35: Birthday Call

2.2K 409 419
                                    

Harry halıya oturmuş yaklaşık on beş dakikadır, yani kargoyu aldığı andan beri, büyük bir gülümsemeyle hediyelerine bakıyordu. Pastel renklerdeki güzel güller sol taraftaydı. Yanında minik minik hediyelere vardı. Yüz maskeleri, birkaç ufak krem, renkli bir ip bileklik ve üç maç bileti. Çiçeklerin üzerine bırakılmış olan notta el yazısıyla "Doğum günün kutlu olsun." yazılmıştı, altında da Louis'nin adı vardı.

Tabi ki hemen teşekkür etmek için Louis'yi aramıştı ama Louis çağrıyı cevaplamamıştı, muhtemelen meşguldü. Harry de onun aramasını beklemeye ve aynı hediyelere bin kere tekrar tekrar bakmaya karar vermişti. Bu arada fotoğraf çekip sosyal medyaya koymuştu bile.

Gemma ve Anne ellerinde bardaklarla salona gelip Harry'nin arkasında kalan koltuklara oturdular ve aynı anda "Konuş." dediler. Harry buna gülerek yerden kalktı, annesinin elinden kendine ait kahve bardağını alıp sehpaya, hediyesinin hemen yanına oturdu. "Sorguya mı çekiliyorum?"

"Böyle bir hediye alıyorsun, hediye sponsorlarına verdiğin adresine değil bizim evimize geliyor ve sen sırıta sırıta hediyeyi izliyorsun. Elbette sorgulanacaksın."

"Tamam anneciğim, sor ne istiyorsan."

"Ya da sen bize direkt anlatmaya başla?" dedi Gemma araya girerek. "Kim, neden, nerede, ne zaman, nasıl?"

Anne ve Gemma bir araya geldiklerinde korkunç olabiliyorlardı. Bu yüzden Harry onları hiç bekletmeden "Louis Tomlinson." dedi. Futbolcu olduğunu falan açıklamasına gerek bile yoktu; annesi tam bir fanatikti ve hiçbir maçı kaçırmaz, ligdeki tüm takımların ilk on birini ezbere bilirdi.

"Twitter'da görmüştüm ama ciddiye almamıştım. Yanınızda kimi görseler yakıştırıyorlar zaten diye düşünmüştüm."

"Charity Ball'da dans etmiştik, öyle tanıştık. Sonra benim 5SOS ile birlikte çıktığım konsere geldi orada da sohbet ettik. Birlikte kahve içmeye gitmiştik, o zaman fotoğraflarımız internete düştü. Yakında birlikte bir video çekeceğiz. Bu kadar işte."

Anne "Flörtleşiyor musunuz?" diye sordu. "Ligde gördüğüm en kibar futbolcu o... Ona güvenebileceğimizi düşünüyorum."

Harry buna nasıl cevap vereceğini bile bilmiyordu ama neyse ki tam o anda telefonu çalmaya başladı ve sorgudan kurtulmuş oldu. Hiçbir şey demeden koltuktaki telefonunu alarak ayağa kalktı. Ekranda Louis'nin adını görünce gülümsemeye başladı, çağrıyı cevapladı ve doğrudan odasına geçip kapıyı kapattı.

"İyi ki doğdun," dedi Louis çağrı cevaplandığı anda. "Nasılsın?"

"Teşekkür ederim! Harikayım çünkü dünyanın en tatlı hediyesini aldım."

"Öyle mi?"

Louis oyuncu bir tavırla sorduğunda Harry'nin gülümsemesi büyüdü. "Evet." deyip yatağa uzandı. "Çok güzel, çok teşekkür ederim."

"Ailenin evinin adresini Liam'dan aldım. Yarın öğlen orada bir hokey maçı varmış; annen ve ablanla gitmek istersiniz belki diye düşünerek bilet de göndermek istedim."

"Gemma hokeye bayılır. Annem daha çok futbol hayranıdır. Ama genel anlamda spor izlemeyi severiz ve mutlaka gideceğiz."

"O zaman annen belki milli takımın maçına gelmeyi ister?"

"Şaka mı yapıyorsun, bayılır!"

"Bilet yarın eline geçer o zaman."

Biletler henüz satışa çıkmamıştı bile ama futbolculara tanıdıklarına verebilmeleri için önceden bilet dağıtılıyordu.

"Harikasın Louis, teşekkür ederim! Sen nasılsın neler yapıyorsun?"

"Antrenman, antrenman antrenman..." dedi Louis bıkkın bir şekilde. "Bir de takımca bir futbol dergisi için fotoğraf çekimimiz var yakında."

"Çok yorma kendini, her gün antrenman yapmak zorunda mısın?"

"Zorunda değilim ama takım kaptanı olunca bir baskı oluyor işte üstünde."

"Anladım... Dergi için de şimdiden tebrik ederim."

"Teşekkürler. Sen ne zaman dönüyorsun? Yani videoyu ne zaman çekebiliriz?"

Harry yattığı yerde yüz üstü dönüp bacaklarını havaya kaldırırken "Yarın akşam dönüyorum." dedi. "Sonra sen ne zaman uygunsan o zaman çekim yaparız."

"Cuma günü boşum, sana da uygunsa."

"Tamamen uygun. Önce bir duyuru yapalım, soruları alalım. Birbirimize soracağımız soruları oradan seçeriz."

"Soruyu cevaplamak istemeyenin cezası belli mi?"

"Bu konuda biraz düşündüm. Alkol istemiyorum, aslında aklımda komik bir fikir var ama kabul eder misin bilemiyorum, o yüzden başka şeyler düşünmeye çalışıyorum."

"Neymiş bakalım?"

Harry tereddütle "Birbirimizin yüzünü boyayabiliriz?" dedi. "Yani, makyaj malzemeleriyle falan. Ben soruyu cevaplamak istemedim diyelim, sen bir makyaj malzemesini alıp yüzümde istediğin bir bölgeye istediğin şeyi çizebilir, yazabilirsin."

Louis bu fikri beğenerek kıkırdadı. "Bence güzel."

"Cidden mi?"

"Cidden. Çok eğlenceli olur."

"Anlaştık o zaman?"

"Anlaştık. Şimdi kapatmam lazım, sen de ailenle harika bir doğum günü geçir. Buraya döndüğünde görüşürüz."

"Görüşürüz, kendine iyi bak."

"Sen de öyle. İyi eğlenceler."   

Harry yüzünde kocaman gülümsemesiyle çağrıyı sonlandırdı. Sırıtmaktan yanakları ağrımaya başlamıştı bile ama ne yapabilirdi ki? Hayatının en tatlı hediyesini almıştı, doğum gününde ailesinin yanındaydı ve...

Galiba gerçekten Louis ile flörtleşiyordu. 

---

39'a kadar bölüm atıyorum devam ediniz 😌

CHARITY BALLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin