10. Bölüm

38 11 0
                                    


Akel yemeğini yer yemeğinin ardından nezaket gereği izin isteyerek evin bahçesine, armut ağacının dibine inşa edilmiş ayakları yarı çürük tahta sedire oturarak etrafını seyir etmeye başladı.

Ev tek katlıydı. Duvarın bir köşesi kesme taşlarla örülü olmasına rağmen diğer tarafları ahşap duvardı. Beşikörtüsüyle kaplı olan çatının şeklini üç tane baca bozuyor ikisinden de gözle görülemeyecek kadar duman tütüyordu.

Ev tek katlı olmasına rağmen altında ahır vardı ve oradan keskin tezek kokusu geliyordu. Aynı zamanda evin bahçesinde bir tane merek bir tane daha ahır vardı ve orada kendi atı Arnyek'i gördü.

Evin ve ahırla birlikte mereğin etrafı ince tahta çitle örülüydü. Çitlerin bazı yerleri ise yıkılmıştı. Akel kendisini biraz daha iyi hissetmeye başladığı zaman tahta çitleri onarmayı düşünüyordu. En azından yaşlı kadına verdiği zahmettin –o zahmettin borcunu parayla ödeyecekti- küçük bir bedelliydi.

Akel arkasına yasladı ve bulutsuz gökyüzüne bakmak için kafasını yukarı kaldırdı. Bir süre boyunca bu konumda kaldıktan sonra kafasını öne eğdi ve gözüne mutfak penceresinden bulaşıkları yıkayan Güher takıldı.

Genç kadının gür kızıl saçları güneşte kalan bakır gibi parlıyordu. Akel daha önce kızıl saçlı hiç kimseyi görmemişti. Bu yüzden kendini ona bakmaktan alı koyamıyordu.

Kendine göre yaptığı yanlıştı. Ona bakmaması gerekiyordu. Her defasında Güher'e baksa aklına nişanlısı Adina geliyordu. Sanki Güher'e bakarken Adina'yı aldatıyormuş gibi bir his doğuyordu içine.

Bir anda Güher'in bakışları Akel'e karşılık verdi ve Akel yanlış anlaşılmaması için kafasını yana çevirdi ve ili ile bir anda gözlerini perdelerken diğer yanda uzamış sakallarını sıvazlamaya başladı. Zihni sanki ikiye ayrılmıştı bir tarafı "git Güher'le konuş" diğer tarafı "Sakın yapma" diyordu.

Akel yerinden kalkarak ağır adımlarla mutfağa doğru yürümeye başladı. Kapıyı aralayarak içeriye girdi. Akel ne diyeceğini bilemedi ve kekeleyerek "Su ısındı mı? Şey, duş almak için?" dedi

Güher onu pek umursamadığını belli edercesine "Biraz sonra ısınır. " dedi ve az önceki halinden biraz daha sıcak tavırla –çok değil- "Ayakta durma şuraya otur!" dedi. Akel'in kolundan tutarak sandalyeye oturttu.

Akel o an ne yapacağını şaşırdı. Birçok defa Adina'yla kol kola yürümüşler, el ele tutuşmuşlardı hata bir birleri masum bir şekilde öpmüşlerdi ama hiç bir şekilde, şuan ki duyguyu hissetmemişti. Kafasına bazı sorular geldi ama o soruları kovarak uzaklaştırdı.

Güher geride kalan –azdı- bulaşıkları yıkamak için mutfak tezgâhının olduğu tarafa geçti. Kısa bir sessizlikten sonra yıkadığı tabakları silen Güher'e Akel, "Zülhen nerede?"dedi sanki muhabbet başlatmaya kendini mecburmuş hissediyormuş gibi. "Depat'ı evine bırakmaya gitti akşama geri döner. Belki geceyi orada geçirip sabah geri döner. Bu arada su ısınmış" dedi.

Genç kadının sesi ve bakışları değişti. Akel Güher'e fırsat vermeden suyu üç ayrı kapa koyarak duş yapacağı yere taşıdı ve içeri girip üstünü çıkarttı.

Akel dikkatlice vücudunu ovalama başladı. Attan düşerken ayağı üzengiye takıldığı için at onu on beş adım kadar yerde sürüklemiş bunun sonucunda, sol tarafında, kolunun dirsek ve omuz civarında çürükler ve derin çizikler oluşturmuştu. Aynı zamanda aynı çürüklükler az da olsa belinde ve bacağında da vardı.

GEÇMİŞİN İNANCIWhere stories live. Discover now