1.7K 141 348
                                    

—created from mother mother: 'hayloft'

itadori yuuji hayatında görebileceği en manyak babayla tanışmadan altı saat önce, elindeki dolu bardağı ve yanındaki arkadaşlarını unutmuşçasına bir çocukla bakışmaya başlamıştı.

kırsal kesimde gençlerin ortamları yaygındı, eğlenceleri fazlaydı. her gün birleşip düzenledikleri partilerin, göllerin kenarlarında yaktıkları ateşlerin, sokaklarda kaydıkları kaykayların ve sürdükleri bisikletlerin —geliri iyi olan babaları tarafından onlara hediye edilen arabaların— sesleri tüm gün ve gece duyulurdu. eğer bir ortamınız varsa, kırsal kesimde yaşıyor olmak size pekte etki etmezdi. çoğu şehire inmeyi aklına getirmezdi.

itadori yuuji o ortamların gözdelerinden biriydi. onunla birlikte üç, en fazla dört kişiden oluşan bir grubu vardı ve çevrelerindeki bütün gençler o grubu gittikleri her yere davet ederdi. itadori yuuji herkes tarafından seviliyordu, kasabanın gözdesiydi.

kırsal kesimdeki yaşlı oranından dolayı kiliseler ve farklı dinlerin ibadet yerleri fazlaydı ve bazen, yuuji kilisenin önünden geçerken rahip'in onlara bakarak kafa salladığını görüyordu. kınayan bakışlarını özellikle ona diker, elleriyle hızlı hızlı isa ve baba'ya tövbe ederdi. pembe saçlı çocuk bunu gülünç bulsa da sesini çıkarmazdı, özellikle ona bakmasının sebebinin iki babaya sahip olmasından olduğunu gayet tabii biliyordu. ayrıca, geceleri o avucunda sıkıca tuttuğu hacla uyurken kınadağı çocuğun arkadaşlarıyla kilisenin içinde veya dışında neler yaptığını duysaydı adanmış kalbi dayanamazdı.

ailesi şehirden buraya o küçükken gelmişti, durumları yeterince iyiydi ve sadece biraz huzur istiyorlardı. belki de buydu yuuji'nin gözdeliğinin bir diğer nedeni; buradaki çoğu gençten hem kültür hem gelir konusunda daha üstündü ve eşcinsel bir çiftin evladı olması da kimsenin umurunda değildi, herkes onu adeta kafeslemek istiyordu.

alan açıktı, sahnede çalınan sert müziğin ve arada gitarın tellerinin gerilme sesi —ki yuuji bu sese tapınabilirdi— ortamı doldurup insanların uğultularını bastırıyordu. yuuji elinde az önce birkaç şortlu kızın dağıttığı birayı tutuyordu, soğuk sıvı arada büyük pet bardağın içinde fokurduyordu.

geriye attığı pembe saçlarının birkaç teli gözüne doğru düşüp temiz görüşünü bozana kadar, az ilerisinde pet bardağının ağızlığını dişlerine hapsetmiş çocuğu ilgiyle izliyordu. ifadesiz suratında hiçbir sevecenlik kırıntısı barınmamasına rağmen, bembeyaz tenine tezat kapkara uzun kirpikleri bi' hayli dikkatini çekmişti. bu çocuğu ilk defa görüyor olmanın merakıyla izlemeye başlamıştı ve şimdi de gözlerini çekemiyordu.

pembe dudaklarında bira kalıntıları taşıyan çocuk mavi gözlerini ona dikiyor, biraz izleyince —yuuji'nin aksine— ilgisi gitmişçesine, kaygısız bir şekilde geri çekiyordu. yuuji o gözlerini çektiğinde bile, karanlık havaya rağmen konser alanındaki ışıklarla birlikte parıldayan mavi gözleri görebiliyordu.

yuuji bu çocuğu istediğini hissetti, hiç tanımamasına ve ilk defa görmesine rağmen.

"gözlerini çeksen iyi edersin." yanında oturan arkadaşı alaylı sesiyle yuuji'yi cevaplamadan önce, kendi boş bardağını çimenlere atıp yuuji'nin elindeki dolu bardağı kapmıştı. yuuji elinden alınan bardaktan çok onun ağzından çıkana vermişti dikkatini, o da bunun farkında olarak devam etti: "fushiguro toji'nin oğlu o."

"neden ilk defa görüyorum o zaman?" fushiguro toji uzun zamandır burada yaşıyordu, eğer böyle bir oğlu olsaydı ilk bilecek kişi de yuuji olurdu.

elindeki birayı yudumlayan choso bir süre duraksadı, diyeceği şeyleri hatırlamaya çalışıyor gibiydi. "ablasıyla şehirde yaşıyormuş, daha geçen gün geldi babasının yanına. kalıcı mı bilmiyorum."

hayloft (itfs.)Where stories live. Discover now