24

1.1K 70 129
                                    

"Peki size nasıl güveneceğiz?" Steve sorgulayıcı bir tavırla konuştuğunda Emily rahatça cevap verdi. "Güvenmek zorundasınız."

Wanda, Emily 'nin bu kendinden emin ve rahat tavırlarına sinir olurken Natasha 'nın oldukça hoşuna gitmişti. Emily de biraz kendisini görür gibiydi.

Tony sandalyeye kelepçeli olan ellerini işaret ederek, "Bu halde size nasıl güvenebilirim?" Diye sinirle sorduğunda Peter (Andrew) saçlarını eliyle düzelterek cevap verdi. "Bize silah doğrultmasaydın seni ağlarımla yapıştırmazdım, yaşlı adam."

"Bay Stark ile böyle konuşamazsın!" Diğer Peter hızla oturduğu sandalyeden kalkarak hırsla konuştuğunda ondan daha büyük olan Peter ağ tabancasını ona doğrultarak tehdit etti. "Ani hareketler yapmasan iyi olur ufaklık. Yoksa seni duvara yapıştırmak zorunda kalacağım."

"Sen kim oluyorsun?" Wanda 'nın çıkışarak sorduğu soruya Peter gayet olgun bir biçimde cevap verdi.

"Ben Peter Parker."

"Hayır, dur bir dakika. Peter Parker benim!"

Peter anlamayarak kaşlarını çattı. "Ben senin Wilson olduğunu sanıyordum."

"Hayır Wilson benim. O Peter." Sam atılarak olaya dahil olduğunda Wade kaşlarını çattı.

"Hayır Wilson benim. Senin James olduğunu sanıyordum."

"Hayır ben James 'im." Bucky 'nin konuşması ile bakışlar ona döndü fakat hız kesmeden herkes bir diğer sese odaklandı.

"Aslında James benim." Logan öne çıkarak konuştuğu sırada Rhodes da atılacaktı ki Thor bir anda elini masaya vurdu ve gülerek konuştu. "Ve bende Thor Odinson!"

Herkes ona baygın ve anlamaz bakışlar atarken masumca ellerini iki yana açarak konuştu. "Herkes kendisini tanıtıyor sanıyordum.."

Onun açıklaması ile Loki göz devirirken Daphne kıkırdadı. "O çok sevimli."

Thor aldığı iltifat ile gülümseyerek başını eğdi ve 'sevimli' bir biçimde gülümsedi. "Teşekkürler, leydim."

Tony o ikisinin gülümseyerek bakışmasından rahatsız olarak kelepçeli ellerini kaldırdı ve inanamaz bir surat ifadesiyle konuştu. "Tamam, Thor. Bir konuda anlaşalım. Daphne 'yi ilk ben gördüm."

"Lütfen konuya odaklanabilir miyiz?" Charles 'ın sesi ile herkes toparlanırken Tony, Thor 'a kötü bakışlar atmaya devam ediyordu. Emily göz devirerek oturduğu yerde biraz eğilip Tony 'nin gözünün önünde parmağını şıklattığında Tony gözlerini kırpıştırdı ve Emily 'nin "Odaklan." Uyarısına uyarak arkasına yaslandı.

"Evren çok büyük bir yıkımın hazırlıklarını yapıyor. Bu sadece Mephisto ile ilgili değil. O sadece yıkıma hazırlananların yardımcısı." Charles tane tane konuşurken Steve kaşlarını çattı. "Yıkım?"

"Sonsuzluk taşları.. evrenin düzenini sağlayan altı taş. Birisi onları çalmaya çalışıyor." Eric açıklayabildiği kadarıyla açıkladı.

"Peki biz bu konuda ne yapabiliriz ki?" Harley 'in sorusuna yanıtı kenarda açılan portaldan çıkan Strange verdi. "Elimizde olanları koruyarak."

"Vay vay fiyakalı giriş. Burada süper kahramanlar böyle mi giriş yapıyor?"

Kimse Wade 'i ciddiye almayacakken Stephen onunla göz göze geldi ve kaşlarını çattı. "Senin burada ne işin var be?"

"Hey ben buradaki en önemli kişiyim." Wade sahte bir özgüvenle konuştu ve bu Emily 'nin kıkırdamasına sebep oldu.

"Ne oluyor burada?" Kapı girişinden gelen ani ses ile herkes oraya döndü. Pietro yorgun bir biçimde karnındaki sargıyı tutarak kapı girişine yaslanmış anlamayan gözlerle odadakileri inceliyordu. Harley hızla yerinden kalkarak Pietro 'ya yöneldi ve kızgın bir anne edasıyla söylenmeye başladı. "Sana yataktan kalkmaman gerektiğini söylemiştim. Beni hiç dinlemiyorsun. Hadi seni odana çıkartayım."

Harley Pietro'yu dikkatli bir şekilde belinden tutup odadan çıkartacakken Pietro onu durdurdu. "Tanımadığım sesler duyunca endişelendim. Bu kişilerde kim?"

"Ben Magneto, senin ba-" Eric hızla ona yönelirken Harley ona uyaran bir bakış attı ve tekrar Pietro 'ya dönerek konuştu. "Şuanda yorgunsun. Hızla iyileşmen için dinlenmelisin. Bunları seninle sonra konuşabiliriz." Harley elini Pietro 'nun yanağına koyarak şevkatle okşarken rahatlatıcı bir sesle konuştu ve ona ikisinin ortak odasına kadar eşlik etti.

"Elimizdeki taşlar derken neyden söz ediyordun?" Vision, Harley ve Pietro odadan çıktıktan hemen sonra sordu.

"Benim boynumdaki, senin alnındaki ve Loki 'nin yastığının altında sakladığı sonsuzluk taşlarından bahsediyorum." Stephen basitçe açıklarken Loki şokla ona baktı.

"Kardeşim bu adam neyden bahsediyor?" Thor anlamayarak sordu.

"Hangi taş?" Loki gözlerini kocaman açarak sordu. "Bende taş falan yok bunların hepsi Amerika 'nın oyunu." Loki kaçıp gitmeye çalışacakken Peter süper hızıyla onu geri oturttu. "I- ıh, kaçmak yok."

"Tesseract hala sende. Hadi ama bunu hepimiz biliyoruz. Ona sarılarak uyuyorsun." Steve basitçe söylediğinde Thor hariç herkes kıkırdadı.

Thor ise şoktaydı. "Onu Asgard 'a geri götürmüştük!"

Loki herkesin bildiğini anladığı için pes ederek dürüst olmaya karar verdi ve açıkladı. "O mavi ışıklı kutuyu buradaki bir çocuk mağazasından almıştım. Onun gerçekten tesseract olduğuna inandığınıza inanamıyorum." Konuşmasının sonunda da ortamı yumuşatmak için kıkırdadı.

"Sen çok kötü bir kardeşsin." Thor kollarını göğsünde bağlayarak somurttu ve Stephen 'a dönerek sordu. "Bu taşların gerçek hikayesi ne? Sadece çocukken anlatılan hikayelerde olduğu kadarıyla biliyorum."

"Evrenin oluşmundan beri var olan bu taşlar evrenin yapı taşları olarak geçiyorlar. Ayrıca evrendeki düzeni ve dengeyi sağlıyorlar. Hepsine sahip olan bir kişi bu taşları kullanarak evreni yok edebilir.. ve şuanda buna benzer bir şeyi yapmak isteyen biri var. Taşların hepsini toplayarak evrenin düzenini sağlamak adına evrendeki canlıların yarısını yok edecek. Şuanda taşları arıyor." Stephen Harley gittiği için boşalan sandalyeye oturarak anlatmaya devam etti. "Bendeki zaman taşı, Vision 'ın alnındaki zihin taşı, Loki de tesseractın içine hapsedilmiş uzay taşı var. Vanahir de de ruh taşı var. Güç taşı Morag gezegeninde bir lahitte duruyor. Ruh taşı Vormir gezegeninde ve gerçeklik taşının yerini tam olarak tespit edemedim. Eğer ondan önce taşları bir araya getirirsek onu durdurabiliriz." Stephen 'ın uzun açıklamasından sonra Thor, Loki, Emily, Daphne ve Charles anlayarak başlarını salladılar. Diğerleri ise anlamayarak öylece bakıyorlardı. Stephen anlamadıkları için oflayarak burun kemerini sıkarken Emily açıkladı. "Elimizde üç önemli taş var ve diğer ikisinin yerini de biliyorum fakat birisinin yerini henüz tespit edemedim, diyor."

"Peki taşları nasıl birleştireceğiz?" Loki merakla sordu.

"Asgard da taslak bir sonsuzluk eldiveni vardı. Gerçeğinin neredeyse aynısı fakat hiçbir işe yaramaz." Thor bildiklerini açıklarken Tony araya girdi. "Eğer getirirseniz belki ben işe yarayan bir tane yapabilirim."

O sırada kapı pervasına yaslanarak en başından beri konuşulanları dinlemiş olan Harley lafa girdi. "Bende sana yardımcı olabilirim."

"Bu taşları bir araya getirebilirsek Mephisto 'yu da yenebiliriz değil mi?" Eric heyecanla sorduğunda Stephen başını salladı. "Onu yenebilir ve hatta sizi kendi evreninize geri yollayabiliriz."

"Ben hiçbir yere gitmiyorum." Eric ve Wade aynı anda konuştuğunda Stephen göz devirdi fakat bir şey demedi.

"Bu işte birlikte miyiz?" Stephen merakla sorduğunda herkes başını salladı fakat Wanda kuşkuluydu.

"Vision 'ın alnındaki zihin taşını çıkartırsak bu onu öldürmez mi?" Stephen başını onaylar gibi salladı ve açıkladı. "Bu onu öldürür fakat daha sonra onu zaman taşı ile geri getirebilirim."

Wanda anladığını belirtir gibi başını salladı. "O zaman varım."

INSTAGRAMWhere stories live. Discover now