Orta Dünya'ya yayılan bir kötülük var.
Bu kötülüğün karşısında da kalpleri iyilik dolu beş yürekli Hobbit ve yandaşları.
Peki,onların kalplerindeki iyilik bu kötülükle savaşmaya yetecek mi?
Orta Dünya'nın kaderini belirleyebilecekler mi?
Gün ağardığında vakit kaybetmeden yola çıktık.Aragorn önde giderken Frodo sordu: “Bizi nereye götürüyorsun?”
“Yaban araziye.”
Peşinden ilerlemeye devam ederken kolyem iki gün sonra ilk kez parlamaya başladı.Aragorn gülümsedi. “Doğum günün kutlu olsun.”Şaşkınlıkla ona baktım. “Doğum günüm mü?” Başını salladı. “O kolye sadece iki nedenden parlar. Ya acı çektiğin zamandır ya da o gün doğduğun gündür.Şu an acı çekmediğine göre?” dediğinde gülümsedim. “Haklısın.”
Pippin yanağımdan makas aldı ve sordu. “Kaç yaşına girdin?”
“30.”Güldü. “Benden üç yaş küçüksün.”Kaşlarımı çattım. “Ne var bunda?Senden üç yıl sonra doğduysam benim suçum ne?” O gülmeye devam ederken gözlerimi devirdim. “Haha,çok komik.”
“Pekâlâ,pekâlâ.”dedi ve elimi tutup elbisemin kolunu hafiften sıyırdı.Birden orada bir bileklik gördüğümde şaşkınlıkla Peregrin’e baktım. “Peregrin Took,bu çok güzel!”deyip ona sımsıkı sarıldım.O da kollarını bana sardığında gözlerim doldu. “Sakın bir daha benden uzaklaşma.Eğer bunu yaparsan beni çok üzersin.Anladın mı beni?”dedi ayrıldığımızda.Başımı salladım gözlerim dolu dolu.Umarım kader bizi ayrılmak zorunda bırakmazdı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Pippin'in Almithara'ya yaptığı bileklik
💧💧💧
Yolumuza devam ediyorduk ve yorulmayayım diye beni ata bindirmişlerdi.Sam merakla döndü bana. “Bizi nereye götürüyor?” Aragorn cevapladı benim yerime soruyu: “Ayrıkvadi’ye,Efendi Gamgee.Elrond’un evine.” dediğinde Pippin bana döndü sevinçle. “Dediğini duydun mu?Ayrıkvadi.Elfleri görmeye gidiyoruz.” Başımı salladım gülümseyerek.Özlemiştim orayı.
En arkada atın üstünde ben,yanımda yürüyen Pippin ve Sam, önümüzde Merry ve Frodo,onun önünde de Aragorn ilerliyorduk yolumuzda. Frodo arkasını dönüp beni beklediğinde ona tebessüm ettim.
Sam,Pippin ve Merry önde ilerlemeye devam ederken bu sefer Frodo yanıma geçmişti. “İyisin değil mi?”dediğinde gözlerimi devirdim. “Ben oldukça iyiyim Frodo.Bana sormak yerine lütfen kendine göz kulak ol biraz. Üzerinde büyük bir yük var.Ve o yükün sana zarar vermemesi için her şeyi yapacağımdan emin olabilirsin.” Gülümsedi. “Bana diyorsun ama cesur olan sensin.” Kaşlarımı kaldırdım. “Hah,ben mi? Sanmıyorum.” dediğimde kıkırdadı.Ardından konuyu değiştirdi: “Ayrıkvadi’yi özlemiş olmalısın.”Başımı salladım. “Evet,orası benim büyüdüğüm yer.Ve beni ben yapan.Bu yüzden bende ayrı bir yeri var.”Başını salladı. ”Anlıyorum.”
Biraz süre geçtikten sonra sesini duydum tekrar:“Doğum günün kutlu olsun.”Gülümsedim.Tam“Teşekkür...”diyecektim ki kaşlarını çattığında dudaklarımı ısırdım. “Pekâlâ,sustum.”
💧💧💧
Aragorn önde giderken benim dışımdaki dört Hobbit durdu ve yemekleri çıkarmaya başladı.Onlara kaşlarımı çatarak baktığımda Aragorn arkasını döndü ve kaşlarını çatarak konuştu. “Beyler,hava kararana kadar durmamalıyız.”
