chapter three.

4.5K 280 73
                                    

100+ olmuş kitap! Çok mutlu oldum daha iki bölüm yayınlamama rağmen bu oldu. My Merman'da 2K'ya gidiyor mutluluktan ağlamazsam iyi :*

Dennis'in kitabını da okuyun konusu çok güzel >:

Neyse, iyi okumalar hadi. Eleştiri/yorumlarınızı bekliyorum :')

                                         

Telefonu kapatmadan, ekranı masaya gelmeyecek şekilde koydum heyecandan.

"Üşümüyorum şimdi, ben kalksam iyi olur sanki."

Sanki bu durumdan memnunmuş gibi güldü ve yan koltuğa oturdu.

"Yollar tıkanmış Jeongguk, deli gibi kar yağıyor. Bu gece benimlesin anlaşılan."

                                         

"Ne? Bu gece? Burada mı kalıyorum?"

Şaşkınlığımın tek sebebi bu değil, telefonuma bakmaması ve ben gelirken kar yağmamasıydı.

"Nasıl ya? Ben gelirken kar yağmıyordu... Şaka mı?"

Kalkıp hemen pencereyi açtım, yollar bembeyazdı ve duvardan soğuk geliyordu deli gibi. Üşüdüğüm için uzaklaşıp kedi gibi kıvrıldım yerime.

"Yalan mı söyleyeceğim sana? Sabah erken kalkarım, sen uyandığında istersen gidersin. Böyle demek de kötü oluyor ama işte, doktorluk sorunları. Kimisi bir anda düşük yapıyor kimisi bir anda doğuruyor falan; gece on ikilerde gittiğim oldu benim."

Kahvesini bitirip arkasına yaslanması bile neden bu kadar güzelse artık, ağzım açık izlemiştim bir süre.

"Tamam tamam, arabayla geldim zaten giderim uyanınca. Gelecek ay geleceğim kontrole değil mi? Hâlâ karıştırıyorum ve uzun süredir de bu kadar yakından ilgilenmemiştim."

"Şimdi nedem bu kadar ilgilisin?" dediğinde duraksadım biraz. Doktorum aşırı yakışıklı, bekar, iyi kalpli ve benimle ilgili olduğu için de diyemezdim yüzüne.

"Bilmem, anne olasım geldi bir anda. Başta aldırmayı düşündüm ama vazgeçtim neden bilmiyorum, içimde bir şey parçalandı gibi hissettim. Normal mi?"

Güldü ve ayağa kalktı, boş bardakları tek elinde tutarak mutfağa ilerledi.

"Çok normal, annelik içgüdüleri gibi bir şey, aslında hormonlar. Sevdindim vazgeçtiğine yoksa büyük ihtimalle tanışsmazdık."

Ne dediğine anlam veremediğim için bir süre yüzüne anlamsız anlamsız bakıp ardından önüme; yarı zamanlı model olan hesabını incelemeye geri döndüm.

"Evet, bence de çok güzel o fotoğraf."

Tam olarak kulağımın dibinden gelen sesiyle hem irkilmiş, hem etkilenmiştim. Yutkunup telefonu kapattıktan sonra kaşlarımı çatıp baktım ona.

"Başkasının telefonu izlenir mi? Affedersiniz ama siz otobüste milletin telefonuna bakan insanlardan mısınız?"

Sorumla yine büyük bir kahkaha atıp koltuğa oturdu.

"Hayır ama sabahtan beri telefonun açık, gözüme çarptı ben de incelemek istedim Jeongguk."

Şu an -bir daha- fark etmiştim, Taehyung çok güzeldi.

for baby, taegguk.Where stories live. Discover now