2x9

2.2K 244 156
                                    

"Kenma.." Kenma söyle artık der gibi baktı çocuğa. Kuroo yoktu, sadece Bokuto gelmişti. Nedenini merak ediyordu.

"Kuroo düşündü ve bir şeye karar verdi?"

"Neye?"

"Biraz yalnız kalıp kendini toparlaması gerektiği için...bir süre seninle görüşmeyeceğini söyledi." Kenma'nın gözlerinde beliren şaşkınlık ve üzüntü, Bokuto'yu germişti açıkçası.

"Bunun için özür diliyor. Bu hâldeyken sana iyi gelebileceğini düşünmüyor ve seni üzmek istemiyor."

"Böyle üzülmeyecek miyim?!" diye sordu Kenma titreyen sesiyle. Ondan uzak kalmak her şeyi daha kötü yapmıştı zaten, şimdi kendi isteğiyle gidiyordu bir de.

"Artık beni sevmiyor, değil mi?" Yüzünü buruşturdu ağlamamak için. "Benden bıktı. Lanet olsun! Böyle sorunlu biri olmasaydım benden bıkmayacaktı!" Bağırmaya başlamıştı. Bokuto yine kriz geçirmesini istemiyordu çocuğun. Olabildiğince sakinleştirmeliydi onu.

"Hayır hayır öyle düşünme sakın. O da çok yıprandı Kenma. Seni çok sevdiği için bu hâlde şu an. Çok korktuğu için.."

"Onu suçlamam. Beni bırakmak istese bile, onu asla suçlamam." Gözyaşları yine akmaya başlamıştı işte. Bokuto yatağın kenarına oturup elini çocuğun omzuna koydu.

"Kenma, o seni seviyor. Lütfen başka türlüsünü düşünme. Böyle düşünmeni istemez, biliyorsun." Kenma burnunu çekip başını salladı. "Haber vermek için buraya kadar geldiğin için teşekkür ederim."

"Ne demek. Bir şey olursa ve Kuroo'ya yazmak istemezsen bana yazabilirsin, ben ona söylerim. Tamam mı?" Çocuk başını salladı.

"Pekala. O zaman, sonra görüşürüz."

"Görüşürüz."

Bokuto önce odadan, sonra hastaneden ayrıldı. Kuroo onu otobüs garında bekliyordu, buraya gelmek istememişti. Bokuto bir taksiye atlayıp onun yanına gitmeye başladı.

Yaklaşık yirmi beş dakika sonra varmıştı gara. Kuroo otobüsün orada bekliyor olmalıydı, o yüzden otobüsü aramalıydı.

Kaldırıma oturmuş, başını ellerinin arasına alarak oturan çocuğa doğru ilerledi hızlıca. Omzuna dokunduğunda Kuroo sıçramıştı.

"Bokuto, gelmişsin. Konuştunuz mu?"

"Evet."

"Ne dedi? Ağladı mı?" diye sorarken üzüntüsü belli oluyordu.

"Ağladı denemez, ama üzüldü. Senin onu sevmediğini falan söyledi, ben de öyle olmadığını söyledim sakinleştirmeye çalıştım yani."

"Kendimden nefret etmeli miyim?"

"Hayır. Senin de iyi olman lazım Kuroo."

"Sağ ol Bokuto." Bokuto içtenlikle gülümsedi. Elinden geldiğince yardımcı olacaktı arkadaşına.

3 gün sonra

"Üç gün geçti. Nasıldır sence?"

"Kuroo, sürekli onu düşüneceksen uzak durmanın ne anlamı var?"

"Elimde değil ki! Düşünmeden edemiyorum."

"İstersen gidelim?" Kuroo derin bir nefes verip başını iki yana salladı. Her ne kadar gitmek istiyor olsa da bir karar vermişti ve en azından bir süre bunu uygulayabilmeliydi.

"Uyu artık, geç oldu. İki gündür doğru düzgün uyuyamadığının farkındayım."

"İki gündür uyuyamayan şimdi de uyuyamaz Bokuto."

"Yoo, gayet de iyi uyur. Kapat şu gözlerini ve uyu. Çabuk. Uyumazsan seni döveceğim, şaka yapmıyorum."

"Beni dövebileceğini nereden biliyorsun?"

"Ölü gibisin çünkü. Gerçi, olmasan bile ben mükemmel olduğum için dövebilirdim."

"Aptal." Hqfifçe gülümseyerek arkasını döndü ve gözlerini kapattı. Uykuya dalması çok uzun sürecekti ama en azından birkaç saat uyuyup düşünmesini engelleyebilirdi.

Uyumak yerine kendini Kenma'yla olan videolarını izlerken bulmuştu. Neredeyse her videoda en az bir kere yüzünü kapatıyordu Kenma. Birinde Kuroo elini tutup yanağından öperek "kapatma şu güzel yüzünü." diyordu. Kenma'nın o an öyle bir bakışı vardı ki ona. Minnettarlığı okunuyordu yüzünden.

Burnunu çekti Kuroo. Sessiz sessiz ağlıyordu, çok acınası bir hâldeydi. En azından Bokuto uyuyordu ki onu böyle görmemişti. Bu kadar kötü olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.

"Kenma, seni özledim." diye mırıldandı. Kenma'yı mutlu görmeyi özlemişti. Ona sarılmayı, öpmeyi ve birlikte uyumalarını çok özlemişti. Zaten okul için buraya geldiğinden beri yarım hissediyordu kendini, şimdi daha da eksilmişti sanki.

'Birkaç gün içinde toparlanıp hemen yanına gideceğim.' diye düşündü. Ondan uzak kalmayı istemiyordu artık. Akaashi söylediğinde bu fikir mantıklı gelmişti ama dayanamıyordu. Onsuz bir hayat mümkün değildi sanki.

"Geleceğim sevgilim, lütfen ben gelene idare et. Lütfen." Çocuğun fotoğrafına bir öpücük kondurup telefonu göğsüne bastırdı ve gözlerini kapattı.

Finali neredeyse tamamen oluşturdum ama henüz yazıya dökmedim. İki bölüm sonra bitireceğim diye düşünüyorum. Bokuaka'ya başladığımdan beri ona daha çok odaklandığım için buna yazmakta zorlanıyorum ve aklımda karışıyor falan. Hem de artık çok uzatmanın manası da kalmadı. Boku çıktı sayılır, bitirelim artık hahsjahdhs

Umarım güzel bir bölüm olmuştur❤️

promise || KuroKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin