30: Coffee Break

2.9K 440 845
                                    

Louis yaklaşık on dakikadır BBC stüdyosunun girişindeki koltuklardan birinde oturuyordu. Harry'ye geldim, aşağıdayım diye bir mesaj attıktan hemen sonra telefonundan bir oyun açmış, onu beklemeye başlamıştı.

Tamamen oyuna odaklandığı anda arkasından gelen Harry "Telefonda da mı futbol oynuyorsun?" diye sorarak onun irkilmesine sebep oldu. Louis güldü, oyunu kapatıp ayağa kalkarken "Futbolu severim." dedi. "İşin bitti mi, çıkalım mı?"

"Evet, kusura bakma tahmin ettiğimden uzun sürdü."

"Programa mı katıldın?"

Harry onunla birlikte çıkışa yürürken başını iki yana salladı. "Oturunca anlatırım. Sen ne yaptın, toplantın vardı?"

"Sıkıcı işler. Transfer görüşmesiydi. Eski takımım beni geri almaya çalışıyor."

"Oradan pek hoş ayrılmamıştın sanırım."

Louis onu hımlayarak onayladı, "Bugün net bir şekilde reddettim." dedi. Ardından biraz ilerideki kafeyi işaret etti. "Şuraya gidelim mi?"

"Olur."

İkisi sessizlik içinde kafeye doğru ilerlediler, bu süreçte Harry ara ara etrafına bakınıyordu. Belli ki çevredekiler onları tanımaya başlamışlardı, meraklı bakışlar o ikisinin üzerindeydi. Sanki bunu yaparsa artık ona bakmayacaklarmış gibi Louis'ye doğru bir adım daha attı.

Louis ise zaten alışmış olduğu gözlerden hiç etkilenmeyerek kafenin kapısını açtı, Harry ile birlikte içeriye girdi. Çok büyük değildi ama açık gri zemini ve beyaz kültür tuğlalarından yapılmış duvarları içeriyi ferah gösteriyordu.

Yiyecek ve içeceklerin satıldığı stand sol köşedeydi, onun dışında içeri bir ev gibi döşenmişti. Duvarlarda kitap rafları ve tablolar, yerde goblen bir halı vardı. Oturma masaları ve koltuğu andıran sandalyeleri pastel renkliydi.

Bulduğu ilk boş masaya geçerken "Hoş bir yermiş," dedi Harry. "Kendi oturma odamda gibiyim."

"Cidden öyle. Ne içersin? Siparişlerimizi alıp geleyim."

"Filtre kahve lütfen."

"Tamamdır," Louis ona gülümsedi, sipariş vermek için sıraya girdi. O gider gitmez Harry de telefonunu cebinden çıkardı, Liam'ın arka arkaya attığı "Neredesin? Buluştunuz mu? Cevap versene nasıl gidiyor?" mesajlarına karşılık olarak buluştuklarını, kafede oturduklarını ve iyi gittiğini yazdı. Attığı mesajın anında görülmesine hiç şaşırmadı, Liam telefon başında onu bekliyor olabilirdi.

Louis gelene kadar Liam ile mesajlaşmaya ve onun sürekli gülümse, gözlerinin içine bak, hoşlandığını belli edecek şeyler söyle nasihatlerini okumaya devam etti. Sonunda Louis elinde tepsiyle masaya döndüğünde Harry ekranını kapatıp telefonu masaya bıraktı, kahvesini önüne alırken "Teşekkür ederim." dedi.

"Rica ederim. Havuçlu kek sever miydin, hangisini sevdiğini bilmediğim için kendi sevdiğimden aldım."

"Severim, çok güzel görünüyor."

Louis onun karşısında oturdu, tepsiydeki tabakları ve bardakları masaya bırakıp tepsiyi kenara koyarken "Kız kardeşim çok güzel yapar." dedi. "Birlikte kutladığımız her doğum günümde mutlaka yapar. Noel için yaptığını söylüyor ama benim için yaptığını biliyorum."

"Noelde mi doğdun?"

"Noel arifesinde. İlginç, değil mi?"

"Tatlı." diye cevap verdi Harry tebessüm ederek. "Ailene çifte kutlama oluyordur."

CHARITY BALLWhere stories live. Discover now