yolculuk

13.4K 485 136
                                    

Ben geldim 🌼🌼

Pili bitmiş bedenimin taşıdığı onca yükün ağırlığı her gün daha da etkisini artırırken yükün altında ezilmişliğin vermiş olduğu yorgunlukla cılız bedenim dağılmış bir yığın birikintisine dönüşmüştü.


Ne zaman etrafa savrulan parçaları toplamaya çalışsam her seferinde fırtınanın en şiddetlisi bana inat edercesine yerine koyduğum parçaları tekrar etrafa savuruyordu.
Şu an ruhumdan kopan o parçalar bana o kadar uzak geliyordu ki onlara bakınca bile düşüncelerimin insafsız acımasızlığı boğazıma yapışıyordu.


Benden kopan yığın birikintisine bakmayı bile yasaklamıştı bana . Oraya Bakınca bile yoruluyordum kaldı ki toplaması imkansız gibi gözüküyordu . Ve bu yığını toplamam için hiç bir komut vermiyordu zihnim aksine beni tek bir hareket gösterisi yapmama bile mecali kalmamış birine dönüştürmüştü.

Yorgun bedenime ağır gelen düşüncelerle boğuşurken bir yandan da bir kaç günlük Niğde yolculuğum için hazırlık yapıyordum . Zaten çok bir şey almaya ihtiyaç yoktu bu yüzden 2 parça bir şey tek sıkıştırdım çantama.

Kapının çalınma sesi kafamın içindeki gürültülerden farklı bir ses olarak ayrılıp kulağıma ilişince o tarafa döndüm. Yüzünde can bulan o ışıltı bir süreliğine kaybolup Elif'in görüntüsünün üzerine bindiğinde onu da kendi dertlerimle uğraştırdığım için ona karşı mahcup hissediyordum. Bunun yanında içimde oluşan üzüntü de baş göstermişti.

Yüzüne zoraki yerleştirdiği tebessümle bana doğru adımlayıp elinde bulunan iki tane bardaktan birini uzattı.

"Sıcak çikolata yaptım "

Son eşyamı da çantaya sıkıştırdıktan sonra fermuarını kapatıp ayağa kalktım.

Bana uzatılan bardağı alıp hemen bir yudum içtim.
"Güzel olmuş ,eline sağlık "
Ben yatağın üstüne oturup ona da yanıma gelmesi için yer açtım.

Elif yanımda yer alırken içinde biriktirdiği sitemle ağzını açtı.

" Nigdeye gitmene ne gerek var "

Ona anlatmama rağmen yine de gitmemi istemiyordu. Aslında onu anlıyordum niye bu kadar aceleci davrandığımi olayı fazla ciddi bir boyuta taşıdığımdan bu kızgınlığı .

Ölüm kalım meselesi haline getirmiştim. Ama birinin de beni anlamasını istiyordum . Durum zaten ciddi ve benim psikolojimin bana getirmiş olduğu bin türlü düşünce beynimi talan ederken bu şekilde burada kalamazdım. Belki dışarıdan nasıl gözüktüğümü bilmiyordum ama artık biraz burdan uzaklaşsam sanki boğazımı pençeleyen görünmez el etkisini azaltacakmış gibi.
Bu olanları kaldiramıyordum daha fazla. Ben gürültü ,kaos ve bunların getirdiği korkularla savaşmak istemiyordum artık.

Mayışmış gözlerle yanımdakine bakıp

"Biraz uzaklaşsam iyi olucak ve bu konuyu konuştuk seninle "

Elif beni anlardı ancak şu son günlerde yaşadıklarımız hayatımızın seyrini değiştirmişti ve ona göre hareket etmemiz zorlaşıyordu.

Elinde tuttuğu bardağın sapını biraz daha sıkarak ağzını araladı. Soluk verdi dışarıya ancak kelimeleri soluğunda kaybolmuş gibi tekrar geri kapatmak zorunda kaldı.
Benim üzerime gelmemeye çalışıyor bu yaptığım onun gözünde belki de paranoyakça bir tavır gibi geliyordu ve sanki ağır bir suç eşleyip peşimde eli kanlı silahlı adamlar varmışçasına ben de onlardan kaçıyordum . Aslında Elif'in bu düşündüklerini doğrular kanıtında bir etkenimiz var zaten. Barış beyin ne yapacağını tam kestiremesem de bana fiziksel temas gerektirecek zarar vereceğini düşünmüyordum ama yine de bunlarla boğuşmak ruhuma atılan yeni bir darbe olucaktı ve ben bunu da kendi bünyemde barındıracak kadar güçlü biri olduğumu sanmıyorum.

SESSİZLİĞİN FISILTISIWhere stories live. Discover now