Sevgililer Günü 2

925 65 24
                                    


Çok özenli görünmemek için içinde ince pulları olan gri kazağımı altına siyah kotlarımı, üzerime de tabi ki siyah kabanımı giymiştim, aylardan şubattı ve çok üşümek istemiyordum. Aynaya şöyle bir baktıktan sonra bir de Marlene'in gözleriyle baktım, mutlaka bir takı takmalıydım dolayısıyla bende kolye takacaktım ancak bir kolye takarsam noel hediyesi olarak onun aldığı kolyeyi takmadığım daha belli olurdu diye düşündüğümden birbiriyle aynı olan büyüklü küçüklü takım yüzüklerimi taktım. Bazen çok ince düşünüyordum biliyorum ama yine de Marlene beni böyle görse kesin diyecek bir şey bulurdu.

Saat 1'i birkaç dakika geçiyordu Hogwarts'ın ana kapısından sızan soğuk beni korkuttuğunda. Ortalıkta çok az insan kalmıştı, çoğu yedinci ve beşinci sınıf SBD ve FYBS'lerine hazırlanıyorlardı. Kızlar ve çapulcularda şimdiden Hogsmeade'de olmalıydılar. Normalde onların yanında olmak için Matthew'i bir şekilde ekerdim ama bu sefer hem Matthew gözüme çok sevimli görünmüştü, çokta nazikti, hem de Sirius'a gıcık olmuştum. Hogwarts'taki her kız ona ölüp bitmiyordu, o şekilde düşünmekte haklıydı; kızlar her gün ilanı aşk ediyordu. Yine de ona aşık olsam böyle aptal bir şey yazmayacağımı bilecek kadar beni tanımasını beklerdim. Ama o Sirius'tu belki de şaka yapıyordu. Kendi kendime düşünürken omuz silktim.

Bahçeye çıkar çıkmaz yanıma atkı ya da bere almadığıma pişman oldum, dışarısı gerçekten soğuktu. Ama Matthew beni en az 15 dakikadır bu soğukta bekliyor olmalıydı, daha fazla bekletmeye gönlüm el vermezdi.

Şöyle bir dolandıktan sonra gölün kenarında bir yerdeki ağacın dibinde gördüm Matthew'i. Yanında bir sepetle göle doğru bakıyordu, sanki balık tutmaya gelmiş gibiydi ama tutacağı tek şey deniz altı canavarları falan olurdu herhalde.

Ayak seslerimi duyar duymaz bu tarafa baktı ve gülümsedi.

''Selam.''

''Selam.''

Sepetin içinden çıkardığı örtüyü yere serdi, sepeti ortaya koydu ve beni davet etti. Sepetin içinden ısıtıcı büyü yaptığı kavanozları çıkardı, bende ellerimi cebimden çıkarıp kavanozlara yaklaştırdım.

Sepetten kurabiyeler, çikolatalar, kazan pastası ve hatta çay çıktı. O bu kadar hazırlık yapmışken benim hiçbir şey getirmemiş olmam biraz utandırmıştı.

''Çikolata parçacıklı kurabiye, en sevdiğim.'' Dedim.

''Benimde!'' Bir yandan çaylarımızı dolduruyordu.

''Çay içtikten sonra çay yapraklarını okumak ister misin?''

''İnanıyor musun gerçekten?'' Matthew saçmalığa kimse inanmaz der gibi bana baktı.

''Hayır ama bakması eğlenceli, tüm o gelecekte ne olacak sorusu ve astroloji.''

''Olur bakalım ama benim öyle pek uydurma yeteneğim yoktur.'' Matthew, Taylor Switf'in şarkı yazacağı tipte birine benziyordu. ''Burcun ne?''

''Aslan burcuyum, 23 Temmuz seninki ne?''

''Başak.''

''Düzeni takıntı derecesine getiren burç.''

''Evet ama şu an tek takıntılı olduğum şey derslerim, FYBS'lerimi verebilmek.'' Matthew'in son sınıf olduğunu bile bilmiyordum, gerçekten utanmıştım, neredeyse 6 aydır aynı kulüpteydik.

''Ne olmak istiyorsun?''

Böylece Matthew'in iki abisi gibi bakanlıkta çalışmak istediğini öğrendim. Annesi eskiden ünlü bir Quidditch oyuncusuymuş, Matthew'da yeteneğini ondan almış. Babası ise futbol antrenörü bir mugglemış. Annesi ve babası evlendiğinden annesinin ailesi hiçbir sorun çıkarmamış çünkü annesi gerçekten çok baskın bir karaktermiş, annesine evlenmesi için karşı çıkarlarsa annesini evlenmekten vazgeçirmek yerine onu kaybedeceklerini bildiklerinden ses çıkaramamışlar ama sadece Noel'de görüşmeye devam etmişler. Ama babasının ailesi oğullarını bir cadıyla evlenmesini hiçbir zaman istememişler, annesi kötü, lanetli, her gün kedi kanı kesip içen satanist bir cadıymış gibi. Bu tezat oldukça komikti aslında. Şimdi babası hasta olduğundan, kanser demişti Matthew, annesi de kariyerinden vazgeçmiş ve babasına çeşitli büyüler yaparak onun kanserinin ilerlemesini neredeyse duracak kadar yavaşlatmış. Babasının hastalığını farkettiklerinde bazı şeyler için çok geçmiş ve babası bir oksijen tüpüyle yaşamaya başladığında annesinin ya da herhangi bir büyücünün bu durum için icat ettiği bir büyü/iksir yokmuş.

Under StarsWhere stories live. Discover now