüsünü alsa dahi vazgeçmiyordu.