chapter thirteen.

1.8K 127 2
                                    

Merhabalar, sanırım biraz daha erken buluşacağız bu sefer. Yavaş yavaş kendimi toparlamaya başladım, hala daha bazı zamanlar kötü hissediyorum ama sanırım daha iyiyim. 

7 Marttan Güncelleme: Daha fazla çöktüm ve içime kapandım.

Her neyse, kısa keseceğim, iyi okumalar!

                                         

Jimin kenardan bizi izliyordu, herhalde o biliyordu ne yapacağını ve ciddi anlamda tırsmaya başlamıştım, ortam gitgide sessizliğe gömülüyordu.

"Ne, ben ne yapacağını merak etmiyorum ne yaparsa yapsın. İş için anlaştık biz." Herkes bir anda tuhaf tuhaf ona baktı, o da sıkılmış gibi kalktı ve salondan çıktı.

"Yine triplendi, size iyi geceler. Taehyung, kimseye bir şey yapma." Yoongi de Jimin'in arkasından hızlıca koşup gittiğinde odadaki tek ses şömineden gelen odun çıtırdama sesiydi. İkimiz de birbirimizin gözlerine derince bakıyorduk, korkmaya başlamıştım.

"Taehyung, bir şey de."

Derin bir nefes aldı ve konuştu sessizce. "Hazırım."

Her şey bir anda oldu.

Ellerini yanaklarıma koydu, kafasını eğdi ve sıcak dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

                                         

Şok içinde birkaç dakikanın ardından geri çekildi, dışarı çıkmalarını bunun için mi istemişti? Kafası karışmış gibi bakıyordu bana, sanki yanlış bir şey yapmışım da düzeltmemi bekliyordu. 

"İkimizin de istediği şeyi yaptım Jeon, artık ortada hiçbir engel yok."

Taehyung'a bakarken farkında olmadan ellerim dudaklarıma çıkmıştı, sanki içmemem gereken bir şeyi içmiştim ve pişmanlık duyuyordum. Odaklanabildiğim tek yer gözleriydi. Gözleri parlıyordu, neden bilmiyorum. Onun kararlı görünüşü aksine benim ellerim titriyordu.

Salondan hızlıca çıkıp kendimi dışarı attım, Jimin ve Yoongi dışarıda konuşuyordu. Onların yanına gidip Jimin'i kolundan tutup hemen kendi yanıma çektim, kalbim sanki binlerce kilometre koşmuşum gibi atıyordu ve midem bulanıyordu.

"Ne oldu? İyisin değil mi? İçeride ne oldu?" sesi endişeliydi, elleriyle beni kontrol etmek ister gibi bir hali vardı.

"Jimin, içeride ne oldu bilmezsin." ellerim hala dudaklarımdaydı, çekmezsem anlayacaktı kesin. O da biraz duraksadı ardından gözleri kocaman açıldı ve omzuma vurdu. "Hadi canım!"

Gülerek kafamı salladım ve benim ardımdan dışarı çıkan Taehyung'u görmeden Jimin'e sıkıca sarılıp ve gözlerimi kapatarak fısıldadım. "Taehyung birinin karşıma çıkacağını bilsem hissettiğim gibi binlerce kilometre koşardım duraksamadan. Başkası bu özellikle karşıma çıksa yine koşardım."

 Gözlerimi açtığım anda Taehyung'u görmemle birlikte çekilip panikle etrafıma baktım, Jimin de ne yaptığıma anlam verememiş gibiydi.

Kollarımdan tuttu ve kendisine bakmamı sağlayarak Taehyung buraya gelirken konuştu. "Sakin ol, o da öyle hissediyor ama sen kaçtıkça bunu daha yanlış anlayacak. O yüzden lütfen sakin ol ve düzgünce konuş onunla."

for baby, taegguk.Where stories live. Discover now