Your eyes (final)

1.4K 194 186
                                    

( ** koyduğum yerden sonraki kısmı medya ile okursanız daha sevimli olacağını düşünüyorum, iyi okumalar<3)

"Bu berbat bir fikirdi..."

Shoyo, her geçen saniye ile gökyüzünde yükselen Güneş ile her hücresinin eridiğini hissederken kendisini çimlerin üzerine yüz üstü bıraktı. Tobio da yanına oturup piknik sepetini yanına koyarken elinin tersiyle alnını sildi. 

Siyah saçlı oğlan yarın şehire döndüğü için son birkaç gündür sürekli birliktelerdi, bu küçük kasabada yapacakları yeni pek bir şey kalmadığı için eski çağlardan kalma tapınağa gidip piknik yapmaya karar vermişlerdi. Bisikletleriyle uzun bir süre ilerledikten sonra çıkmaları gereken tepeye varmışlar, şimdi de bu tepeyi aşmaya çalışıyorlardı.

"İnsanların buraya nasıl bir şeyler inşa edebildiğini anlamıyorum." Shoyo söylenirken Tobio tekrar yerinde doğruldu, tapınağı görmek istiyordu. Üstelik sıcağa rağmen bu kadar yol aldıktan sonra burada vazgeçip dönerlerse canı fazlasıyla sıkılırdı. 

"Çok kalmadı değil mi? Devam edelim hadi." Tobio, Shoyo'nun elini tuttuktan sonra çiçeklerin arasında yatan turuncu saçlı oğlanı kaldırdı ve yorgunluğuna rağmen onu da peşinden sürüklemeye başladı. Yirmi dakikalık bir tırmanışın ardından tapınağa geldiklerinde Tobio nefesinin kesildiğini hissetti.

Daha önce bu kadar güzel bir yer gördüğünden emin değildi. 

Çiçeklerin arasındaki ufak ama iyi durumdaki tapınağın duvarları açıktı. Tanrı ve tanrıçaların betimlemeleri tüm duvarları kaplıyordu. Ortada gözüken dilek havuzu, yüzyıllar boyunca aşıklara umut kapısı olmuş ve belki de binlerce duyguyu taşımıştı. 

Tobio, hala tapınağa bakarken gözleri bu sefer ayakları altında kaybolan ormana, denize kaydı. Yüksekte oldukları için her şey ufak duruyordu, Tobio'nun bozuk olan gözleri çoğu şeyi net göremese de manzara kesinlikle enfesti.

"Tetsuro ile Kenma değil mi o denize giren?" 

Tobio duyduğu ile şaşkınca Shoyo'ya dönerken yanlış mı duyduğunu sorguladı içinden. Shoyo nasıl görebiliyordu sahili?

"Dedikoduyu asla kaçırmam, bilirsin." Shoyo oyuncu bir sırıtışla son kez birlikte denize giren Kenma ve Tetsuro'ya baktıktan sonra sevgilisine döndü ve tapınağın içine doğru ilerledi. 

Yüzyıllar önce etrafı saran su sesi şimdi yoktu ama çeşme olağanca güzelliğiyle karşılarındaydı hala. Tobio, Shoyo'nun neden buraya gelmek istediğini bilmiyordu ama turuncu saçlı oğlanın da bir dileği vardı bu sefer tanrılardan. Yarın Tobio'yu son kez görecekti. Tekrar görüştüklerinde onu kendi Tobiosu, sevdiği çocuk olarak görmek istiyordu yine. Mesafelerin ve zamanın çoğu şeyi değiştirdiğini biliyordu, dile getirmese de korkuyordu.

"Dilek mi dileyeceksin?" Siyah saçlı oğlan çeşmenin önündeki çimlere mavi piknik örtüsünü sererken Shoyo'ya bakmadan konuştu. Öylesine sormuştu sorusunu. Tanrıların gerçek olmadığını biliyordu sonuçta turuncu saçlı oğlan.

"Evet." 

"Ne hakkında?"

"Söylemem." 

Tobio hafifçe dudak büzerken Shoyo ceplerini karıştırdı ve kazandığı ilk bozukluğu buldu. Balıkçılığa başladığında sattığı ilk balıktan kalan paraydı bu ve onun için değerliydi. Kendisi de bu bozukluğu neden bu kadar anlam yüklediğinden emin değildi ama insan bazen bir şeylere anlam yükleme isteği duyardı, değil mi?

Turuncu saçlı oğlan parayı havuzun içine attığında gözlerini yumup ellerini birleştirdi. Tobio, Shoyo'yu izlerken onu ilk defa sessiz gördüğünü düşünüp şaşırdı. Şimdi sadece çimenleri, çiçekleri sarmalayan rüzgarın sesi vardı kulaklarında. 

𝘩𝘰𝘯𝘦𝘺. -𝘬𝘢𝘨𝘦𝘩𝘪𝘯𝘢 ✓Where stories live. Discover now