Son Görev | 6

160 7 0
                                    

LEYDİ FRANCES CARFEX'İN KAYBOLUŞU


"İyi de neden Türk?" diye sordu Bay Sherlock Holmes, gözleri ayakkabılarıma kilitlenmiş halde. O sırada bambu arkalıklı bir sandalyede oturur durumdaydım; uzatmış olduğum ayaklarım onun dikkatini çekmişti.

"İngiliz malı," diye cevap verdim şaşkınlıkla. "Oxford Caddesi'ndeki Latimers'ten almıştım onları."

Holmes, yüzünde bezgin bir ifadeyle gülümsedi.

"Hamamdan bahsediyorum!" dedi; "hamamdan! Ferahlatıcı 'yerli malı' banyolar dururken neden gevşetici pahalı bir Türk hamamına gitmeyi seçtin?"

"Çünkü son birkaç gündür kendimi romatizmalı ve yaşlı hissettim. Türk hamamı, tıpta 'şifalı' dediğimiz bir şeydir -yeni bir başlangıç, sistemi temizleyip yenileyen bir şey.

"Bu arada, Holmes," diye ekledim, ayakkabılarım ve Türk hamamı arasındaki bağlantının mantıkçı bir insan için gayet açık olduğundan eminim, ama yine de aradaki ilişkiyi açıklasan çok sevinirim."

"Mantık kurmak pek zor değil, Watson," dedi Holmes, gözünü haylazlıkla kırparak. "Sabah geldiğin arabayı kiminle paylaştığını soracak olduğum takdirde sergileyeceğim tümdengelimle aynı türden bir şey."

"Yeni örneğinin açıklayıcı olduğunu söyleyemem," dedim, somurtarak.

"Bravo Watson! Son derece ağırbaşlı ve mantıklı bir itiraz. Bir bakalım, veriler neydi? Sonuncusundan başlayalım -arabadan. Ceketinin sol kolu ve omzunda çamur lekeleri var. Fayton koltuğunun ortasında oturmuş olsaydın bu başına gelmezdi, gelseydi bile büyük bir ihtimalle simetrik bir şekilde her iki yanına da sıçramış olurdu. Yani yan tarafta oturduğun belli: yanında biri vardı."

"Gayet açıkmış."

"Komik sayılabilecek kadar sıradan, değil mi?"

"Peki ya ayakkabılar ve hamam arasındaki bağ?"

"Biraz önceki örnek kadar basit. Ayakkabılarını ne şekilde bağladığını bilirim. Ama bu sefer karmâşık bir fiyonkla bağlanmışlar ki, bu senin tarzın değil. Ayakkabılarını çıkarmış olduğun buradan belli. Onları kim bağladı peki? Ya bir kunduracı -ya da hamamdaki çocuk. Kunduracı olma olasılığı düşük, çünkü ayakkabıların gayet yeni. Geriye ne kalıyor? Hamam. Komik, değil mi? Neyse, her şeye rağmen hamam iyi bir amaca hizmet etmiş."

"Nedir o?"

"Bir değişikliğe ihtiyacın olduğu için oraya gittiğini söylemiştin ya; bir değişiklik daha yapmanı önereceğim. Lozan nasıl geliyor kulağa, sevgili Watson -birinci sınıf biletler ve bütün masraflar karşılanmış."

"Mükemmel! Ama neden?"

Holmes, sandalyesinde arkasına yaslanıp cebinden bir not defteri çıkardı. "Dünyadaki en tehlikeli türlerden biri," dedi, "işsiz, arkadaşsız kadındır. En zararsız ve çoğunlukla da en faydalı insanlar olmalarına rağmen, yine de başkalarını suça teşvik eden en büyük güçtürler. Biçaredir yalnız kadın. Göçmendir. Onu ülkeden ülkeye, otelden otele götürecek kaynaklara sahiptir. Çoğunlukla, nereden geldiği belli olmayan emeklilik ödeneklerinin ve huzur evlerinin arasında kaybolmuştur. Kurtlarla dolu bir dünyada küçük bir kuzudur. Kurt onu kaptığında merak eden kimsesi çıkmaz. Leydi Frances Carfax'in başına kötü bir şeyin gelmiş olmasından endişeleniyorum, en azından burası kesin."

Konuyu genelden özele indirgemiş olmasından dolayı çok rahatlamıştım.

Holmes, notlarını karıştırmaya başladı.

Sherlock Holmes - 3. CiltWhere stories live. Discover now