𝚟𝚎𝚛𝚗𝚘𝚛𝚎𝚡𝚒𝚊

120 20 29
                                    

Yoongi'nin Bakış Açısı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yoongi'nin Bakış Açısı

Seungwan bir haftadır atölyeden erken çıkıyor, günün geri kalanını Chanyeol'ün galerisinde araştırma yaparak geçiriyordu. O günden sonraki günler daha kolay geçer diye ummuştum ama her şey beklediğimin aksine gidiyordu.

Döndüğünde yorgun olduğundan onu sorulara boğmak istemiyordum ama sorularım öylesine birikmişti ki artık kendim boğuluyordum.

Yine o günlerden birindeydik.

Seungwan atölyede kendi tablosuyla ilgileniyordu. Aceleci davrandığı her halinden belliydi, geç kalmak istemiyordu. Galerideki tabloları düzenledikten sonra atölyeye geçtim. Seungwan ayaklanmıştı. Dağıttığı eşyaları toparlarken bana döndü,

"Bitirdim." dedi küçük bir gülümsemeyle.

Şaşırarak kaşlarımı kaldırdım, "Sahiden mi?"

Seungwan'ın yanına ilerledim. Ellerini öne uzatmış bir şekilde tablosunu işaret ediyordu. Yanına geçip tablosuna göz atınca şaşkınlığım daha da katlanmıştı.

"En son gördüğümde çizdiğin şey bir portre değildi." dedim gülümseyerek.

Seungwan kıkırdadı, "Evet, onu erteledim. Birden ilham geldi, bunu çizmek istedim."

Gözlerimi yeniden tabloya çevirdim. Kömür gibi simsiyah saçlı bir kadının yan profilini çizmişti. Başı hafifçe yukarıya dönük, gözleri kapalıydı. Rüzgar esiyor olmalıydı, kısa saçları geriye savruluyordu.

"Kim peki bu? Tanıdığın biri mi?" diye sordum.

Seungwan gözlerini tablodan ayırmadan cevap verdi, "Evet, annem."

Yüzümdeki gülümseme donuklaştı, bakışlarım kendiliğinden Seungwan'a çevrildi. Annesini çizmişti. Onu düşünüyor ve özlüyordu.

"Çok güzelmiş." dedim tekrar gülümsemeye çalışarak, "Ona benziyorsun."

"Gerçekten mi?" dedi Seungwan bir anda bana dönerek. Gözlerinin içi parlıyordu.

Kolunu tutup kendime çektim ve sıkıca sarıldım. Hiçbir şey söylemeden başını göğsüme yasladı. Nefesini boynumda hissediyordum. Konuşmadan sessizce anlaşıyorduk. Gömleğimin sırtını sıkıca kavrandığını hissediyordum. Bu çok özlem dolu bir hareketti. Aklından neyin geçtiğini biliyordum.

Tekrar bıraktığımda yanaklarını yavaşça okşadım, "Geç kalmıyor musun?"

Kafasını kaldırıp duvardaki saate baktı, "Pek sayılmaz. Yine de ne kadar erken çıkarsam o kadar iyi."

"Hadi git öyleyse." dedim yarım bir gülümsemeyle.

Seungwan'ın tek kaşı kalktı, "Emin misin?"

Alnını yavaşça öptüm, "Eminim. Bugün pek bir şey yok. Seni almaya gelirim, olur mu?"

"O kadar yolu—"

[✓] burn to ashes » wengaWhere stories live. Discover now