12. bölüm( Aslında çok mutluyduk)

233 37 14
                                    

Sonunda ikimizde acıkınca sofrayı kurdum ve yemeye başladık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sonunda ikimizde acıkınca sofrayı kurdum ve yemeye başladık. Doruk kolasını yudumlarken elimdeki çileğe bakıp hınzırca sırıttım ve Doruk' un yanına oturdum.

" Doruk niye çilek yemiyorsun? Tadı çok güzel " dedim. Doruk ağzındakini yutup elini uzattı ve " ver bakayım" dedi.

Ağzıma çileği yerleştirip Doruk' un kafasından tuttum ve ağzımdaki çileği Doruk'un ağzına bıraktım. Doruk şaşkınca ağzındaki çileği çiynerken" harbi harbi çok güzel" dedim.

Burnunu kırıştırıp çok kötüsün dedi. Ben gülerken Doruk ise alt dudağını büzdü. Gördüğüm dayanılmaz tatlılık ile yutkundum.

Doruk ağzındaki çileği yutmadan kafasından tutup sertçe onu öpmeye başladım. Çileğin suyu ağzıma yayılırken dilimi Doruk' un ağzına yerleştirip dilini emmeye başladım.

Kalbim güm güm atıyordu ve karnım kasılıyordu. Doruk ellerini göğsüme koyup hafifçe beni kendinden uzaklaştırıp derince iç çektim.

Önümdeki kızarmış dudaklara bakarken" dayanılmaz güzelliğim benim" dedim. Doruk'un yanakları eş zamanlı olarak kızarırken " Doruk" diye mırıldandım. " Hmm ..." Diye cevap verirken " Doruk seni çok seviyorum" dedim.

Bunu şimdi söylemezsem hiçbir zaman söyleyemiyecektim. Doruk şaşkınca bakarken" herşeyden ve herkesten" dedim. Doruk' un gözleri eş zamanlı dolarken eliyle önce omzumu tuttu ve sonrasında bana sıkıca sarıldı.

Kokumu iyice burnuna çekerken bende ona sıkıca sarıldım. Boynuma bir öpücük kondurunca yutkundum" bende... Bende seni çok seviyorum" diye mırıldandı.

Saçlarını okşayıp" kurban olurum sana" dedim. Minicik beden bana sokuldukça kalbimden içime doğru bir şeyler aktığını hissetim.

Bir süre daha sarılıp, ayrıldık ve sofrayı toplayıp sepeti elime aldım ve dereye doğru yürümeye başladık. Aynı zamanda Doruk bana lise anılarını anlatıyordu. Gerçekten güzel bir gençlik geçirmiş. Benim aksime...

Derenin kenarına yaklaşırken bir kahkaha atıp" yani öğretmenin gay barda arkadaşınla mı karşılaşmış" dedi.

Doruk bir kahkaha atıp" hemde nasıl bir karşılaşma. Arkadaşım direk dansı yaparken yanlışlıkla öğretmenim kucağına düşmüş. " Ağzımı kapatıp" oha" dedim. Doruk kahkahalarla gülerken" Ee sonra?" Dedim.

Doruk kahkahasını zorla bastırıp " sonrasında işte sarhoşluk etkisi ile hocanın dudaklarına yapışmış" dedi. " Siktir, siktir... Sen ciddi misin? Puhahaha" deyip gülmeye devam ettim .

" Harbi ne mal herifti ya..." Dedi. Gülmemi durdurup" peki bu hocan kaç yaşında? Yaşlı azgın biri değil demi?" Dedim. Doruk kafasını olumsuz anlamda sallayıp" yok ya gençti. 27-28 yaşlarında felan" dedi.

" Peki arkadaşını yitip , disipline felan mı verdi?" Dedim. " Yok öpüşmeye devam edip gece de birlikte geçirmişler. Sabah kalkınca ikisinide başı belaya gireceği için geceyi unutmaya söz vermişler " dedi.

" Eee onlara şimdi ne oldu?" Dedim. " Şu anda başka bir ülkede evliler" dedi. Kafamı kaşıyıp" nasıl yani?" Dedim.

" İşte zamanla büyük kıskançlık krizlerine dönüştü ilişkileri. O geceyi unutalım desenlerde insanda işte birlikte olduğu kişiyi unutamıyormuş. " Dere kenarının kıyısında yürürken" bence kalbinde önceden de bir şeyler vardı. Yoksa umrunda dahi olmazdı" dedim.

" Aynen bence de. Neyse işte zamanla birbirine aşık oldular. Arkadaşımın da okulu bitince başka bir ülkeye gidip evlendiler" dedi. " Peki Doruk ailesi kızmadı mı?" Dedim. Doruk " orası biraz karışık aslında. Annesi ölmüştü arkadaşımın. Babası ise alkoliğin tekiydi. Ondan kaçtı. Hoca ise zaten yetimhane de büyümüş" dedi.

Yetimhane deyince " hocanızın ismi neydi?" Diye mırıldanıverdim. Doruk bir süre düşünüp" Kutay Bilmiş'ti sanırım" dedi.

Duyduğum isimle beynimde bir yüz belirirken" hmm anladım" dedim. Demek Kutay ağbi öğretmen olmuştu. Gülümsedim ve Doruk' un saçını öpüp" yerim len seni" dedim.

Doruk gülümseyerek" acı gelirim sana" dedi. Yanağını hafifçe ısırıp" yoo çok tatlısın" dedim. Doruk kıkırdıyarak omzuma vurdu ve başını boynuma gömüp uzun uzun güldü.

Biraz daha yürüyüp dağın yamacından aşağı inip yolla çıktık. Telefonla taksiciyi araken saate baktım. 5'e geliyordu. Yol kenarından bir taşa oturup bir süre daha sohbet ettik. Bugün çok güzel geçmişti.

Bu günler kirazların çiçek açtığı dönem gibiydi. Kısa ama muazzamdı.

Taksici gelince taksiye bindik. Doruk kafasını cama yaslarken derin bir iç çektim. Şehirin içine doğru yol alırken Doruk'a baktım uyuyordu. Üstümdeki ceketi çıkartıp üstüne baktım. Yarın hastaneye gidecektim. Tedavisini başka bir şehirde, hatta mümkün olursa başka bir ülkede yapmasını sağlayacaktır. Benden ne kadar uzak olursa o kadar iyiydi.

Eve gelince taksiciye ücreti verip ilk önce sepeti asansöre koydum. Sonra acele ile Doruk' u kucaklayıp asansöre taşıdım. Doruk' u yatağına yatırıp üstünü örtüm ve sepeti de kapının önünden alıp mutfağa koydum. Saat 8'e geliyordu. Çok yorulmuştum.

Mutfağı da toplayıp yatağıma uzandım ve bugün yaşadıklarımızı hayal ederek uykuya daldım.

Ruhların aşkı ( bxb)Where stories live. Discover now